23 Kasım 2009 00:00

Kriz, ekmek ve sağlık

Merhaba sevgili evrensel okurları.

Paylaş

Merhaba sevgili evrensel okurları. Ben Tuzla İçmeler’de oturan aynı zamanda 7 ay önce kriz nedeniyle işini kaybetmiş tersane işçisi eşiyim. Sizlere bu günlerde önemli olan birkaç şeyden kısa kısa özetler yazmak istiyorum.
Evet, tersane işçisi eşiyim fakat uzun zamandır tersane sektörü bitmiş durumda tıpkı ölü bir şehir misali. 2001 krizi de olmuştu. O zaman da eşim çıkarılmıştı fakat çok kısa bir zaman sonra iş bulmuştu ama şimdi mümkün değil. Eşim her zaman iş soruyor ama iş yok yani cep delik cepken delik. Şu ana kadar umudumu yitirmiş değilim ama yavaş yavaş o da kalmadı. Ben de her akşam başımı yastığıma koyuyor inşallah sabah bir mucize olur da biri eşimi işe çağırır umuduyla avunuyorum.
Bir anne olarak sıkıntılı günler bekliyor beni çünkü iki çocuktan sorumluyum. Okul okuyorlar. Biri lise diğeri ise orta sonu okuyor. Onların okul masrafı, günlük masrafı... Lise okuyan kızımın okulu uzak olduğu için her gün bir şeyler yesin diye harçlık veriyorum. Haftada 15 milyonu buluyor daha kışlık bot bile alamadım onlara, yazlık ayakkabıyla gidiyorlar okula. 8. sınıfa giden kızımı geçen yıl dershaneye vermiştim. O zaman baba çalışıyordu fakat işten çıkarılınca dershanenin borcu da kaldı haliyle. Sürekli uyarı mesajı geliyor. Elektrik, su faturaları, ev kirası biriktikçe birikti. Ödeme zorluğu çekiyoruz. Şu ana kadar işsizlik maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz fakat onunda son iki ayı kaldı. Ondan sonra ne yaparız bilmiyorum. 2009 bizi tarumar etti. Kısacası krizin faturasını çok ağır bir şekilde ödüyoruz.
Gelelim bu günlerde çok hızla yayılan domuz gribi (H1N1) denilen illete, her şeyimiz tamammış gibi bir de bu çıktı. 1-2 gün önce okuldan çağrıldım. Nedeni ise griple ilgili bilgi ve belki bu yüzden 1 ay kadar da okulların tatil edileceği ve bu arada da çocuklarımızın derslerini televizyondan takip etmesini söyledi öğretmen. Ben de ona bir soru sordum; “Peki çocuklarımız sizce ekrandan ne kadar sağlıklı ders takip edebilirler.” Öğretmen de, “Benim yapacağım bir şey yok Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu böyle uygun görmüş” dedi. Sınıftayken gelen velilere de sordum “Çocuğunuza aşı yaptıracak mısınız?” diye. Bir çoğu “hayır” derken bir kısmı da “kafamız çok karışık” dedi. Sınıf öğretmenimiz bile “Ben yaptırmam birçok yan etkisi var” dedi. Okuldan çocuklara aşıyı onaylıyor musun, onaylamıyor musun diye bir belge vermişlerdi. Eşimle beraber karar aldık ve onayladık. Umarım faydasını görürüz. Aşıyı onaylamamızın nedenlerinden biri çocuğumuz aşı olursa virüsü daha rahat atlatıp ve virüse karşı daha dayanıklı kalabilmekti.
Songül Sunar (Tuzla İçmeler-İstanbul)
ÖNCEKİ HABER

CHP’de Dersim depremi

SONRAKİ HABER

25 Kasım’a giderken

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa