19 Kasım 2009 00:00
Huzur değil Panik
Şiddete sırtımızı dönelim, o yana bakmayalım...Garip tedavilerle panik atak hastalarını gruplar halinde iyileştirmeye çalışan doktorun sözleri.
Şiddete sırtımızı dönelim, o yana bakmayalım...
Garip tedavilerle panik atak hastalarını gruplar halinde iyileştirmeye çalışan doktorun sözleri. Saçma uygulamalardan sonra cinnet geçirip ona saldıran ama bir şekilde kendisini daha iyi hissetmeye başlayan hastasını, şiddetin temsilcisi ilan etmesi bundan.
Macar filmi Panik, ortak özelliği panik yapmak olan karakterlerin yollarının kesiştiği bir hikaye anlatıyor. Film, geçen yıl bir başka Macar filmi İz Sürücünün (A Nyomozo) en iyi film ödülünü aldığı Altın Karagöz için, Bursa İpekyolu Film Festivalinde yarışan filmlerden biri.
TÜRKİYELİ SİNEMACILARLA ÇALIŞIYOR
İki filmin de yapımcısı olan Andras Muhi ve bu yılın filmi Panikin Başrol Oyuncusu Agnes Gubik, Bursadalar. Ne İz Sürücü kadar karanlık, ne Panik kadar hareketli insanlar. Andras, geçen yıl ödül alan filmin de yapımcısı olduğundan, Bursa kentinin ve festivalin takipçilerinden. Türkiye sinemasının da öyle...
Çünkü Andrasın Türkiye sinemasına ilgisi, yarışmalara katılmak, uluslararası festivallerde Türkiye filmlerini izlemenin yanı sıra, Macaristanda Türkiyeli sinemacılarla çalışmayı da kapsıyor. Türkiye sinemasını severek izlediğini söylüyor ya, en sevdiği yönetmenler, Avrupa sinemasının daha çok içinden isimler. Fatih Akının ve Ferzan Özpetekin adını veriyor. Başka? deyince, Tabii Yılmaz Güney.
NİHAYET ESKİSİKADAR FİLM ÇEKTİK
Macaristan, Avrupanın en önemli sinema okullarına sahip ülkelerden biri olarak biliniyor, özellikle de görüntü yönetimi alanında. Macar sinemasının da kendine özgü bir geleneği var. Doğal olarak eski ile, halk demokrasisi dönemiyle bugünü karşılaştırarak Macar sinemasını Andrasla konuşuyoruz. Aslında dedikleri gibi eskiden Macaristanda pek sansür yoktu diyor Andras. Bugün? diyorum, gülerek Bugün para yok diyor. Macaristanda 90lar sinema için çok kötü geçmiş, çünkü devlet desteği ortadan kalkınca yılda bir iki film çekilir olmuş. Birkaç yıl önce, devlet yeniden sinemayı desteklemeye karar vermiş, böylece yılda 20-30 film gibi bir rakama ulaşılmış. Bu rakam, hemen hemen 90lardan önceki ile aynı.
Sinema seyircisi sayısının düşük olması, İnternet gibi meseleler, tüm dünya gibi onlar için de düşündürücü. Ama bizdeki gibi keskin bir İnternet düşmanlığı yok Andrasta. Hatta, şikayeti şu; Filmi gösterime girmeden birkaç gün önce İnternete koymamıza rağmen, 10-20 bin kişi izledi. İnternetten indirenler de en az o kadar.
Sözünü kestim, Nasıl yani, film vizyondayken, hatta daha önce İnternete mi koyuyorsunuz? dedim. Şaşırmamı yadırgadı. Kusura bakma dedim, Bizde devlet üç kuruş destek yapacak diye sevincimizden ne yapacağımı bilmiyoruz, daha İnternetle barışamadık.
PANİK
Gelelim filme. Panik filminin Senaristi ve Yönetmeni Atilla Till, Macaristanda çok ünlü bir televizyon simasıymış. Tahmin edileceği gibi ortaya çıkan film, televizyoncu işi, popüler ve hafif tarafı ağır basan bir iş. Panik teması etrafında yolları kesişen bir grup insanın hikayesini anlatıyor.
Ana Kahraman Zsuzsi (Juji okunuyor, Macaristanda en yaygın kadın adıymış), panik atak tedavisi için bir merkezde kalıyor. Annesi, yalnızlık çeken, yaşlanmaya başlamış bir kadın. Kardeşi ise Zsuzsiden daha problemli, halüsinasyonlar görecek kadar hasta bir tip, annesini de canavar sanıyor. Bu arada, eşcinsel iki polis memurunun bir derdi var. Bir tanesi, çıkıp komisere eşcinsel olduğunu söylemeye karar veriyor, sevgilisi ise korkup panik yapıyor. Film boyunca bunun tartışmasını yaparken birbirlerine silah bile çekiyorlar. Zsuzsinin derdi de, maruz kaldığı tuhaf tedavi yöntemleri ile. Finalde, bu hikayeler birbirine bağlanıyor, bir şekilde herkes sorununa kendince bir çözüm buluyor.
Eğlenceli bir kovalamaca ama filmde çok bir numara yok açıkçası. Zsuzsinin hikayesi fazla karışık anlatılıyor ve polis memurlarını saymazsak, karakterlerin dertlerinin ne olduğu anlaşılmıyor bile.
Macar sineması her ne kadar finans sorununu sosyalizmin mirası olan devlet fonuyla çözmüşse de, kafalar başka yerde. Panikin sonunda, sorunlu kardeş Amerikalılar gibi Meksikaya gitme hayalini gerçekleştiriyor, polisler de eğitim için ABD yolunu tutarken, hafiften kurtulur gibi hissettiklerini belli ediyorlar. Ama neden huzurun değil paniğin filmini çekiyorlar acaba?
(Bursa/EVRENSEL)
İPEKYOLUNDA SONA DOĞRU
Altın Karagöz Film yarışması ödülleri, yarın akşam düzenlenecek törenle verilecek. Bugün, Bursadaki festival kapsamında Semir Aslanyürekin Yedi Avlu filminin ilk gösterimi yapılıyor, 19.30da Koruparkta. Bir başka ulusal yarışma filmi olan Bahtı Kara da ilk kez bu festivalde izleyiciyle buluşanlardan.
Bahtı Karanın bugünkü gösterimi 11.00de. Bugün Kent Müzesinde ise kısa film seçkileri art arda gösteriliyor. Ayrıca Son Kumsal 17.30da, Bu Ne Güzel Demokrasi! 19.30da Kent Müzesinde gösterilecek olan belgeseller.
Çağdaş Günerbüyük