09 Aralık 2009 00:00

BAŞYAZI

Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisini yorumlayan basın ve diplomatların yorumu, büyük bir oranda, “tam mutabakat”ta birleşiyor.

Paylaş

Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisini yorumlayan basın ve diplomatların yorumu, büyük bir oranda, “tam mutabakat”ta birleşiyor.
Yani Erdoğan ve Obama’nın başkanlığında, Beyaz Saray’ın Oval Ofisi’nde toplanan heyetlerin iki saatlik toplantısında Türkiye ve ABD, ele aldıkları konularda aynı görüşlerde birleşmişler!
Ele alınan konular şunlar: PKK’nin tasfiyesinin merkezi olarak ele alınan ve Irak’ın yeniden yapılandırılmasını da içeren Irak, Kuzey Irak-Türkiye ilişkileri, Filistin sorunu, İran, Afganistan, Ermeni sorunları, Türkiye’deki azınlıkların talepleri ve bu konuda atılan adımlar.
7 Kasım akşamı, Obama ve Erdoğan’ın basın açıklamasında da bu konuların konuşulduğu ve üstünde “tam mutabakat” sağlandığı iki taraf tarafından da açıklanmıştı.
Aslına bakılırsa ABD tarafı Erdoğan’ı Beyaz Saray’a “Dört gözle beklediklerini” birkaç kez açıklamıştı. Bu ziyaretten hemen önce Türkiye’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da, “Amerikan dış politikasının en önemli 10 maddesi ile Türk dış politikasının en önemli 10 maddesinin aynı olduğu”na vurgu yaparak durumu açıklamıştı. Ve ziyaret öncesinde de yorumlar, bu ziyarette, herhangi bir anlaşmazlık çıkmasının sürpriz olacağı biçimindeydi.
Peki, “mutabakat tamam”sa; bu İran’la ilişkilerde “dostluk”, “kardeşlik” edebiyatı; ABD’nin İran’a yönelik yaptırımları konusunda esip yağmaların anlamı nedir?
Peki, “mutabakat tamam”sa; “Afganistan’a muharip kuvvet göndermiyoruz. Amerika istedi diye savaşa girmeyiz” havaları nedir?
Peki, “mutabakat tamam”sa; “Karabağ’dan çekilmeden Ermenistan’la sınırların açılmayacağı”na dair sağa sola sözler vermek nedir?
Peki, “mutabakat tamam”sa; o İsrail’e ikide bir hörelenmeler nedir?
Eğer Erdoğan ve ekibi, o “yüksek ikna yetenekleriyle”, Obama ve ekibini ikna etmemişse (ki böyle bir şey olamaz) demek ki bu “mutabakat”ın iki anlamı vardır. Birisi kamuoyunun gözünü boyayan ve iki tarafın kamuoylarının da hoşuna gidecek bir “tam mutabakat”la cilalı, yuvarlak açıklamalar. Öteki ise Türkiye’nin ABD’nin bölge stratejisine uyumda tüm rezervlerini kaldırdığı bir anlaşma.
Öyle anlaşılmaktadır ki, bu ziyaretin ana amacı; farklı görüş gibi görünen İran, Afganistan, Ermenistan’la ilişkiler (İsrail de dahil) gibi konularda Türkiye’nin “farklılığını” giderek ABD’nin zenginliği olarak, ABD stratejisine hizmete dönüştürme konusunda anlaşmaktı ve bunu ABD başarmıştır. Bu yüzden de aldatılan ABD değil Türkiye’nin, Türkiye’nin ABD stratejisine bağlanmasına karşı çıkan, bağımsız bir dış politika savunan Türkiye’nin halkıdır.
Türkiye’nin ABD’den aldığı destek ise, PKK’ye karşı mücadelede ve PKK’nin tasfiyesinde ABD desteğinin artarak süreceğine dair sözdür. Ki, bunun Türkiye’nin çıkarına mı yoksa daha zora sokularak, ABD’ye daha koşulsuz bağlanmasına mı yarayacağı çok tartışmalıdır.
Hele de son günlerde, “Demokratik açılım” filan derken, “DTP’nin kapatılması” için düğmeye basılmasına kadar (*) gelmesinden sonra!
Çünkü AKP ve Hükümetinin “açılımı” açıkça Kürt siyasetinin direnç noktalarını tasfiye etmeye, legal alandaki DTP ve öteki örgütlerin tasfiyesine dönüştürmesinden sonra, sorunun çözümüne ilişkin kozlar büyük ölçüde yeniden ABD’nin eline geçmiştir.
Eğer bu gerçek görülüp Türkiye’nin demokrasi güçleri, gerekli uyanıklığı gösteremezse, Başbakan Erdoğan’ın bu “tam mutabakat”lı ABD ziyareti, Türkiye ve Ortadoğu’nun halklarına çok pahalıya mal olacak bir yolun genişletilmesinin vesilesi olur. Çünkü bu ziyaret; Türkiye’nin ABD’nin Ortadoğu ve Ön Asya’da egemenliği stratejisine Türkiye’nin bağlanmasıdır. Bunun pratikteki anlamı, Türkiye’nin İran ve Rusya ile rakip olması, Afganistan ve Irak’ta ABD’nin pis işlerinin yapılması taşeronluğuna soyunmasıdır.
Ötesi tamamen teferruattır!
(*) Bu yazı yazıldığında Anayasa Mahkemesi’nin DTP’nin kapatılması davasıyla ilgili oturum henüz sürüyordu. Şu anda kararın ne olduğu belli olmuş olabilir.
İHSAN ÇARALAN
ÖNCEKİ HABER

Halkın çıkarı şirketlerin kârından önemli

SONRAKİ HABER

YÖK’ün katsayı kararı 17 Aralık’ta

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...