01 Kasım 2009 00:00

Nefessiz

Her Türk sinema seyircisi doğar. Sonra bazıları asker filmlerine sardırır.Nefes diye bir film yaptılar, yazmamak için inat etmiştim ama, yer yerinden oynadı. Bir ayılmalar, bir bayılmalar, filmi yere göğe sığdıramamalar, bir de üstelik “Hiç de militarist film değil” gibi savunmalar üst üste gelince, sessizlik yeminimi bozmaya karar verdim.

Paylaş
Her Türk sinema seyircisi doğar. Sonra bazıları asker filmlerine sardırır.Nefes diye bir film yaptılar, yazmamak için inat etmiştim ama, yer yerinden oynadı. Bir ayılmalar, bir bayılmalar, filmi yere göğe sığdıramamalar, bir de üstelik “Hiç de militarist film değil” gibi savunmalar üst üste gelince, sessizlik yeminimi bozmaya karar verdim.Filmi tartışmaya hâlâ niyetim yok. Bildiğiniz savaş filmi. Bir sınır karakolu. Askerler var. Çatışmalar var. Kötü adamlar var. Efektler var. Drama var. Bitti.Bu devirde, şu anda, savaşı yücelten ya da masumlaştıran bir film yapmak, bir de üstüne marifetmiş gibi savunmak, memlekete sinema sanatı yoluyla yapılabilecek en büyük düşmanlıktır.Ama film üstüne söylenenlere dair iki çift lafım var.Diyorlar ki, “insan hikayesi anlatıyormuş.” Hani savaş filmi değil, kahramanlık hikayesi değil anlamında. Samanyolu kanalında da var o hikayelerden. Her bölümde gencecik bir adamı savaşa gönderiyorlar. Yazık oluyor. İzleyenin içi sızlıyor.Eee? Savaşta ölen adamın hikayesinin üzücü olduğunu söyleyen bir film, savaşa karşı çıkmış mı olur? Olmaz efendim. Çünkü savaşa karşı çıkan adam, o savaşı çıkarana bir laf söyler. “Düşmana” laf söylerse, o zaman bir tarafı tutup ötekine sallamış olur. Amerikan sinemasında böyle utangaç film örnekleri çok olduğu için, bu tür filmleri bir şey sanma alışkanlığı edinenler var. Delikanlı gibi Amerika’nın Vietnam işgalini eleştiremeyip Vietnam sendromunu falan film yaptılar yıllarca. Ne birilerinin “boşuna” ölmüş olduğunu söylemiş oldular, ne insanlar ölmesin demiş oldular. En fazla, yazık oldu bizim çocuklara gibi bir şey dediler. Nefes’in dediği de bundan ne eksik ne fazla.Ama “antimilitarist” diyen bile çıktı be arkadaş. Yuh! Bir de utanmadan bu sözde “savaşı eleştiren” filmin afişindeki slogan, “Uyursan ölürsün”. Bana bu teğmenin nöbette uyuma cezası olarak eline bomba verdiği ve dört erin hayatını kaybetmesine neden olduğu olayı hatırlattı. Eee, insan hikayecileri? Bunun filmini yapsınlar, yürekleri yetiyorsa, o boşuna ölen çocukları izleyelim.Bir sürü western filmi var. Kızılderilileri belki manyak psikopat katiller olarak göstermiyor ama, hikayeyi beyaz adamın tarafından anlattığı için, yerliler her zaman aşağılık, ilkel, savaşçı, saftirik adamlar olarak gösteriliyor. Ulan adamın toprağını işgal etmişler, soykırım yapıp hepsini katletmişler, sinemada da vahşi olarak göstereceksin. Neredeyse bütün western filmlerinde de kovboylar ne sıkıntılar çeker, zorlanır, yeni bir ülkeye yerleşirken neler neler yaşarlar. Öyle olunca, o film barışçı mı olur peki? Olmaz değil mi? Nefes de değil.
Çağdaş Günerbüyük
ÖNCEKİ HABER

Varlığım Zülküf’ün varlığına armağan olsun

SONRAKİ HABER

Bizimkisi ölüm derbisi(!)

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...