07 Aralık 2009 00:00
zama zingo
* Samanyolu kötüleri her zaman bir numaradır zaten. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere kötü davranır;
* Samanyolu kötüleri her zaman bir numaradır zaten. İnsanlara, hayvanlara, bitkilere kötü davranır; özellikle yoksullardan, yaşlılardan, kendi ailesinden nefret eder. Hafta sonunda yayınlanan bir televizyon filminde, kötü adamın filmin sonundaki tornistanı tarihe geçecek gibiydi. Ailesinden ilgi görmeyen, şımarık bir zengin çocuğu kötü adamımız. Uyuşturucu da kullanıyor. Bunu öğrenen babasına hizmetçi ailenin şefkatinin önemini öyle bir anlatıyor ki, babanın hemen pişman olup oğluyla ilgilenmeye başladığını görüyoruz. Asıl, oğul, kendisini ispiyonlayan kişinin öğretmeni olmadığını öğrenince, birden, filmin başından beri çok kötü davrandığı adama yardıma gidiyor. Hangi ara o bilinç değişikliğini yaşıyor bilmiyoruz. Giyim kuşamları da çok değişik. İyi kadın, başını bağlamıyor ama boğazına kadar kazak giyiyor yaz günü. Film boyunca da Allahın mazlumun yanında olduğu, onlara yardım edeceği, kurtaracağı söylenip duruyor. Finalde hiç öyle olmuyor ama, kötüler de ihya olmuyor belki ama iyilerin başına gelmeyen kalmıyor. Kendi mesajlarını yutmuş mu oluyorlar şimdi?
* Serdar Ortaç, Pişmanım demiş. Ahmet Kayaya çatal bıçak atıp marş söyleyen güruhu gaza getirmesinin üstünden on yıl geçtikten sonra. Adam alt tarafı Kürtçe şarkı söyleyeceğim demişti. Serdar Ortaç dua etsin, açılım dönemindeyiz. Yoksa on yıl sonra yarım ağızla gelen bu laflar, anca insanı daha fazla öfkelendirirdi. Ama barış öyle bir şey işte. Serdar Ortaçla bile provoke olmamak lazım.
ÇAĞDAŞ GÜNERBÜYÜK