11 Aralık 2009 00:00
BASIN TURU
Başkan Barack Obama, Nobel Barış Ödülünü kazanan son kişi olarak açıklandığında, bazıları bu ödülün başkanı yönlendirebileceği umuduna (ya da korkusuna) kapılmıştı.
İronik bir Nobel ödülü
Başkan Barack Obama, Nobel Barış Ödülünü kazanan son kişi olarak açıklandığında, bazıları bu ödülün başkanı yönlendirebileceği umuduna (ya da korkusuna) kapılmıştı. Çünkü henüz barışla ilgili bir şey yapmış ya da barışı savunmak adına bir adım atmış değildi. Yarın ödülü kabul ettiğinde, bu olay, Afganistan Savaşında gerilimi artıracağını açıklamasından sadece dokuz gün sonra yaşanacak.
Obamanın Sözcüsü Robert Gibbs, Başkanın Mandela ve Rahibe Teresa ile aynı kategoride olmadığını anladığını ve bunu kabul edeceğini söyledi. Obama ayrıca, 30 bin ek asker gönderme kararıyla Nobel ödülü alması arasındaki uyumsuzluktan da bahsedecek.
Ancak bunu sessizce yapacak. Başkanın ödül törenine katılımı oldukça sınırlı tutuldu. Osloya gece yarısı uçacak, ödül törenine ve sonrasındaki yemeğe katılacak; hepsi bu. Geleneksel olarak, ödül alanlar törenin ardından bir basın toplantısı düzenler ve kendileriyle röportaj yapılır. Beyaz Saraya göre Başkan Obama ikisini de yapmayacak.
Belki de bu bir tür zaferdir, en azından küçük bir zafer. Afgan Savaşının sonsuz yayılmasının lideri, kara mayınlarının yasaklanmasının muhalifi olarak kuşkusuz, ordulara karşı duran barış aktivistlerine göre bu ödülü en az hak eden kişi o. Ancak en azından yeterince utanmış olmalı ki bu noktada durdu.
Bu ani özbilinç, hoş karşılanabilecek bir değişim ancak arsız savaş politikalarını yumuşatmadığı sürece, bu durumun daha fazla devam etmeyeceği aşikar.
Devasa etkinliklerin iptal edilmesi ise Norveç için can sıkıcı bir durum oldu. Ancak sonunda, bir Nobel Ödülü bir insanın doğasını değiştiremez ve bir Barış Ödülü şahini güvercine dönüştüremez. Tıpkı hiçbir matematik eğitimi almamış bir insana verilecek Nobel Matematik Ödülünün onu bir matematik dahisi yapmayacağı gibi. Bu belki de, ödül komitesi için bir ders olur ve bundan sonra ödülleri gerçekten hak edenlere verirler, umut dağıtanlara değil.
Jason Ditz, 9 Aralık, 2009