10 Kasım 2009 00:00

BAŞYAZI

Başbakan Erdoğan’ın, “İster Bölge sorunu deyin, ister Kürt sorunu deyin, ister Milli Birlik Projesi deyin” diye tarif ettiği “sorun”, bugün Meclis’te ele alınacak.

Paylaş

Başbakan Erdoğan’ın, “İster Bölge sorunu deyin, ister Kürt sorunu deyin, ister Milli Birlik Projesi deyin” diye tarif ettiği “sorun”, bugün Meclis’te ele alınacak.
Eğer Meclis çoğunluğu kabul ederse, “sorun”, 12 Kasım Perşembe günü TBMM Genel Kurulu’nda tartışılacak.
Ancak bugün 10 Kasım, Atatürk’ün yaşamını yitirmesinin 71. yılı ve bu nedenle de, Meclis’te Kürt sorununun çözümüne dair eleştiriler ve önerilerden çok; 10 Kasım günü bu görüşmenin açılarak hükümetin aslında ne demek istediği, Atatürk Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak amacıyla “Kürt Açılımı” gündeminin böyle bir güne alınması arasındaki ilişkiler…tartışılacak!
Hatta, politika alanındaki gelişmeleri az çok izleyen herkes, biraz gayretle, CHP’nin ve MHP’nin sözcülerinin nasıl konuşacağını, neler söyleyeceğini tahmin eder. Sadece CHP ve MHP’nin değil, hükümet ve AKP’nin de başta gayet “ılımlı”, “uzlaşmacı” bir görünüş çizdikten sora, muhalefetin yaklaşımı karşısında sertleşip esip gürleyeceği, muhalefeti “halka şikayet” edeceği, bu şikayeti de hangi söz ve söz kalıplarını kullanarak yapacağı, büyük bir yaklaşıklıkla söylenebilir!
Çünkü perşembenin gelişi çarşambadan bellidir! Ve AKP ve hükümetinin görüşme gününü 10 Kasım 2009 olarak belirlemesinden beri, “Neden 10 Kasım?” tartışması, hem muhalefet hem de onların arkasındaki çevrelerce sorgulanmakta; bu konuda, “ince” ve “derin” yorumlar yapılmaktadır. Çünkü, bu çevrelerin “açılım” konusuna dair, Atatürk ve Cumhuriyet konularında söylediklerini tekrar etmekten öte bir çözümleri yoktur. Bu yüzden onlar bağırıp çağırsalar da, gerçekte AKP’nin “10 Kasım günü seçimi” için hükümete ve AKP’ye içten içe teşekkür de etmektedirler. Çünkü bu konuda spekülasyonlar yaparak, asıl soruna dair “çözümsüzlüğü savundukları”nın üstünü örtmüş olacaklardır.
AKP de, aslında sorunu hem Meclis’e getirip tüm partilere “sorunun çözümüne katkı yapmaları” için çabaladığını göstermek istemekte, hem de muhalefete sorunu hiç tartıştırmak istememektedir. Bu yüzden de görüşme günü olarak 10 Kasım’ı seçmiştir. Yoksa 10 Kasım yerine 11, 12 Kasım ya da başka günleri de seçebilirdi. Ne var ki AKP ve hükümetin de, muhalefetin, Kürt sorununa ciddi bir katkı yapmasa da ortaya koyacağı sorularla, hükümetin açmazlarına işaret etme ihtimalini de ortadan kaldırmak için bu yola başvurduğunu söylemek, bir komploculuk olmaz.
Çünkü böylece AKP, hem kendine yönelik eleştirileri savuşturmayı, hem de kamuoyu gözünde bu soruna “makul”, “çözmek için” yaklaşan tek partinin AKP olduğu imajını güçlendirmeyi amaçlamıştır.
AKP kurmayları kuşkusuz ki, bu tabloyu oluşturmak için muhalefetin herkesçe açıkça görünen, statükoyu savunan ve Kürt sorununun demokratik çözümü için her adımı “bölücülük”, “yabancı güçlerin oyunu” olarak görme zaafından yararlanmaktadır.
Ancak AKP’nin zaafları da muhalefetten daha az değildir!
Ve bu Meclis’teki görüşme, uzunca bir zamandan beri Türk ve Kürt demokrasi güçleri arasında tartışılıp konuşulan konularda ön açıcı bir tartışma olmayacaksa, çok anlamlı da olmayacaktır.
Bu nedenledir ki;
1-) Sorunun nasıl çözüleceğini belirlemek için Türkiye’nin kendi Kürtlerini muhatap alması ve onlarla çözümün koşullarını konuşması,
2-) Genel ve ayrımsız bir siyasi af çıkarılması,
3-) Kürt kimliğinin kabulü, anadilde eğitim hakkı, Kürtlerle Türklerin dil ve hak eşitliğinin kabul edilmesinin anayasal garantiye alınması gibi sorunların demokratik çözümünün ana ilkelerinde yaklaşımda bir ilerleme sağlanması, “açılımın” hem demokratik karakteri hem de çözüm için gerçekçi olmasının ana koşuludur.
Aksi halde; “terör örgütünü dağıtma”, “DTP’yi bölme” manevraları olarak tarif edilen ve milliyetçi, statükocu güçleri tatmin için atılacak adımlardan ibaret bir “açılım”, sadece belalar getirecek bir açılım olur.
Ne yazık ki, lafta “çözüm kararlılığı” ifade eden hükümetin tavrı ve yönelişi de bu çizgiye doğrudur.
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

Acele adalet aranıyor!

SONRAKİ HABER

Kanalizasyon Savlıların sağlığını tehdit ediyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...