11 Aralık 2009 00:00
Cumhuriyetin kadına bakışı sınıfsal
11. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresinde konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Makal, cumhuriyetin erken yıllarında kadın işçilerin...
11. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresinde konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ahmet Makal, cumhuriyetin erken yıllarında kadın işçilerin çalışma koşullarının imparatorluk döneminden farklı olmadığına dikkat çekerek, Cumhuriyetin kadına bakışı sınıfsaldı. Cumhuriyetin kadın imajı çalışan değil, eğitimli kadındı dedi.
11. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresinin önceki gün gerçekleştirilen ilk oturumunda Türkiye emek tarihinden kesitler sunuldu. Prof. Dr. Ahmet Makal, 1920-1950 döneminde Türkiyede ücretli kadın emeği üzerine sunduğu tebliğde, Türkiyede emek tarihine ilişkin çalışmalarda kadın ve çocuk emeğine yönelik ilginin yetersiz olduğunu vurguladı. Osmanlıda kadınların ağır ve kuralsız koşullarda çalıştırıldığını aktaran Makal, cumhuriyetin erken döneminde bu mirasın sürdürüldüğünü ifade etti. Çalışma hayatında kadınları koruyucu düzenlemelerin geç yasalaştığını, ancak bunların da denetim yetersizliği nedeniyle hayata geçirilmediğini kaydeden Makal, 2. Dünya Savaşı nedeniyle 1940da uygulamaya konulan Milli Korunma Kanununun kadın emeği üzerinde yıkıcı etkiler yarattığını söyledi. Makal, kadın haklarındaki bu geriye gidişin etkilerinin 1960lara kadar sürdüğüne dikkat çekti.
Cumhuriyetin kadın imajının öğretmen, profesör, avukat eğitimli kesimlerle şekillendiğini vurgulayan Makal, cumhuriyetin kadına bakışının sınıfsal olduğunu, bu nedenle tarla ve fabrikalarda çalışan kadınların hep 2. planda tutulduğunu dile getirdi. Makal, günümüzde de devletin emeğe ve kadın işçiliğine bakışının aynı yönde olduğuna dikkat çekti.
VESAYET MEKTUPLARI
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Aziz Çelik de, 1950 ve 1960lı yıllarda Türkiye ve ABD sendikaları arasındaki yazışmaları inceleyen bir tebliğ sundu. Mektupların bir vesayet ilişkisini ortaya koyduğunu belirten Çelik, mektuplarda eşit sendikalar arası bir ilişkiden öte alt-üst sendika ilişkisi görüldüğünü belirterek, bunu bir tür sendikal emperyalizm olarak yorumladı. (Ankara/EVRENSEL)