13 Kasım 2009 00:00

1 Aralık 2000’dekinden daha güçlü bir eylem...

25 Kasım yaklaşırken, KESK ve Kamu-Sen’in çalışmaları da giderek hız kazanıyor. Temsilci toplantıları, işyeri gezileri...

Paylaş

25 Kasım yaklaşırken, KESK ve Kamu-Sen’in çalışmaları da giderek hız kazanıyor. Temsilci toplantıları, işyeri gezileri, afiş ve bildiri dağıtımları sürerken İzmir’de KESK ve Kamu-Sen’e bağlı sendikaların şube başkanları ile eylem hazırlıklarını görüştük. İzmirli kamu emekçileri Emek Platformu’nun çağrısıyla alana çıktıkları 1 Aralık 2000’den daha kitlesel bir katılım hedeflediklerini vurguluyorlar.
150 dolayında işyerinde ve 7 taşra ilçesinde örgütlü bulunan Eğitim Sen 1 No’lu Şube Başkanı Ali Rıza Özer, krizin etkilerinin sürdüğü ve faturasının emekçilere ödettirilmek istendiği bir dönemde bir günlük uyarı grevinin önemine vurgu yaptı. Başta grev ve TİS hakkı olmak üzere, insanca yaşayacak bir ücret ve demokratik bir çalışma ortamı için bir günlük uyarı grevinin planlandığını belirten Özer, “Eylemimiz sevk, izin vs. olmadan bir gün işe gitmeyerek hizmet üretiminden gelen gücümüzün kullanılması şeklinde olacak” dedi. Eylem kararının alınma biçimine yönelik eleştirileri olsa da, grevin altını doldurmak için yoğun olarak çalıştıklarını dile getiren Özer, başta kendi üyeleri olmak üzere, başka sendikalara üye olanları ve sendikasızları da greve katmanın görevleri olduğuna dikkat çekti. Şubede iki defa işyeri temsilciler toplantısı gerçekleştirdiklerini bunlara 60-70 kişinin katıldığı bilgisini veren Özer, “Özellikle 1 Aralık 2000 eyleminde İzmir’de yoğun bir mahkeme dönemi yaşandı. Hâlâ kafalarda ‘ceza aldık’ düşüncesi var. Oysa biz o dönemdeki davaları kazandık. Greve gitmenin sendikal hak olduğunu, buna dair kazanılan sayısız mahkeme olduğunu belirtiyoruz” dedi. Yüksek bir katılım beklediklerini dile getiren Özer şunları söyledi; “İşyerlerimizde tartışılarak alınmadığı için biraz zorlansak da o gün bütün işyerlerini kapatarak alanlara çıkacağız. Başta kamu emekçileri olmak üzere, işçi ve işsizlerin de katılması için çaba sarf ediyoruz. DİSK, TMMOB, TTB, Türk-İş de zaten desteklediğini söylüyor. Bu kurumların temsilcileri ile önümüzdeki günlerde bir toplantı yapacağız”.
HASTALARLA BİRLİKTE..
SES İzmir Şube Başkanı Ergün Demir, sağlık alanında hizmetlerin geldiği nokta ve hizmet alanlar konusunda sıkıntılı bir süreç yaşandığına dikkat çekerek, 25 Kasım’a yönelik hazırlıklar kapsamında, işyerlerinde tüm sağlık çalışanlarının katıldığı toplantıları gerçekleştirdiklerini daha sonra da sağlık hizmeti alanlarla buluşmayı hedeflediklerini belirtti. “Katkı payı ve ilave ücretler başta olmak üzere vatandaşın sağlık hizmetine ulaşımı çeşitli şekillerde engelleniyor. Aynı zamanda sağlık çalışanlarının 4/B, 4C gibi parçalı çalışma süreci ve iş yükü arttı. Sağlık çalışanlarının sağlığı ve işgüvencesi başta olmak üzere süreç her gün giderek kötüleşmektedir. Bunun önüne set çekebilmek için ikili bir çalışma yapmak gerekiyor” diyen Demir, sadece KESK ve Kamu-Sen’in ortaklaşmasının yeterli olmayacağını, tüm toplum kesimleri ile birleşme konusunda çabalarının olacağını dile getirdi.
BES İzmir Şube Başkanı Ramis Sağlam, “BES bu sürece antrenmanlı başlamıştır. Örneğin maliye emekçilerinin ek ücretlerine yönelik gasp girişimine, sosyal güvenlik kurumlarındaki geçici görevlendirme başta olmak üzere turnike uygulamasına karşı yine örgütlü olduğumuz adliye kurum idare kurullarındaki eylemliliğiyle süreci talepler üzerinden uzun süre önce başlatmıştır. İşyerlerimize yoğun bildiri ve afiş çalışması ile 25 Kasım duyuruları yapılırken, işyerlerimizde geniş toplantılar ve bire bir yüz yüze çalışmalar hızla sürmektedir” dedi. 17 Kasım 2009 Salı günü maliye emekçilerinin ekonomik ve özlük sorunlarına yönelik bir eylem yapacaklarını bildiren Sağlam, siyasi iktidarın eylem günü yaklaştıkça belirleyeceği tavrın da etkili olacakğını, iş bırakma öncesi yayınlanacak genelgelerin ve tehditlerin eylemi olumlu etkileyeceğini düşündüğünü belirtti.
DAYANIŞMAYI ÖRGÜTLEYECEĞİZ’
25 Kasım Uyarı Grevine Memur-Sen’in katılmamasının eksiklik olduğunu ifade eden Sağlam, “Hangi sendikada olursak olalım 25 Kasım’da tek yumruk olmalıyız. Sefalet ücretlerine mahkum edilmek istenenler olarak, KEY’leri gasp edilenler olarak, sözleşme dayatılanlar olarak 25 Kasım’da taleplerimizi daha da somutlaştırarak, sendikal rekabeti değil emekçi dayanışmasını örgütleyeceğiz” dedi.
Türkiye Kamu-Sen İzmir İl Temsilcisi Nebi Yay da, Kamu Sen ve KESK’in 25 Kasım’da memurun kaybolan onurunu tekrar kazanmak ve üretimden gelen gücünü göstermek adına okullarda, hastanelerde, havaalanlarında, maliyede, gümrükte bütün kamu kurumlarında bir günlük iş bırakarak sesini duyuracağını dile getirdi. Bunun bir adım olduğunu ifade eden Yay, “Hükümet bunu görmemezlikten gelirse, taleplerimiz ve eylemlerimiz şiddetini arttırarak devam edecek. İş bırakma konusundaki kararımız kesin ve kamu çalışanlarının yoğun bir isteği var. Bizi yüzde 2.5’lara mankum eden hükümete o gün Türkiye’nin her yerinden kamu çalışanları sesini gür şekilde duyuracaktır” dedi.
(İzmir/EVRENSEL)

‘BU İŞ YERİNDE GREV VARDIR’ PANKARTI ASILACAK
Eğitim Sen İzmir 5 Nolu Şube Örgütlenme Sekreteri Orhan Bayram: Öncelikle şubemize bağlı işyerleri çok geniş bir alana yayıldığından işyeri gezilerinin daha derli toplu yürümesi için tüm işyerlerini 7 bölgeye ayırdık ve bu bölgeleri 7 kişilik yönetim kuruluna paylaştırdık. Bu şekilde işyeri gezileriyle ilgili denetimi daha kolaylaştırdık. Yönetim Kurulumuzun aldığı karar doğrultusunda gittiğimiz tüm işyerlerinde diğer sendikaların temsilcilerinin de katılımıyla ve mümkünse sendikasızların da temsil edileceği bir grev komitesi kurulması yönünde çalışmalar başlattık. Örneğin Eğitim Sen,Türk Eğitim Sen ve Eğitim İş temsilcileriyle böyle bir komite benim çalıştığım işyerinde kuruldu ve ilk toplantımızı bu komiteyle yaptık. Ayrıca 25 Kasım’a kadar düzenli toplanma kararı aldık. Ayrıca şubemize bağlı uzak ilçelerden Menderes, Gümüldür, Özdere’de işyeri gezilerinin yanı sıra dayanışma ve greve hazırlık şöleni yaptık. Aynı içerikli bir şöleni de Gaziemir’deki eğitimcilerle yaptık. Yine yönetim kurulumuzun kararıyla greve katılımın yüksek olduğu işyerlerine, “Bu İş Yerinde Grev Vardır” pankartı asılacak. 25 Kasım günü de diğer kamu çalışanlarıyla şubemizin önünde toplanıp Buca’da eylemimizi yaptıktan sonra merkezi eylem alanına gideceğiz.

