18 Kasım 2009 00:00

‘Emekçi kadınlar birleştikçe güçlenir’

Tez-Koop-İş, kadın temsilci ve üyelerini bir araya getirerek, eğitim ve örgütlenmeyi, işyerlerinde...

Paylaş

Tez-Koop-İş, kadın temsilci ve üyelerini bir araya getirerek, eğitim ve örgütlenmeyi, işyerlerinde çoğunlukta olan kadınların yönetimlerde de olması gerektiğini tartıştırdı.
Tez-Koop-İş Genel Merkezi’nin çağrısıyla, önceki gün sorunlarını tartışan işçi kadınlar, eğitim ve örgütlenmenin önemine dikkat çektiler. İşyeri sorunlarını aktararak bilgi paylaşımı da yapan kadınlar, toplu iş sözleşmesi kazanımlarının hayata geçirilmesi için işçiler tarafından tamamının kavranması gerektiğini belirttiler. Sendikanın 19 şubesinin de katılımcı gönderdiği toplantı, sendika genel merkezi yöneticilerinin desteği ile gerçekleştirildi.
Kadın işçilerin dile getirdikleri sorunlar arasında, kreş açmamak için işverenlerin bilinçli olarak işyerindeki kadın işçi sayısını düşük göstermesi de vardı. İşçiler, ‘Tüm birimlerimizle tek bir aileyiz’ diyen işverenin, aynı bölgedeki işyerleri için ortak kreş açmamasını eleştirdi.
‘YÖNETİCİ OLMAMIZ İSTENMİYOR’
İstanbul 5 No’lu Şube Başkanı Rabia Özkaraca, “Beden olarak erkeklerden daha zayıfız. Ancak, erkeklerle aynı koşullarda, aynı işi yapıyoruz” diyerek, buna rağmen kadınların sendika yönetimlerinde yer alamadıklarını belirtti. Özkaraca, hayatın içinde eğiten ve yöneten kadınların, erkekler tarafından sendikalarda, işyerlerinde, kurumlarda, eğitimci ve yönetici olarak görülmek istenmediğini söyledi. Bilgi ve deneyim aktarımının çok önemli olduğunu vurgulayan Özkaraca, farklı sendika şubelerindeki kadınların bir araya gelmesinin örgütlenmeye olumlu katkı yapacağını ifade etti.
‘YAŞAYARAK ÖĞRENDİM’
Kadın çalışma grubu deneyimlerini aktaran Ankara 2. No’lu Şube Üyesi Naime Eren, kadınların ev kadını, anne, işçi, sendika üyesi pek çok kimlik taşıdıkları için işlerinin zor olduğunu vurguladı. Kendisi gibi ofis çalışanı olan işçilerin, ‘işçi gibi düşünme’ konusunda eksikleri olduğunu, market çalışanı kadınlarla konuştukça anladığını söyleyen Eren, farklı işyerlerinde çalışanlarla birlikte olmanın yerine elektronik posta haberleşmesinin geçemediğini belirtti.
Gebze’den gelen Aysun Ünlü, hamilelik dönemini, doğum izni, süt izni gibi yasal haklarını tam olarak bilmediğini, tüm bunları ‘yaşayarak’ öğrendiğini belirterek, “Kadın işçiler yasal haklarıyla ilgili eğitimli olursa, haklarını kullanma konusunda daha çok yol alınabilir” dedi.
‘SEN YAPAMAZSIN, KADINSIN’
Evde eşleri ve babalarının, işyerinde patronlarının, “Sen yapamazsın, kadınsın, ne işin var oralarda?” dediğini aktaran kadınlar, heves ve azimlerinin kırıldığından yakındılar. Toplantının bu tür sözlerin olumsuz etkilerini ortadan kaldırdığını belirten kadın işçiler, “Kadın sorunlarını çözmenin bir yolu da erkeklerin eğitilmesidir” dediler. Türkiye’de her iki kadından birinin şiddete uğradığını belirten kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Birlik ve Mücadele Günü konusunda Ankara Kadın Platformu’nun yaptığı çalışmalara dahil olmak gerektiğini vurgulayarak, “Sorunlarımızı çözmenin yolu kendi ellerimizdedir” diyerek, mücadele çağrısı yaptılar. (Ankara/EVRENSEL)

Kadınların yaşayabildiği bir Ankara istediler

ANKARA Kadın Platformu üyeleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerine faks çekerek, ‘kadınların yaşayabileceği bir Ankara’ taleplerini dile getirdiler.
Ankara Kadın Platformu üyeleri dün Kızılay YKM önünde toplanarak, “Yaşanabilir kentleri için kadınların da sözü var” dediler. “Yaşasın kadın dayanışması”, “Ankara kadın dostu bir kent olsun”, “Sokaklar aydınlatılsın”, “Yönetimlerde kadınların da sözü olsun”, “Sığınma evi ve danışma merkezleri açılsın” talepli dövizler açan kadınlar, sloganlarla yerel yönetimleri taleplerini yerine getirmeye çağırdılar.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na taleplerini içeren dilekçeleri bırakan kadınlar adına konuşan Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Kadın Sekreteri Yurdagül Cabat Boztaş, kadınların Ankara’da daha rahat, özgür ve korkusuz yaşamak istediklerini söyledi. Kadının esas alınarak planlanmış bir Ankara istediklerini belirten Boztaş, “Issız ve karanlık sokakların aydınlatılmasını, toplu taşımaların ara sokaklara kadar girmesini, şiddete uğrayan kadınların başvurabileceği, hukuki, psikolojik destek alacağı danışma merkezleri açılmasını ve tüm belediyelerin kadın sığınma evleri açmasını” istediklerini söyledi.
Ankara’da sadece Büyükşehir ve Çankaya belediyelerinin sığınma evi olduğunu hatırlatan Boztaş, tüm belediyelerin, sığınma evi açma zorunluluğunu dile getirdi.
Belediyelerin kadın örgütleri ve platformları ile birlikte çalışmasını, kadınların taleplerine öncelik verilmesini isteyen Boztaş, taleplerinin takipçisi olacaklarını söyledi. Boztaş, “Belediyeler bu görevleri yerine getirmeyerek, Ankara’daki her kadın cinayetine ve her kadının şiddete uğramasına izin vermektedir. Bu duruma sessiz kalmayacağız ve susmayacağız” dedi. Açıklamanın ardından Kızılay PTT’sine yürüyen kadınlar, taleplerini bu kez de ilçe belediyelere faksla ilettiler. Kadınlar, taleplerinin takipçisi olacakları mesajıyla eyleme son verdiler. (Ankara/EVRENSEL)
Çiğdem Tezel
ÖNCEKİ HABER

Velilerden domuz gribi aşısına veto

SONRAKİ HABER

Diyarbakır’da İran’daki idama tepki

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...