21 Kasım 2009 00:00

Değişen bir şey yok

Sürekli tekrarlanan sözler, olaylar, mazeretler, açıklamalar karşısında kullandığımız güzel değişler vardır..

Paylaş

Sürekli tekrarlanan sözler, olaylar, mazeretler, açıklamalar karşısında kullandığımız güzel değişler vardır: “Dolap beygiri gibi dolanmak”, “temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp yedirmek” gibi. Eğitimin özelleştirilmesine karşı bizim duruşumuz da bu durumdan çok farklı değil aslında. Eğitimin özelleştirilmesinin sonuçları üzerine pek çok şey söyledik, yazdık. Okullarda, özelleştirilmenin adımları olan her türlü para toplama uygulamasına karşı çıktık. Eğitimin paralı hale getirilmeye çalışıldığı 15 yıl içerisinde bu tavrımızı kesintisiz devam ettirdik. Ne yazık ki eğitimin önemli unsurları olan öğretmen, okul idaresi ve veliler gözünde sürekli aynı şeyleri tekrarlayan kişiler olmaktan öteye bir yol kaydedemedik. Her okulda bir elin parmaklarını geçmeyen bizler yani paralı eğitime karşı duran eğitimciler bir arpa boyu yol alamazken, eğitimi özelleştirmeye çalışanlar, yani burjuvazi arkasına geniş emekçi kitlelerini de alarak eğitimin özelleştirilmesine yönelik önemli yol kat etti.
Öncelikle okulla veli arasındaki para ilişkisini meşru bir konuma getirip psikolojik üstünlük sağladı. Eğitimi adım adım özelleştirirken, özelleştirme karşıtı sendika, kitle örgütleri ve örgütsüz bireyler, bulunduğu konumu dahi korumayı başaramadılar. Hatta geriye doğru bir gidişat içerisine girdiler. Asıl tehlikeli olan da bizim içerisinde olduğumuz bu geriye gidiştir. Ne zaman söz söylemekten gına gelirse o zaman tükeniş başlıyor demektir. Bu nedenle aynı şeyleri tekrar etsek de söz söylemekten, tutum almaktan vazgeçmemeliyiz. Geriye dönüp baktığımızda bir arpa boyu yol almadığımızı görsek de pes etmemeli, doğrularımızı bıkmadan usanmadan savunmalıyız.
Eğitim herkes için kamusal sosyal bir haktır. Hiçbir şekilde engellenemez alınıp satılamaz, metalaştırılamaz, ticaret aracı olamaz. Ne yazık ki eğitim 15 yıldır piyasanın vahşi rekabet koşullarına terk ediliyor; eşitlik ilkesi tahribata uğratılıyor.
Düşünmemiz gereken bir olgu da dünya ve Türkiye’de yaşanan kapitalist ekonomik krizin eğitimdeki özelleştirmeyi nasıl etkileyeceğidir. Ekonomik krizin nedenlerine yönelik, her ekonomist kendi sınıfsal karakterine uygun farklı açıklamalarda bulunuyor. Özellikle burjuvazinin sınıfsal penceresinden krize bakan iktisatçıların görüşleri, krizin faturasının emekçilere nasıl yıkılacağının ipuçlarını veriyor. Burjuva iktisatçıları, krizin nedenlerine yönelik çok şeyler söylese de en dikkati çeken açıklama şu kanımca: “Krizin nedeni, sermayenin yeniden yapılanması olan küreselleşmede ortaya çıkan sorunlardır. IMF, DB, DTÖ neoliberal yapılanmanın küresel boyut kazanabilmesi için dünya ülkelerine bir program vermişler, ancak bu programda yer alan ekonomik, sosyal ve siyasal düzenlemeleri bazı ülkeler yapmamış yahut yapamamış; bunun sonucunda da sermayenin dünyada rahat dolaşımı engellenmiş ve kriz ortaya çıkmıştır.” Emperyalist pencereden yapılan bu açıklama bize şu gerçeği gösteriyor. Ekonomik düzenlemenin içerisinde eğitim ve sağlık gibi alanların piyasaya açılması da yer aldığına göre, burjuva iktisatçıları bazı ülkelerin eğitimi özelleştirmemesini eleştirmektedirler. Krizden çıkış için eğitim ve sağlığın bir an önce özelleştirilmesinin tamamlanması gerektiğinin altını çizmektedirler. Bu da gösteriyor ki önümüzdeki dönem Türkiye gibi ülkelerde eğitim, hızla piyasa koşullarına bırakılacaktır. Krizin eğitimi etkilemesinin ikinci boyutu da eğitime ayrılan payın daha çok azaltılmasına olanak sağlaması ve eğitim emekçilerinin maaşlarına yapılacak zamların düşürülerek yoksulluğa doğru itilmelerine bahane olmasıdır.
Eğitimde özelleştirmeye göz yuman ve teşvik eden MEB’e sormak gerekiyor. Okulların çevresinin aynı sosyoekonomik seviyede olmadığı gerçeği düşünüldüğünde, yoksul emekçi mahallerindeki veliler istese de okula yeterince katkı sunamayacaktır. Bunun sonucunda zengin mahallelerdeki okullarda nitelik artarken yoksulların okulundaki nitelik düşecektir. Sizce bu bile eğitimdeki adaletsizliği, eşitsizliği derinleştirmez mi?
HÜSEYİN KAYA Eğitim Sen Ankara 3 No’lu Şb. Örgütl. Sek
ÖNCEKİ HABER

Emekçilerin birlik zamanı

SONRAKİ HABER

Hak ve hürriyetler genelge ile sınırlandırılamaz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa