14 Kasım 2009 00:00

KUŞATILAN ÇEVREMİZ

ABD Irak’ı yıllar boyu bombalarla yaktı yıktı; şimdi yıkılanın yeniden yapılması lazım, yapmak için de çimento lazım ama Irak’taki çimento fabrikaları da yıkıldı...

Paylaş

ABD Irak’ı yıllar boyu bombalarla yaktı yıktı; şimdi yıkılanın yeniden yapılması lazım, yapmak için de çimento lazım ama Irak’taki çimento fabrikaları da yıkıldı... Uyanık sermayemiz de bu fırsatı kaçırmadı ve komşu Ortadoğu pazarına girmek için K.Maraş’ta Pazarcık-Narlı Ovası’na dalarak, oraya iki tane dev çimento fabrikası kurdu.
Çimento fabrikalarının yaratacağı doğa tahribatı sadece kendileriyle sınırlı değildir, o fabrikaların hammaddesini sağlamak için yüze yakın malzeme ocağı açılacak ve bütün bir ova şantiyeye dönüşecek. Bu fabrikaların kurulma sürecinde yöre halkı sağlığına, bağına bostanına sahip çıkmak için büyük bir direniş gösterdi ve hâlâ da o direniş sürüyor. Yöredeki 38 köyün muhtarı ve halkı, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve duyarlı diğer kesimler, yıllardır hak ve hukuku arıyor ama bulamıyor. Dertlerini anlatmak için yurtdışı dahil çalmadık kapı bırakmayan o insanların çoğunu şahsen tanıyorum; onlar sadece ekinlerinin değil, bütün yörenin geleceği peşinde koşuyor, kapitalizmi ve onun vahşetini bizden iyi tanıyor. “Onuruma ve Ovama Dokunma Çevre Hareketi” adında bilinçli ve direngen bir hareket oluşturmuşlar ve (www.ovamadokunma.com) adresinde hepimizden destek bekliyorlar.
O verimli ovada göz göre göre kurulan çimento fabrikalarına karşı hukuksal süreç de yıllardır devam ediyor ama sonuçta burası Türkiye ve atı alan fabrikasını kuruyor. Çevre Bakanlığı, İzmir’e sağlıklı içme suyu sağlayacak olan Çamlı Barajı için ÇED raporunu siyanürcü şirketlerin çıkarı için geri çevirdi ama bu fabrikaların ÇED raporlarını durduk yerde apar topar onayladı, Pazarcık halkı da yargı yoluyla o uyduruk ÇED raporlarına itiraz etti. Mahkeme bilirkişi tayin etti, bilirkişi heyeti de oraya giderek bir inceleme yaptı ve bilirkişi raporunu mahkemeye sundu.
Film işte tam burada başlıyor; bu bilirkişiler her haltı çok iyi bildiklerinden olsa gerek, tamamen işveren yanlısı, hukuki ve teknik hatalarla dolu, keşiften önce yazıldığı açıkça belli olan bir rapor hazırladılar. Onu da kişisel politik tercihleri ile süslediler. Yani raporun elle tutulur, dişe dokunur hiçbir yanı yok, o rapor bilirkişilik kurumu ve mühendislik etiği açısından bir utanç vesikasıdır. Bu bilirkişilerin raporuna karşı açılan dava ise hâlâ devam ediyor. Bilirsiniz, bilirkişiler dava konusu olay hakkında yerinde bir keşif yaparlar, kendilerinden istenen mesleki bilgileri ve görüşleri tarafsız ve bağımsız olarak mahkeme heyetine sunmakla görevlidirler. Bilirkişiler, kariyerleri nedeniyle bilirkişi seçilir. Onlar o kariyeri baba parasıyla değil de halkın parasıyla elde ettilerse eğer, halka karşı bir sorumlulukları olmalıdır. Patron güdümünde bilirkişilik olmaz, olursa zaten kişilik de olmaz. Biz, o ovanın yerel halkı aleyhine patron güdümlü rapor yazan bilirkişilerin, İzmir Aliağa’da kurulacak termik santraller için yine işveren yanlısı raporlar yazıp çizdiğini de biliyoruz. Yazdıkları raporlar, ders verdikleri üniversite öğrencilerine olumsuz örnek olay olarak okutulmalıdır; onları takip ve teşhir edeceğiz ve bir daha öyle bal kaymak bilirkişilik yapamayacaklar.
Pazarcık’ın onuruna ve ovasına hoyratça dokunuyorlar; bunu engellemek ise çevre ve orman bakanının görevidir ama o biliyorsunuz, hep ayrı telden çalıyor ve ayrı kanalı dinliyor, onun işi başından aşkın... Geçenlerde tutmuş ta Moğolistan’lara gitmiş, Moğol çevre bakanı da onun bilgi ve deneyiminden faydalanacakmış falan; koca bakanlığın web sitesinde aynen böyle yazıyor... Aman diyeyim Moğol kardeşler; sakın ha öyle bir şey yapmayın. Önce bir buralara gelip misafirimiz olun, o güzelim Pazarcık Ovası’nın bu halini gördükten sonra, oturur kılavuzunuzu doğru düzgün seçersiniz...
ERTUĞRUL ÜNLÜTÜRK
ÖNCEKİ HABER

Çiçek de kökleri de dışarıda

SONRAKİ HABER

Domuz gribinden ölenlerin sayısı 60’a yükseldi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...