21 Kasım 2009 00:00

ÖZGÜRLÜK YOLU

En iyi sömürgecilik teorisyenlerinden, analistlerinden ve kritiklerinden biri de martinik psikiyatr Frantz Fanon’du.

Paylaş

En iyi sömürgecilik teorisyenlerinden, analistlerinden ve kritiklerinden biri de martinik psikiyatr Frantz Fanon’du. Doktor Fanon’un çalışmaları, Afrika’daki sömürgeciliğin krizi üzerinde duruyordu.
Sömürgecilik, Afrika, Asya ve Latin Amerika’yı da etkileyen küresel bir fenomendi. Sömürgeciliğin geçmişte; ‘60’larda, ‘70’lerde ve ‘80’lerin başlarında kalan bir problem olduğunu düşünmemeliyiz. Bütün bunlar tarih değil mi?
Bazı şeylerin zaman içerisinde şekil olarak değiştiğini, ancak niteliklerinin aynı kaldığını göz önünde bulundurmalıyız.
Bu yılın başlarında bir grup Pakistanlı lider, entelektüel ve bilim adamı uluslarının karşı karşıya olduğu problemlere değinen kısa ama özlü bir rapor hazırladılar. “Pakistan’ı Berbat Bir Devlet Yapmak” adlı 120 sayfalık raporda, 185 noktaya değiniliyor. Bunlardan biri de aşağıdaki 14. madde: “Bugün Pakistan, kendini liberalleşme dünyasında kapana kısılmış hissediyor. Küreselleşme, özelleştirme ve sonradan verilen adıyla terörle mücadele, ekonomik anlaşmalar, Pakistan’ı dışarıdan dikte edilen politikaları izlemek zorunda bırakıyor. Buna benzer olarak, Pakistan tarafından kendini yabancı saldırılara karşı korumak üzere kabul edilen politikalar da çoğunlukla ABD ile yapılan savunma anlaşmalarına bağlı. Devlet ve savunma bakanları tarafından Pakistan’a yapılan sık ziyaretler de süper gücün uymak zorunda olduğumuz nasihatlerinin göstergesi. Pakistan’ın dünya çapında ABD’nin ‘müşteri devleti’ olarak tanınıp tanınmadığını merak ediyoruz.”
‘Müşteri devlet...’ Bu, bir 20. yy terimi olan ‘koloni’ye benziyor. Eğer bir ulus, kendi dış politikalarını belirleyecek kadar özgür değilse ve bir diğerinin isteklerine boyun eğiyorsa, ‘müşteri’ çok kibar bir terimdir.
Rapor, Pakistan’ın sömürgeci tarihine de değiniyor. Hindistan’ın bir parçası olduğu zamanlara, Doğu ve Batı Pakistan olarak anıldığı zamanlara ve Hint bölgesinin geniş çitleri ile bölündüğü, yönetimdeki elitlerin para sınıfları tarafından kontrol edildiği günlere dikkat çekiyor.
Demokrasi diye bir şeyden bahsediyoruz. Yeterince dürüst değiliz. Bunların sadece adları demokrasi. Onlar, süper gücün ‘müşteri devletleri’!..
MUMIA ABU JAMAL
ÖNCEKİ HABER

Öğretmenlere banka promosyonlarının tamamı ödenecek

SONRAKİ HABER

Nasrallah yeniden Hizbullah lideri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa