27 Kasım 2009 00:00
Medyanın şikayetçi avı
Binlerce emekçi, önceki gün grevdeydi.
Binlerce emekçi, önceki gün grevdeydi. Kamu çalışanları, sağlık emekçileri, eğitimciler, belediye çalışanları, işçiler, öğrenciler, kadınlar ve biz gazeteciler. Biz de görevimizin başındaydık. Emekçiler grev ve toplusözleşme taleplerinin yanı sıra insanca yaşanacak ücret verilmesini, zamların geri çekilmesini, eğitim ve sağlık hizmetlerinin parasız verilmesini istedi.
Ancak sermayeden ve hükümetten yana medya, bunları görmezden gelerek hastalar hastane kapılarında kaldı, mağdur oldu diye yansıtmaya çalıştı grevi.
AMAÇ FARKLI
Bunun en çarpıcı örneğini, sabahın erken saatlerinde, normal günlerde yüzlerce hastanın akın ettiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde yaşadık. Grev nedeniyle hastane sakindi, yalnızca hastanenin bahçesine grev pankartını asan sağlık çalışanları ve tek tük insanlar vardı. Hastanelerin önünden İş bırakma değil, yavaşlatma eylemi yapılıyor diye yayınlar yapan televizyon kanallarına inat, gürültünün hakim olduğu cerrahi polikliniklerinde çıt çıkmıyordu. Bizim dışımızda bir kameraman ve muhabir de hastaneye gelmişti. Ama onların amacı bizimkinden farklıydı; onlar, şikayet eden hasta arıyorlardı.
MUAYENE OLABİLDİNİZ Mİ?
Muhabir, binadan çıkanlara muayene olmak için mi geldiniz, muayene olabildiniz mi diye soruyor ve o kişilerin grevden şikayet etmelerini istiyordu. Birkaç kişiye sorduktan sonra istediğini alamayınca çekip gitti, başka şikayetçiler bulmak için başka servislere, hastanelere bakmaya.
Saat 11.30da yürüyüşün önünden başlayacağı Çapa Tıp Fakültesi Hastanesinde ise kamera sayısı da, bahçede oturan hasta sayısı da fazlaydı. Muhabirler, mikrofonlarını hastalara uzatıp şikayetlerini soruyor, onları konuşturmaya çalışıyordu. Tüm bunlar olurken biz de, grevin mağduru olarak göründükleri için özellikle hastalardan görüş almak, grevin taleplerini duyurmak, hastane bahçesinde yürüyüş yapan sağlık çalışanlarını neden alkışladıklarını sormak istiyorduk. Ancak hastaları kışkırtan muhabirlerden ötürü ne hastalara yaklaşabildik, ne de onlara soru sorabildik.
Yürüyüş başladıktan, binlerce kamu emekçisi tramvay yoluna sıkıştırılıp görevini yapan çevik kuvvet ekipleri ile panzerler yolları kapattıktan sonra da basın mensuplarının mesaisi yolda devam etti. bu sefer aradıkları, trafiğin sıkışık olmasından şikayet eden vatandaştı. Arabasından inip polisin kapattığı trafiğe tepki gösteren vatandaş, onların elinden çıkan haberlerde saatlerdir yolda kalan, işine gücüne geç kalan vatandaş oldu. Onlara göre suçlu yine emekçiydi! (İstanbul/EVRENSEL)
Ceren Saran