25 Ekim 2009 00:00
şu çılgın kürtler!...
Silah seslerinin birbiri ardına patlaması ile uyanan Şehmuz Emmi kendinden ziyade en küçük torunu Baranı düşünüyordu! Baran henüz 6 aylıktı ve yavaş yavaş etraftan gelen sese duyarlı olmaya başlamıştı. Şehmuz Emmi perdeyi hafice araladığında gökyüzünün havada uçuşan mermi ve bombaların etkisinden bembeyaz olduğunu görmüştü:
Silah seslerinin birbiri ardına patlaması ile uyanan Şehmuz Emmi kendinden ziyade en küçük torunu Baranı düşünüyordu! Baran henüz 6 aylıktı ve yavaş yavaş etraftan gelen sese duyarlı olmaya başlamıştı. Şehmuz Emmi perdeyi hafice araladığında gökyüzünün havada uçuşan mermi ve bombaların etkisinden bembeyaz olduğunu görmüştü:Ulan Ellez, bu ne hal! Bu ne gürültüdür böyle! Koş bak bakalım yine ne olmuş?Ne olacak babo, her zaman ki gibi çatışma çıktı herhal! Bu saatte başka ne olacak ki!Eyi de bilmezler mi bizim Baran büyüdü, kulağı sesi alır oldu! De get söyle şunlara da yarına çarpışsınlar! Baranı ırahatsız etmeyin de! Kaç gündür uyku neyim tutmadı de!..........Şehmuz Emmi öldüğünde Baran 6 yaşına yeni basmıştı. Köyde çok sık cenaze kaldırıldığından küçük Baran dedesinin ölümünü de olağan şeylerden biri sanmıştı! Zira cenazelerin kimi dağlardan geliyordu kimi ise köyün yakınlarında bir yerlerde çıkan çatışmalardan! En çokta kadınların ağıtları yer etmişti kulağında Baranın. Düğünlerde ki zılgıt sesleri bile ağıtı hatırlatıyordu kendine. Anaların ne zaman sevindiğini ne zaman üzüldüğünü ayırt edemez olmuştu Baran. Bu yüzden düğünlerde koşup oynamak istemiyordu!
.Babası ile sık sık İlçeye gidiyordu Baran. Çoğu zamanda babasının Memleketim diye övündüğü büyük İle. Gençte ölüyordu, yaşlıda. Kadında ölüyordu, çocukta. Kimi gazeteciydi ölenlerin, kimi yazardı. Kimi ebeydi ölenlerin kimi hemşireydi. Kimi öğrenciydi ölenlerin, kimi de öğretmendi! Tek ortak yanları adres sormayan kurşuna hedef olmalarıydı. İlçenin ve İlin en büyük meydanları kimliği belli olmayan ölülere vermişti kimliğini. Büyükler için korkunç olan ölüm, çocuklar için sıradan bir şey olmuştu.
.Oyuncak olarak ilkin panzerleri ve güvenlik güçlerine ait otoları görmüştü Baran! Birde askerlerin ve vatandaşların ellerinde tuttuğu silahları. Silah sesi bebekliğinden beri ninni sesi olmuştu onun için! Çocuk parkını ise televizyonlarda görmüştü.Baba beni ne zaman götüreceksin çocuk parkına!Acelen ne oglum! Ahan şurada büyümene nen kaldı ki! Büyü, üçbeş sene sonra sen kendin gidersin!
İlkokul dönemi çok zor geçmişti Baranın! Köyde okul yoktu! Bu yüzden çevre köye gitmeleri gerekiyordu. Özellikle kışın çok zor oluyordu okul yolu! Öğretmenleri okulda yakacak olmadığından öğrencilerinden her sabah gelirken yanlarında çam yada tütün sapı getirmelerini istiyordu. Küçük Baran diğer köylü arkadaşları ile bir elinde defter-kitap diğer elinde tütün sapı güç bela taşıyordu kendini. Birçok yaşıtı okula bile gitmiyordu Baranın. En yakın arkadaşı Ahmet yerde bulduğu el bombası ile oynarken bombanın patlaması sonucu ölmüştü. Çobanlık yapan yaşıtları da vardı Baranın. Ama koyun otlatırken mayına basıp oracıkta ölen Bilal arkadaşını hiç unutmuyordu. En çok da babasının eve geç kalmasından korkuyordu Baran! Çünkü kimin babası eve geç kalsa ya ölüsü geliyordu yada kötü bir haberi.
.Baranın ilk kız arkadaşı 16 yaşındayken olmuştu ama kimi sevip sevmeyeceğini babasından yediği okkalı şamardan sonra öğrenmiştiOnlar bizim kanlımızdır!
.Baran okulu çoktan bırakmıştı. Kaçak işini de öğrenmişti, mayınların yerlerini de. Acıyı çok yaşamıştı sevinci hiç! Babası mayına bastığında sadece babasından 10 metre gerideydi. Ablası evlendiğinde evin büyüğü oydu. Bu yüzden o bağlamıştı ablasının kuşağını. Askere git dediklerinde canının yarısı gelmişti aklına. Dağdaydı çünkü en büyük ağabeysi. Dağa çık dediklerinde köylüleri gelmişti aklına, akrabaları, arkadaşları. Ve ortanca ağabeyi gelmişti aklına. Askerdeydi çünkü canının diğer yarısı da.
.Hergün, gün ağaranda bir köşeye oturup bir şeyler bekler gibi gözünü tepelere diktiğinde Ne bekliyorsun diye soranlara hep aynı cevabı veriyordu Baran:Barışı!
Veli Bayrak
Veli Bayrak