27 Kasım 2009 00:00
ÖRGÜTLÜ BASIN
Başbakan uyarmış: Yasal olmayan bir hak olamaz. Yapılacak olan, yasal bir iş değildir. Neticesine katlanırlar.
Başbakan uyarmış: Yasal olmayan bir hak olamaz. Yapılacak olan, yasal bir iş değildir. Neticesine katlanırlar.
***
ODTÜnün kapısına sabahın erken saatlerinde bir pankart asılmıştı: BU İŞYERİNDE GREV VARDIR!
Bir özel güvenlik görevlisi, pankartın iplerini tellerden ayırmaya çalışırken, kendi can damarını kesiyordu adeta!
Greve çıkan öğretmenleri, öğrencileri de destekliyordu
Bir imam, tıpkı biz gazeteciler gibi sembolik katılımlı grev yürüyüşünde, tane tane konuşurken; ciddiye alınmak istediklerini, alın teri kurumadan hakkın verilmesi gerektiğini yönetenlerin beyinlerine birer nasihat gibi kazıyordu...
Greve damgasını vuran demiryolu emekçilerinin çabası ise eylemin kitleselliğinde bireysel rollerin önemini kitaplaştırdı.
Fatih Ekspresinin Arifiye İstasyonunda grevi başlatması, bir başka makinistin buraya kadar deyip Ankara Ekspresini Eskişehir İstasyonuna yanaştırması, Ankara Garındaki trenin makinistlerinden birinin greve katılmaya ikna edilmesi, tek makinistle sefere çıkılamayacağı için onun yerine depo şefinin geçirilmesi çabası, durumu fark eden grevcilerin güvensiz yolculuk hakkındaki uyarıları ve hatasının ağırlığını anlayan depocunun, amirlerine cep telefonuyla hesap verirken kameralara yakalanan Halil bey emretti onun için geçtim, efendim sözleri, bir destanın parçaları olacaktı gelecekte
Meşru bir hakkı kullanan emekçilere karşı uygulanan yasadışı baskılar, eylemi kırmak için kraldan çok kralcıların başvurduğu yasadışı görevlendirmeler ve talimatlar, eyleme katılanlar hakkında idari işlem yapılacağı tehditleri, kimseyi yıldırmadı!
***
GREV, ciddi bir eylemdir. Nostalji olsun diye yapılmaz Bugün canım sıkıldı, çalışmıyorum demekle greve meşru bir gerekçe oluşturulmaz.
İnsanlar, keyiflerine göre greve çıkmazlar; bir dertleri vardır anlatamadıkları, bir ihtiyaçları vardır karşılanmayan, bir hakları vardır uygulanmayan, bir insanlık onurları vardır saygı duyulmayan
Zulmeden hükümdarın, halkı cezalandırmak için yasaya ne ihtiyacı var? Emir, kararname, ferman çıkarmak için halkın onayı mı aranır?
Yasalar, halka doğal haklarını kullanma gücünü verirken, hükümdarın keyfi davranma yetkilerini de kısıtlar.
Ulusal yasalarla halka tanınmayan haklar, devletin kabul ettiği uluslararası sözleşmelerde teminat altına alınmışsa, bu hakkın kullanımı da meşruiyet kazanmıştır artık. Yetkileri sınırlandırılmış olan yönetenlerin, o hükümlere uyma sorumluluğu doğmuştur. Yani neticesine katlanacak olan yönetenlerdir!
***
Meşru haklarını kullanan memurların bu eylemi, yasal haklarını kullanmaktan korkan gazetecileri de cesaretlendirmelidir.
Olay gazetesinde, 23 Kasımda GREV KARARI asıldı işyerinin kapısına, sessiz sedasız
Çünkü üyelerimiz, ellerinde var olan bir yasal hakkı toplusözleşmeye dönüştürme fırsatını değerlendirmekte tereddüt ediyor Tıpkı 10 emekçinin greve çıktığı atv-Sabah işyerlerinde, işverenin greve katılmama baskısına direnemeyen yoldaşları gibi...
Hak aramanın ve elde etmenin, en etkili yasal mücadele yöntemidir GREV!
Patronların ya da ülkeyi yönetenlerin keyfi davranışlarından kurtulabilmek için mücadele etmekten de korkmamak gerekiyor
***
Güzel kadınları severim,
İşçi kadınları da severim,
Güzel işçi kadınları
Daha çok severim...
Güzel işçi kadını, öğretmen eşim, milyonlarca emekçi gibi 25 Kasımda GREV hakkını kullandı; okula gitmedi.
Ne mutlu ki, bu toplumun; gurur duyacağı, ilerlemenin ve gelişmenin itici gücü, elleri ve fikirleriyle yaratıcı milyonlarca kadın ve erkek emekçisi var
Hepinize iyi bayramlar!.. Gurur duyacağınız insanlarla bayramlaşın!..
ERCANİPEKÇİ