08 Aralık 2009 00:00

Küçük adanın büyük insanları

İDEOLOJİLERE, sistemlere ve hatta insana inancın yitirildiği bir adaya mahkum edilseydiniz –tam da günümüz dünyası gibi-

Paylaş

İDEOLOJİLERE, sistemlere ve hatta insana inancın yitirildiği bir adaya mahkum edilseydiniz –tam da günümüz dünyası gibi- yaşama gücünüzü nereden beslerdiniz?
1994 yılında Hakan Pişkin ve Devrim Nas tarafından kurulan Tiyatro Ti ilk oyunu Ada’yı 15. yıl nedeniyle yeniden sahnelerken yukarıda ki soruya yanıt arıyor. Önceki gün galası yapılan Ada’yı B. Emin Yarar yönetmiş, Hakan Pişkin ve Ümit Çırak da iki kişilik oyunda rol alıyorlar.
Ada, kaybolmaların yaşandığı, değerlerin hızla çıkarcılık üzerinde yapılandırıldığı günümüz Türkiye’sinde insanın insana yaptıklarını ve insanın insana ihtiyacını yalınlıkla gözler önüne seriyor.
Ada, bir ada hapishanesinde geçiyor. Biri idamlık biri müebbet, hücreye kapatılmış iki mahkumun hayal kırıklıkları, gelgitleri ve umutlarını kaybetmeyerek, ağır çalışma, baskı ve işkence altında birbirlerine tutunmalarını göz önüne seriyor. Hücrede bir tiyatro oyununa hazırlık yapan mahkumlar “Hayat bir tiyatrodur” sözünü de doğruluyorlar adeta.
KÜÇÜK MUTLULUKLAR
Ada’da zaman zaman küçük şeylerle mutlu olmak üstüne göndermelere rastlıyoruz. Müebbet olan mahkumun müdüriyetten geri dönerken hiç kimsenin kendisine refakat etmemesini özgürlük sayması gibi... Müebbet arkadaşının üç ay sonra özgür olacağını duyduğunda kabul edememesi, hatta “İnsanların başkalarına karşı sorumlulukları vardır” dedirtecek denli özgür kalacak mahkumun da bunu arkadaşıyla paylaşmakta zorlanması gibi. Oyunun sonunda da umutlar yeşeriyor.

15 YILIN ARDINDAN
15 yıllık sahne yolculuklarını da bir adaya benzeten Tiyatro Ti; “Herşeye rağmen bu kargaşa denizinde durduğumuz yerde durarak kök salmaya çalıştık, tıpkı bir ada gibi” diyor. Tiyatro Ti’nin Genel Sanat Yönetmeni ve Ada oyuncusu Hakan Pişkin, ekonomik kriz nedeniyle insanların işi ve ailesiyle sorunlar yaşadığını, tiyatronun da bundan nasibini aldığını söylüyor. Her şeye karşın durdukları yerde durabilmenin gayretini gösterdiklerini dile getiriyor Pişkin. Ayakta kalmanın çok güç olduğunu söyleyen Devrim Nas da “Elden geldiğince ödün vermeden yürümeye çalışıyoruz ama bedelleri olmuyor değil. Bu bende hayal kırıklığı değilse de şaşkınlık yaratıyor dersem abartmış olmam. Sanattan yana ilerici çevre ve kurumların sendika ve belediyelerin daha duyarlı olmalarını beklemekteyiz” dedi.
(İstanbul/EVRENSEL)

Mustafa Hayta
ÖNCEKİ HABER

RAMP IŞIKLARI

SONRAKİ HABER

Yezidîler güven duygusunu kazanmak istiyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...