11 Aralık 2009 00:00
Köylerine dönmek istiyorlar
Dersimde 1994 yılında köyleri boşaltıldıktan sonra yıllarca prefabrik evlerde, daha sonra ise para karşılığında kendilerine verilen deprem konutlarında...
Dersimde 1994 yılında köyleri boşaltıldıktan sonra yıllarca prefabrik evlerde, daha sonra ise para karşılığında kendilerine verilen deprem konutlarında sefaletle yaşamlarını sürdüren köylüler, köylerine geri dönerek bu sefalete son vermek istiyor.
1994te yılında çok sayıda köyün boşaltılması nedeniyle, köylülerin kimisi Tunceli merkez ve ilçelerine kimisi de metropollere göç etmek zorunda kaldı. Göç etmek zorunda kalan Ovacık ilçesine bağlı Aslıca ve Elgazi köylüleri de, Ovacıka göç etti; ancak kalacak yerlerinin olmamasından kaynaklı prefabrik evlere yerleşti. Ovacıkın girişinde boş bir araziye kurulu ve 120 haneden oluşan prefabrik evlerde 10 yıl kalan köylüler, 2004 yılında yapılan inşaat halindeki deprem konutlarına yerleşti. Köylülerin kimi peşin 6 bin TL ile oturduğu konutu satın alırken, kimi ise ayda ödediği 200 TL ile konutlarda kalıyor. Birkaç küçük ve büyükbaş hayvanla geçimlerini sağlamaya çalışan köylüler, köylerine geri dönerek içinde bulundukları sefalete son vermek istiyor.
YARIM YAMALAK KONUTLAR
Köylülerden 75 yaşındaki Emine Keser, prefabrik evlerde yaşadıkları dönem çok zorluk çektiklerini, kimsenin kendilerine yardım etmediğini söyledi. Keser, Köyümüzden çıktık. Her birimiz bir yere gittik. Çocuklarımın her biri bir yerde şimdi. Evimdeki eşyaları da komşular sayesinde bir araya getirdim. Köyümüzü asker boşalttı, çok çektik. Artık köyümüze geri dönmek istiyoruz. Devlet bize konut verdi, fakat evin her tarafı yarım yamalak dedi.
Ovacıka bağlı Elgazi köyünden göç etmek zorunda kalan Haydar Mühür (52) ise 1994 yılında köylerinin yıkıldığını ve göç ettiklerini ifade etti. Mühür, 5 yıldır deprem konutlarına yerleştiklerini, ancak işsiz oldukları için geçimlerini sağlayamadıklarını söyledi.
AİHMDEKİ DAVA SÜRÜYOR
Ali Pektaş da (48), köylerinin yakıldığını ve devletin kendilerine barınmak için tek gözlü barakalar verdiğini söyleyerek, şunları kaydetti: O dönem bunları Erzincan depreminden mi getirdiler bilmiyoruz, çamur içerisine koydular bu barakaları. Köyden göç eden ve dışarıda kalan insanlar yerleştirildi buralara. Şu anda hayvanlarımızı koyduk bu barakalara. Hayvanlar bile burada yaşayamıyor. 10 yıl bu barakalarda yaşadık. Köyün yakılmasının ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) dava açtık, dava hâlâ sürüyor.
ANNEM ZATÜRREEDEN ÖLDÜ
Barakalarda yaşadıkları dönem aç kaldıklarını, üşüdüklerini, susuz kaldıklarını kaydeden Pektaş, bu barakalar ve devletin ihmalsizliği nedeniyle annesinin zatürreeden öldüğünü belirtti. Pektaş, İnsanları yıllar sonra deprem konutlarına taşıdılar, fakat o konutlar da inşaat halindeydi, sıva yapmadan insanlar orada yaşamaya başladı. Konutlarda oturanlar bile devlete şu anda taksit ödüyorlar dedi. (Tunceli/DİHA)
Songül Adsız