22 Kasım 2009 00:00
Çocuk ? Polis
Bir kitabın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından onaylanması ve okullara girebilmesi için uzun incelemeler yapılır. Kitap ne kadar iyi olsa da, bu değişmez. Ama okullara gönderilecek olan bir kitap değil, Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlatılmış Sarı Gelin adlı kin dolu bir yapım ise incelemelere gerek olmaz. Yapım hemen dağıtılır; izletilmesi ve uygulama hakkında rapor yazılması istenir. Militarist milli güvenlik anlayışı bunu gerektirir.
Bir kitabın Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından onaylanması ve okullara girebilmesi için uzun incelemeler yapılır. Kitap ne kadar iyi olsa da, bu değişmez. Ama okullara gönderilecek olan bir kitap değil, Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlatılmış Sarı Gelin adlı kin dolu bir yapım ise incelemelere gerek olmaz. Yapım hemen dağıtılır; izletilmesi ve uygulama hakkında rapor yazılması istenir. Militarist milli güvenlik anlayışı bunu gerektirir.Okul polisi adı verilen; okula polis sokulması uygulaması da, tıpkı Sarı Gelin gibi hızla okullara ulaştırıldı ve kamuoyuna bir güvenlik meselesi olarak sunuldu. Toplumu tehlikeye atan kurumlar, dünyanın başka yerlerinde olduğu gibi kendilerini haklı, yararlı ve gerekli göstermek için yine güvenlik gerekçesini kullandılar.Bu uygulama, başka uygulamalardaki gibi birkaç il ile sınırlı küçük çaplı bir denemeye bile gerek duyulmadan yürürlüğe konuldu. Uygulamaya üniversiteler, Rehberlik Araştırma Merkezleri gibi kurumların destek verdiği bile söylendi. Oysa uygulamanın bir polis devleti uygulaması olduğu ortadaydı. Türkiyenin 81 ilinde birden hemen yürürlüğe konması, bu nedenle çok önemliydi.Okula polis sokulmasına karşı çıkan Eğitim Sen ve eğitimcilere kulak verilmedi. Polis devleti anlayışını ve polisi çok seven gazetelerden uygulamaya destek geleceği tahmin ediliyordu. Öyle de oldu. Zaman, Öğrenci kavgalarını bitirdi; Hürriyet, Okul polisi projesi tuttu gibi başlıklar attı.PVSK UYUMLU OKULBiraz geriye gitmekte yarar var. İçişleri Bakanlığı ile MEB, Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanması, Koruyucu ve Önleyici Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolünü 20 Eylül 2007 tarihinde imzaladılar. Bu protokolün uygulanmasına yönelik olarak Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanması başlıklı bir genelge, hiç geciktirilmeden hazırlandı ve 26 Eylül 2007 tarihinde valiliklere gönderildi.Okul polisi uygulamasının, Haziran 2007de yürürlüğe konulan, tümüyle polis devleti anlayışını yansıtan ve topluma polisi dayatan düzenlemeler içeren yeni Polis Vazife ve Salahiyet Kanununun (PVSK) ardından gelmesi bir rastlantı değil. Okula polis sokulması ve okulda yaşananların polis müdahalesi gerektirebileceği iddiası, aslında kamusal alanın polis tarafından denetlenmesi anlayışının bir uzantısı.NE GETİRİR?Okullara polis sokulmasının ne anlama geldiğini anlayabilmek için MEB web sitesi bile yeterli ipuçları sağlayabilir. Uygulamanın başlangıcında yapılan törenler, konuşmalar ve çekilen fotoğraflar bile birer alarm zili gibi.Ama Okullarda Güvenli Ortamın Sağlanması ne anlama geliyor, tam olarak anlayabilmek için doğrudan polis web sitelerini incelemek gerekiyor. Bu sitelerden biri, Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulunun Okul Polisi Projesi web sitesi (http://www.isbpmyo.edu.tr/okulpolisi). Bu sitede, okul polisi uygulaması henüz başlamadan polisin yaklaşımını yansıtan ve polisin okullarda neler yapabileceğini gösterir bilgiler bulunuyor.Okul Polisi Projesi gibi uygulamalara Toplum Destekli Polislik denmekte. Bu anlayış, toplumun polisle her an iş birliği yapmasını ve bireylerin giderek birbirlerinin polisine dönüşmesini hedefliyor. Okul Polisi Projesi bu anlayışa uygun olarak, Polis-halk ilişkilerinin geliştirilmesi için eğitimin küçük yaşlarda başlamasının gerektiği inancıyla başlatılmış. Proje, 2006-2007de Bakırköy ilçesinde pilot olarak uygulanmaya başlanmış ve daha sonra, 2007-2008 öğretim yılı içerisinde Bakırköye bağlı ilköğretim okullarının 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıf öğrencilerine yönelik olarak uygulanmış.Projenin amaçları şöyle belirtilmiş: 1, 2, 3, 4 ve 5. sınıf öğrencilerine; polisin ve polis teşkilatının tanıtılması, polis-öğrenci ve veli diyalogunun artırılması, suç ve suçlulara karşı bilgi akışının artırılması, okula giden çocuklarımızın güvenli bir ortamda tehlikelerden uzak bir eğitim görmelerinin sağlanması bulunmaktadır. Yapılan etkinlikler ise amaçların ne olduğu hakkında daha da sağlam bilgi vermekte.Polis Nasıl Olunur? etkinliği ile polislerin ulaşılamayacak insanlar olmadığı, herkes gibi bu sıralardan geçip okulunu bitiren insanlardan seçildiği anlatılmış; bu sayede güvensizlik problemini aşmak hedeflenmiş. Polis otolarının tanıtımı etkinliğinde, polisler öğrencilerin resmi oto ve motorlu ekipleri yakından tanımasını sağlamış ve onları polis araçlarına bindirmiş. Proje web sitesinde, Araçlara binen öğrenciler çok mutlu olmakta ve polise bakış açıları da bu sayede değişmektedir deniyor.İrtibat Görevlisi Çalışması ile öğrenciler arasından irtibat görevlileri seçilmiş ve onlara okul polisi kimlikleri verilmiş. Yani bireylerin birer küçük polise ve geleceğin muhbir yurttaşına dönüşmesi istenmiş; çocukların bu değişimi daha çabuk yapabilmeleri için onlara somut bir kimlik değişikliği seçeneği sunulmuş. Bu değişimin çocuklara olabildiğince sevimli görünmesi için Küçük Dedektif Çalışması gibi etkinlikler de yapılmış.Okul Polisi Başkanı Çalışması ise niyetin ve yaklaşımın ne olduğunu daha da netleştiriyor. Niyet, okullarda bir sembolik teşkilat oluşturmak ve çocukların bu teşkilatın içinde yer alması. Teşkilatın başına kamuoyu tarafından bilinen ve tanınan ve çocukların sevdiği bir ünlü kişinin sembolik olarak başkan yapılması da düşünülmüş. Neden? Çünkü çocuklar, polisi bu ünlü kişi ile özdeşleştirecek ve polise olan güven daha da artacaktır...Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksek Okulunun Okul Polisi Projesi, okula polisin sokulmaması için somut nedenler içeriyor. Türkiyenin her yerinde bu somut nedenlerin yol açacağı somut zararları görmeden, hemen şimdi okullara polis sokulmasına hayır demek gerekiyor. Okullar çocukları polis, muhbir veya kul yapacaksa, öyle okullar olmaz olsun!..
Doç. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu
Doç. Dr. Serdar M. Değirmencioğlu