23 Kasım 2009 00:00

‘25 Kasım’ın talepleri bizim de taleplerimizdir’

Kamu emekçileri, 25 Kasım’da işyerlerinde, krizin faturasını ödememek ve daha insanca yaşanılabilir bir ücret için iş bırakıyor.

Paylaş

Kamu emekçileri, 25 Kasım’da işyerlerinde, krizin faturasını ödememek ve daha insanca yaşanılabilir bir ücret için iş bırakıyor. Lise ve üniversitelerde de o gün öğretmenler ve akademisyenler derslere girmeyerek greve gidecekler. Grevin hazırlıkları her yerde devam ediyor. Peki bu grev sadece kamu emekçilerinin grevi midir? Liselerde ve üniversitelerde okuyan binlerce öğrenci o gün ne yapacak?
Bu konuda konuştuğumuz Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin bir kısmı böyle bir grevden habersiz olmakla birlikte, bir kısmı da parasız eğitim ve güvenli bir gelecek için öğretim üyeleriyle, topluluklarıyla ve öğrenci temsilcileriyle greve güç vermeye hazırlanıyor.
Hukuk Fakültesi öğrencisi Seçkin Erseçkin, grevin, her ne kadar işçi ve memurları ilgilendirse de aslında geleceğin çalışanları olarak bu taleplerin tüm gençliğin talebi olduğunu söylüyor. 25 Kasım’da kamu emekçilerinin grev yapacağını bizden öğrenen hukuk öğrencisi Murat Karakaş ise bu işi yapanların yetersiz olduğu eleştirisini getiriyor. Bu eylemin çalışanlar için önemli bir adım olduğunu söyleyerek üniversite öğrencilerinin de gelecekte ellerinde sadece diplomaları olacağı için bu greve daha duyarlı olmasını istiyor. Başka bir hukuk fakültesi öğrencisi Eylem Mahanda ise hak arama mücadelesinde etkili olacak bir eylemin, kitleselleşmesiyle, diğer sendikaların da destek vermesiyle daha da anlamlı olacağını söyleyerek, bu sorunların öğrencilerin de sorunları olduğunu ve eğer çözülmezse ileride de kendilerinin karşısına çıkacağını ifade ederek eyleme destek vereceğini belirtti.
Geleceğin öğretmenleri olan Eğitim Fakültesi öğrencileri ise kamu emekçilerinin eylemine, 25 Kasım’da derslerine girmeyip kendi geleceklerine sahip çıkmak için öğrenci temsilcileriyle birlikte katılmaya hazırlanıyor. KPSS ve atamalar gibi birçok badireleri atlatmak zorunda olan geleceğin öğretmenleri için bu grev ayrı bir önem taşıyor. Bu atamaların yetersiz ve tutarsız olduğundan yakınan Almanca öğretmenliği öğrencisi Sedef Yakarışık, ihtiyaç olduğu halde atanmayan mezunlar bulunduğuna dikkat çekerek, grev yapacak duruma kadar gelmenin boyun eğmek kadar üzücü olduğunu söyledi ve geleceğin öğretmeni olarak 25 Kasım’daki greve destek verdiğini açıkladı. Bir başka Eğitim Fakültesi öğrencisi ise memurların zam almayarak kredi çekmeye mahkum edildiğini ve işçilerin sigortasız çalıştırıldığını söyleyerek, devletin emekçilere yardım etmesi gerektiğini belirtti. Dindar geçinen hükümetin ise içinde biraz Allah korkusu olmasını diledi.
(İzmir/EVRENSEL)

KRİZİN FATURASINI ÖDEMEMEK İÇİN...
Hasan Ataş (Sınıf Öğretmenliği Topluluk Başkanı): Sistem eğitimi paralı hale getirerek emekçileri, biz çocuklar üzerinden de vuruyor. 25 Kasım grevi haklı bir eylemdir. Biz öğrenciler olarak sonuna kadar bu grevin destekçisiyiz. Sistemin işçiler, köylüler, öğrenciler, emekçiler üzerine tüm silahlarıyla saldırdığı bu günlerde krizin faturasını yoksullara ödetmeye çalışmasına karşı, haklı bir eylemdir. Sonuna kadar yanlarındayız ve destekçisiyiz.
Tuğçe Aktürk (Biyoloji Öğretmenliği Öğrenci Temsilcisi): 25 Kasım, emekçilerin haklarını savunmak, yukarıdakilere isteklerini duyurmak için yaptıkları haklı bir grevdir. Biz eğitim fakültesi öğrencileri olarak bu greve sonuna kadar destek olmalıyız. Şu anki süreçte hepimiz biliyoruz ki adaletsiz bir sistem vardır. KPSS denilen sınavda yüksek puan alamıyoruz, alsak da torpilimiz olmadığından atamamız yapılmıyor. Sözleşmeli öğretmen olarak emeğimiz sömürülüyor, hem de düşünce özgürlüğümüz kısıtlanıyor. Biz bunlara karşı bir ses olmak için 25 Kasım’daki greve katılıp emekçi halkın yanında olmalıyız. Emeğe sahip çıkmalıyız.
Tolgay Kahraman (Eğitim Fakültesi Öğrenci Temsilciliği Başkan Yardımcısı ve Türkçe Öğretmenliği Öğrenci Temsilcisi): Bu düzen kölelik üzerine kurulmuştur. Ne kadar kâr elde edebilecekse, ne kadar emeği sömürecekse sistemi ona göre düzenliyorlar. Biz de geleceğin öğretmenleri olarak bu tür eylemlerde yer almalıyız. İnsan kendi hakkını savunmazsa başkası da onun hakkını onun yerine savunmaz. Bu düzenin son bulması için tek bir ses oluşturup kendimizi duyurmamız gerekiyor. Egemenlik kayıtsız şartsız milletinse, halkın emeğine sahip çıkılması gerekiyor.
Eser Karahasanoğlu: Benim annem de babam da öğretmen emeklisi. Onlar da bu eyleme katılacaklar. Ülkemizin dinamiği olan işçiler ve memurların hayat standartlarını artırmak için yapılan bu grevde onları yalnız bırakmayacağız. Biz de Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi’nde, hukuk öğrencileri olarak bir çalışa yapıp kendi taleplerimizle eyleme en geniş şekilde katılacağız.
Sinem Uğurlu - Alper Toraner - Metehan Ud
ÖNCEKİ HABER

Aciller dışında hizmet verilmeyecek

SONRAKİ HABER

EVRENSEL’DEN

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa