11 Kasım 2009 00:00

Hayat TV okuldaydı ama değildi

Bu nasıl başlık diyeceksiniz haliyle. İnanın, 3 Kasım günü başımıza gelen olaylar o kadar saçma ve uygunsuzdu ki, bu durumu anlatacak bir yazı da ancak böyle bir başlığı hak eder.

Paylaş

Bu nasıl başlık diyeceksiniz haliyle. İnanın, 3 Kasım günü başımıza gelen olaylar o kadar saçma ve uygunsuzdu ki, bu durumu anlatacak bir yazı da ancak böyle bir başlığı hak eder.
3 Kasım Salı günü DEÜ İİBF Konferans Salonu’nda Hayat TV ile kriz konulu bir program çekilecekti. Ancak tepeden inme (rektörlükten) bir uyarı ve dekanlıktaki bu işi koordine edecek kişinin görevini layıkıyla ve belki de kasten yerine getirmemesi (zira etkinliğin gerçekleşmemesi için güvenlik şefi ile yoğun çaba harcadılar) nedeniyle bu program çekimi olmadı, olamadı.
Yaklaşık bir hafta öncesinde Çalışma Ekonomisi Öğrenci Temsilciliği ve okulumuzdan programa katılacak Yrd. Doç. Dr. Özgür Saraç ve Araş. Gör. Eser Afşar ile etkinliğimizi gerçekleştirme kararı aldık ve bunun için dilekçemizi verdik.
Dekanlığımızda görevli hocalarımızın da bilgisi dahilinde ve onların da destekleriyle duyuru amaçlı afişlerimize okulun mührü vuruldu, fakültenin her yanına asıldı. Bin adet el broşürü öğrenci arkadaşlarımıza dağıtıldı. Sınıflarda duyurular, hoca ziyaretleri yapılarak programa çağrıldı. Doğal olarak dekanlığımızın onayladığı, izin verdiği ve rektörlüğün bilgisi dahilinde olan bir etkinlik için var gücümüzle emek harcadık.
3 Kasım günü ise birçok gerçek suratımıza vuruldu. Dekanlıkların rektörlükten habersiz adım bile atamayacağı, idari yapıda dekandan çok güvenlik şefinin veya fakülte sekreterinin zaman zaman daha etkin olduğu, akademisyenler içinde güçlü ve aktif bir örgütlenmenin neden önemli olduğu, tek bir bölümle değil fakülte temsilciliklerinin alınmasının ve işletilmesinin önemi, somut olaylar üzerinden ortaya çıktı.
Program çekimi için gelen yayın aracı (dışarıdan kiralanmıştı) fakülte içine alınmadı, konferans salonunun zamanında açılmasında sıkıntılar yaşandı. Rektörlük tarafından gönderilen ve programı çekeceği söylenen ekip(!), bir kişiden ve bir el kamerasından ibaretti. Programın neden çekilemediğini öğrenmek adına yapılan yoğun telefon görüşmeleri ve rektörlük tarafından net bir cevap verilmemesi, hem misafirlerimiz Bülent Falakaoğlu ve Yrd. Doç. Dr. Özgür Müftüoğlu’nu, hem de okulumuzun hocalarını üzdü. Dekanlığın topu rektörlüğe atması ve rektörlükteki ilgili kişinin bitmeyen toplantıları sebebiyle etkinliğimiz fiiliyatta engele uğradı.
Eğer bir üniversitede hâlâ resmi izinli ve mühürlü bir etkinlik yapılamıyorsa, bunu aşmaya dönük üniversite bileşenlerinde sıkıntılar yaşanıyorsa, bizim daha çok yolumuz var demektir. Yılmadan, geri çekilmeden, bu olayı deşifre ederek ve haklılığımızı belirterek çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Güçlü bir ÖTK ve güçlü bir öğrenci hareketi için mücadele edeceğiz. Belki bir adım geri düştük ama iki adım ileri gitmesini bileceğiz.
3 Kasım Salı günü, konferans salonunu sabırla, inatla terk etmeyen öğrenci arkadaşlarıma, bizi yalnız bırakmayan akademisyenlerimize ve iyi niyetlerinden şüphe etmediğimiz dekan yardımcısı hocalarımıza teşekkür ederim.
İlyas Coşkun
(DEÜ Çalışma Ekonomisi Temsilcisi/İzmir)
ÖNCEKİ HABER

Yalnızlık ve sessizlik

SONRAKİ HABER

Kürt coğrafyasında işlenen cinayetlere ait belgelerin imha edildiğinden kuşkulanıyorum

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...