SES Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi İşyeri Temsilcisi Sibel Sarıçoban: İşyerimizde 25 Kasım’la ilgili olarak görüşmeler yaptık. Doktorları temsil eden iki arkadaşla yaptığımız görüşmede bize, arkadaşlarına bu iş bırakmada güvenmediklerini, performanstan kaynaklı zor olacağını söylediler. Biz de hastaların katkı paylarından dolayı hastanelere gelmediklerini bu yüzden de doktor ve hastane dönerlerinin zaten düşeceğini eğer bir gün iş bırakmazsak ömür boyu hep beraber işsiz kalacağımızı anlattık.
Türk Sağlık Sen’in temsilcileri ile o sendika bu sendika demeden eylemin altını hep beraber örmemiz gerektiğini söylediğimizde onlar da çok heyecanlı ve mutlu olduklarını söyleyip ne gerekirse yapacaklarını söylediler. Ama altını örme konusunda tecrübesiz olduklarını sözlerine eklediler. Sağlık-Sen temsilcileri eyleme katılmayacaklarını ama alınan katkı paylarının çok olduğunu, hastaların mağdur olduklarını dile getirdiler. Bazı sağlık çalışanları, “Yatan hastaya bakmamak gibi bir sorumsuzluğumuz olamaz” dediler. Biz de, “Acil olmayan ameliyatlar ve acil olmayan poliklinik hastalarına bakılmasın” dediğimizi aktardık. Hastanede ameliyathane hemşireleri ve anestezi teknikleri olarak 25’inde ameliyatlara girmeme kararı aldık. Yemekhane ve poliklinikler önünde bildiri dağıtıp gerekli yerlere afişler astık. Ayrıca eylem günü polikliniklere gelen hastaları geri çevireceğiz. Aralık ayında tekrar iş bırakmalıyız. Ancak böyle birleşe birleşe gücümüz ortaya çıkıyor.
Eğitim Sen 2 No’lu Şube Örgütlenme Sekreteri Elif Çuhadar: Okullarımızda teneffüs aralarında bilgilendirme ve grevin örülmesi ile ilgili söyleşiler giderek yoğunlaşıyor. Karşıyaka, Çiğli ve Bayraklı ilçesine bağlanan işyerlerimizi gün boyu ziyaret ederken, ilçe ilçe de genel üye toplantıları düzenliyoruz. 1 Aralık 2000’de yine Kamu-Sen’le ortaklaştırılan iş bırakmada İzmir hiçbir yerde olmadığı kadar baskı ile karşılaşmış, adli ve idari yargılamalar yaşamıştı. Verilen cezalar iptal ettirilmiş hatta Karşıyaka’daki bir lisemizden 11 eğitim emekçisi AHİM’e kadar gidip “Urcan ve Diğerleri” diye bilinen davada, her başvuru sahibine 500’er avro manevi tazminat hakkı kazanmıştı.
Aliağa, Foça, Dikili, Menemen, Kınık ve Bergama ilçelerimizde genel üye toplantıları yaparak buralarda da güzel bir katılımın sağlanacağını gördük. Bergama ilçesindeki eğitim emekçileri yapılacak grevi bir mitinge dönüştürmeyi planlarken, “Hem kendi işyerimizi hem de en yakın işyerini nasıl örgütleyebiliriz, ‘25 Kasım’da nasıl okulu boşaltırız?’ sorusunu her üye düşünmeli ve yanıt aramalı” kararları her durumdaki eğitim emekçisinin gözlerindeki ışıltıyı artırmıştır. 25 Kasım’da tüm kamu emekçileri greviyle, yürüyüşüyle ve mücadele gücüyle ayakta olacak. O gün tüm emekçiler ve emek güçleri, “Ben nerede olacağım?” sorusuna yanıt vermelidir.

