06 Aralık 2009 00:00

Kahraman

"Karpuz kabuğundan gemi değil, Titanik bile yaparsın. Para değil, yürek meselesi”. Sinemayla ilişkisini böyle özetlemişti Ahmet Uluçay. Büyük yönetmendi, tek uzun filmi vardı ve büyük yönetmendi.

Paylaş
"Karpuz kabuğundan gemi değil, Titanik bile yaparsın. Para değil, yürek meselesi”. Sinemayla ilişkisini böyle özetlemişti Ahmet Uluçay. Büyük yönetmendi, tek uzun filmi vardı ve büyük yönetmendi.Sahiden, nedir sinema dediğiniz? Sinema şöyle sektör oluyor, bu film bu kadar hasılat yapıyor deyiveriyoruz. Ama “Para değil, yürek meselesi”nin ne demek olduğunu anlayanlar için, sinema bir emek işidir.Bu yaşadığımız dünyada, her şeyi alıp satmayı alışkanlık haline getirenler var ve güçlüler. Ama sinema, sadece alınır satılır bir şey olsaydı, bir “sektör” muhabbeti yeterli olurdu.Oysa, anlatacak şeyi olanlar için bir alandır sinema ve Ahmet Uluçay, işte bu adamlardan biriydi, her fırsatta vurguladığı gibi. Ahmet Uluçay, Kütahya’nın bir köyünde doğup yaşadı. Sadece hastalıkla mücadele etmedi, hayatı boyunca sinema yapmak istedi ve bunun için yapılabilecek bütün özverilerde bulundu. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ı çekerken bir yandan bir yem fabrikasında çalıştı. Ama gık demedi, ağlamadı, tersine bununla gurur duydu. Arkadaşlarıyla “Tepecik Köyü Sinema Grubu”nu kurdu, kısa filmler, belgeseller çekti. İlk kısa filminden itibaren çok ödül aldı, tek uzun metrajlı filmi dahil. İkinci filmi, yarım kaldı.Bunlar Ahmet Uluçay’ı sadece bir köylü sinemacı, naif bir adam, sevimli işler yapan, bir gülümsemeyle anılacak ama ciddiye alınmayacak bir adam mı yapar? Hayır, bir kahraman yapar.Çünkü Ahmet Uluçay, sinemanın bir emek işi, bir yürek işi olduğunu biliyordu, söyleyecek sözü olan herkesin sinema yapmak için her türlü güçlüğün üstesinden gelebileceğini, “para”ya teslim olmamak gerektiğini biliyordu ve başarıyordu.Bakmayın, para kazanmak, parasına para katmak için film yapanlar da var bu ülkede, dünyada olduğu gibi. Ama aslında, dünyadakinden daha fazla, Türkiye sineması bir kahramanlar sinemasıdır. Bizim bugün gülüp geçtiğimiz Yeşilçam filmleri de, bugün yapılan filmlerin önemli çoğunluğu da, bu işe gönül vermiş ve özveriyle çalışan, hiç olmayacak, imkansız görünen olanaksızlıklardan sinema üreten, çünkü Uluçay’ın dediği gibi “Anlatacak şeyi olan” insanların sinemasıdır. Ahmet Uluçay, bunu en iyi bilenlerden biriydi ve öyle anılmayı hak ediyor.
Çağdaş Günerbüyük
ÖNCEKİ HABER

Metrekare hesabı

SONRAKİ HABER

Daha muhalif, daha yürekli…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa