20 Kasım 2009 00:00

Temsilcilik dediğin nedir ki?

Demokrasinin özü yönetime eşit olarak katılmaktan geçer.

Paylaş

Demokrasinin özü yönetime eşit olarak katılmaktan geçer. Üniversitelerde bunun yolu, öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite çalışanlarının yani üniversitenin tüm bileşenlerinin yönetime katılmasıdır. Ama hepimiz biliyoruz ki ülkemiz üniversitelerinde bu tarife karşılık gelen bir yönetim anlayışı henüz yok. Üniversite yönetimi ile öğrenciler arasındaki hiyerarşi hâlâ sürmekte. Hiç bir egemen güç otoritesinden kolay kolay taviz vermek istemez doğrudur ama bu öğrencilerin kendilerini ilgilendiren konularda hiçbir şey yapmaması anlamına da gelmez. Öğrencilerin üniversite yönetiminde söz sahibi olmasını sınırlandıran YÖK’ün biz öğrencilere bir teselli olarak verdiği öğrenci temsilciliğini neden kullanmayalım ki... İşte bu soruyu sorarak kendime fakültemizdeki ÖTK temsilciliği seçimlerine adaylığımı koydum. Karşılaştığım manzara trajikti çünkü öğrencilerin büyük çoğunluğu ÖTK’nın ne olduğunu, ne işe yaradığını dahi bilmiyordu. ÖTK’lar öylesine işlevsiz hale getirilmiş ki bilen öğrenciler ise ÖTK hiç bir işe yaramaz diyerek kestirip atıyordu.
Fakültenin geçmişteki temsilcilik deneyimlerine baktığımda ise temsilciliğin ilkokuldaki sınıf başkanlığından farksız olduğunu gördüm. Seçimlerdeki içi boş vaatleri destekleyen kitlenin muazzam olması da şaşırtıcıydı. Öğrencilerin ‘Beyaz Şov’a götürülmesi gibi fakültenin ihtiyaçlarıyla doğrudan alakasız vaatlere ilgi gösteren öğrenci arkadaşlarımın öğrenci ve transkript belgesi ücretlerinin kaldırılmasına dair hedefimi anlayamamaları ise temsilciliklerin içinin boşaltıldığını ve bir formalite olarak gösterilmeye çalışıldığını ispatlamaya yetiyordu. Temsilciliklerin işlevsiz olmasındaki en büyük etken bu içi boş vaatlere verilen destek ve seçilecek kişinin temsilcilik vasfına sahip olup olmadığını anlayamamaktır. Temsilcilikler hocaların gözüne girmek, dekanlığın resmi ayak işlerini yapmak, mezun olduktan sonra CV’sine ‘Ben temsilciydim’ diye yazmak gibi amaçlarla kullanılınca öğrencilerin fakülte yönetiminde tek söz hakkı da ellerinden alınmış oluyor. Bu durumda suçlu olan temsilci değil öğrencilerdir. Temsilcinin ne yaptığını sorgulamayan denetlemeyen ve temsilciden fakülte yararına hak talep etmeyen öğrencilerdir. Dolayısıyla bunca sorun ve sıkıntıyı aşmanın tek çaresi öğrenci temsilciliğini doğru ele almak, olanakları değerlendirmek ve hep birlikte üniversite yönetimindeki söz hakkımızı en iyi şekilde kullanmaktan geçer...
Berdar Ayçiçek (DEÜ Hukuk Fakültesi/İzmir)
ÖNCEKİ HABER

ABD demokrasisinin yemin şovu

SONRAKİ HABER

Patrondan korkanların söyleyecek sözü olamaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...