‘TALEPLERİMİZ HALKIN TALEPLERİ’

Eğitim Sen 4 No’lu Şube Başkanı Cevat Düzci: Eylemin örgütlenmesine yönelik olarak, geçmişten bugüne aktif olarak sendikal çalışma yapan 220 arkadaşımıza ulaştık. 22 Ekim’de yaptığımız toplantıya 70 aktif üyemiz katıldı. Eylemin örgütlenmesine yönelik olarak işyerlerinde takınacağımız taktik tavrı ve katılımı arttırmaya yönelik neler yapabileceğimizi tartıştık. O tarihten bugüne kadar 60 işyerinde 1000’e yakın eğitim emekçisi ile süreci tartışma olanağı yakaladık. Eyleme sendika üyesi olan, olmayan ve diğer sendikalara üye eğitim emekçileri destek vereceklerini açıkladılar. Üyelerimizin ve diğer eğitim emekçilerinin önüne görev koyarak taleplerimizin aslında velilerin de talebi olduğunu bu nedenle veli toplantılarında velilere yönelik çalışma yapılmasını istedik. Bundan sonra genel üye toplantıları yaparak işyerlerindeki durum hakkında bilgi alma ve eylem gününe kadar yapılacakları konuşacağız. Okul önlerinde velilere ve halka bildiri dağıtacağız. Hafta sonları semt pazarlarında bildiri dağıtımı ve bilgilendirme çalışmaları yapacağız. Okullarda grev komiteleri oluşturarak eylem günü işyerlerinde toplu gidişleri örgütleyeceğiz. 25 Kasım’da Bornova’da yürüyüş yapacağız.

Türk Eğitim-Sen İzmir Şube Başkanı Ahmet Reis: Konfederasyonumuzun kararı doğrultusunda 25 Kasım’da tüm okullarda işbırakacağız. Afişlerimizi dağıttık, üyelerimizi işyeri temsilcilerimiz aracılığı ile bilgilendirdik. Son yıllarda özellikle Sayın Çelik’in yaptığı bir çok uygulamanın öğretmenlere hiçbir yarar getirmediği gibi yap-boz biçimindeki uygulamalarla öğretmenlerin, çalışma koşulları ve ekonomik koşullarının daha kötüye gittiği bir dönem geçirdik. Sadece vatandaşların yaptırdığı okullarla derslik sayısının arttırılması çok iyi bir çalışma gibi empoze edilmesine rağmen, öğretmen yetersizliği, okulların fiziki ortamlarının yetersizliği, ekonomik kayıplar, liyakatsız atamalar ve beş yıllık süre içinde vekaleten yapılan görevlendirmeler MEB ve çalışanlar nezdinde çok olumsuz sonuçlar doğurdu. Bütün bunlara dur diyebilmek adına 25 Kasım’da haklarımızın kazanılması yönünde bir eylem yapacağız.

Emine Uyar
ÖNCEKİ HABER

Van greve hazır

SONRAKİ HABER

İşten atan patrona ‘fahri doktora’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...