17 Kasım 2009 00:00

İşyerlerinde grev konuşuluyor

KESK ile Kamu-Sen’in 25 Kasım’da yapacağı uyarı grevi etkili olabilecek mi? Gerçek kamu emekçileri iş bırakacak mı? Bu sorular, kamu işyerlerinde sıkça sorulan sorular arasında yer alıyor.

Paylaş

KESK ile Kamu-Sen’in 25 Kasım’da yapacağı uyarı grevi etkili olabilecek mi? Gerçek kamu emekçileri iş bırakacak mı? Bu sorular, kamu işyerlerinde sıkça sorulan sorular arasında yer alıyor.
KESK’e bağlı sendikaların yöneticileri bu soruya “Evet” yanıtını verebilmek için çalışmalarını hızlandırdı. Özellikle işyeri toplantıları oldukça etkili oluyor. Ve bu toplantılarda sadece KESK ve Kamu-Sen üyelerine değil, aynı zamanda Memur-Sen üyesi ve sendikasız kamu emekçilerine de sesleniyorlar. Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube de bu ziyaretlere hız verenler arasında yer alıyor. Şube Başkanı Nebat Bukrek ve Şube Hukuk Sekreteri Ali Güneş’in katıldığı üç okul ziyaretine biz de katılıyoruz.
SEVK ALMAK YOK
İlk ziyaret Etiler’deki Ali İhsan Yücel İlköğretim Okulu’na. Okul öyle büyük bir okul değil, çok fazla öğretmen yok. Ancak bu okulda öğretmenlerin grev uygulamasının Eğitim Sen için ayrıca bir önemi var. Çünkü okula ismini veren Hasan Ali Yücel, bir öğretmen olmasının yanı sıra 1938 yılında Milli Eğitim bakanlığı da yapmış; Şair Can Yücel’in babası... Öğretmenler odasında bir teneffüs arasında yapılan toplantıya okuldaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu katılıyor.
Eğitim Sen İstanbul 3 No’lu Şube Başkanı Nebat Bukrek, uyarı grevi hakkında bilgi veriyor ve 25 Kasım’da Eğitim Sen üyesi olsun olmasın bütün öğretmenlerin greve katılmasını istiyor. Ardından da öğretmenlerden sorular başlıyor: “Sevk mi alınacak?”
Bukrek, “Kesinlikle hiç kimse sevk almayacak, doğrudan işe gelmeyeceğiz. O gün sadece işyeri temsilcimiz bu okulda olacak, o da grevin uygulanıp uygulanmadığını görmek için” diye cevap veriyor.
Şube Hukuk Sekreteri Ali Güneş de burada doğabilecek hukuksal sorunlar konusunda neler yapacaklarını anlatarak öğretmenlerin içini ferahlatıyor.
GREVİN ÖNÜNDE ENGEL YOK
İkinci okula doğru giderken “Bu toplantı başarılı bir toplantı mıydı” sorumuza, Bukrek şöyle yanıt veriyor: “Başarılı bir toplantı yaptık. Bu okul greve katılacaktır. Bazı okullar vardır, kalabalık olmaları nedeniyle önemlidirler. Onlar iş bırakırsa çevrelerindeki bütün küçük okullar da bırakır. Bir de bazı okullar vardır, isimleri itibariyle önemlidir. Bu da o okullardan birisiydi.”
Yolda Eğitim Sen işyeri temsilcisi ile karşılaşıyoruz. O gün dersi olmadığı için okula gitmemiş. Birlikte okula vardığımızda önce okul müdürü ile sohbet ediyoruz. Biz okul müdürü ile sohbet ederken işyeri temsilcisi toplantıyı organize etmek için sınıfları geziyor. Daha önce söylemiş ama garanti olsun diye tekrar hatırlatıyor.
Beşiktaş’taki Esma Sultan İlköğretim Okulu’nda da yine teneffüs arasında yapılıyor toplantı. Diğer okuldakinin aksine, grevle ilgili çok soru geliyor. Özellikle 25 Kasım’da sevk almadan okula gelmeyecekleri için başlarına neler gelebileceğini tekrar tekrar soruyorlar.
Şube Hukuk Sekreteri Ali Güneş, burada uzun bir konuşma yapıyor. Güneş, “Arkadaşlar, diyelim ki greve katıldığınız için soruşturma açtılar hakkınızda. Verecekleri en büyük ceza 30’da bir maaş kesimi. Bugüne kadar yaptığımız grevlerde verilen bu cezalarla ilgili açtığımız bütün davaları kazandık. Verilen cezalar geri alındığı gibi ayrıca avukatlarımıza her dava için 285 lira ödemek zorunda kaldı devlet” diyerek, grevin önünde hukuksal olarak hiçbir engel olmadığını anlatıyor. Bu cevabın ardından öğretmenler, greve katılacaklarını, artık toplusözleşme hakkı verilmesi gerektiğini ifade ettiler.
TOPLANTI İÇİN SENDİKA AYRIMI YOK
Okul ziyaretlerinde son durak, adete bir fabrika kadar çalışanı olan Maçka Endüstri Meslek Lisesi. 100’e yakın öğretmen var okulda. Buradaki toplantı öğle arasına denk geliyor. Eğitim Sen’in 20 civarında üyesi var okulda. Toplantıya 50’ye yakın öğretmen katılıyor. Bunların içinde Türk Eğitim-Sen üyeleri de var, hiçbir sendikaya üye olmayan öğretmenler de...
25 Kasım’da neden greve çıkmak zorunda olduklarını uzun uzun anlatıyor Nebat Bukrek. “Hangi sendikaya üye olursanız olun, o gün greve katılmak zorundasınız. Çalışma koşullarınızın, ücretlerinizin ve sendika hakkınızın olması için katılmak zorundasınız. Sevk alınmayacak. 25 Kasım’da gerçek bir grev yapılacak. O gün okula gelip derse girenler ‘grev kırıcısı’ olacaktır bizim gözümüzde” diyen Bukrek, hukuki olarak da kimsenin korkmamasını istiyor. Öğretmenlerin de görüşlerini aktarmasının ardından toplantı bitiyor. Bukrek, hızla kendi okuluna derse girmek için gidiyor ve o gün öğlene kadar olan işyeri gezileri son buluyor. Öğleden sonra ise şube yöneticileri, okulları gezmeye ve grevi anlatmaya devam ediyorlar. (İstanbul/EVRENSEL)

ÜYE AİDATI KENDİSİ VERİYOR
Esma Sultan İlköğretim Okulu’ndaki toplantıda bir öğretmen, maaş bordrosunda dikkat ettiği 7 liralık kesintinin nedenini soruyor Ali Güneş’e. Güneş, “O kesinti sendikana ödediğin aidattır. Biliyorsunuz, daha önce sendika aidatlarını işveren kendisi ödüyordu. Böylelikle de kendilerine bağımlı sendikalar yaratıyorlardı. Sendikamızın açtığı dava sonuçlandı ve artık sendika aidatı kendi üyesinden alacak” diyor. Soruyu soran öğretmen de “En doğrusu bu” diyerek, Güneş’e hak veriyor.

Gökhan Durmuş
ÖNCEKİ HABER

KARS’TA DİKTATÖRLÜK UYGULAMASI

SONRAKİ HABER

5 saniyede 1 çocuk açlıktan ölüyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...