13 Aralık 2009 00:00
BAŞYAZI
DTP kapatıldı ya, DTPnin sıradan açıklamalarıyla da yasal parti faaliyetleri hakkında emniyeti, savcıları, yargıçları göreve çağıran yetkili kişilerin, hükümet erkanının, parti kapattırma erbabı olan basın camiasının, iki yıldır sümen altında tuttuğu davayı, böyle bir zamanda gündeme alıp DTPyi kapatan Anayasa Mahkemesinin başı göğe ermiştir!
DTP kapatıldı ya, DTPnin sıradan açıklamalarıyla da yasal parti faaliyetleri hakkında emniyeti, savcıları, yargıçları göreve çağıran yetkili kişilerin, hükümet erkanının, parti kapattırma erbabı olan basın camiasının, iki yıldır sümen altında tuttuğu davayı, böyle bir zamanda gündeme alıp DTPyi kapatan Anayasa Mahkemesinin başı göğe ermiştir!
Artık DTP kapatıldı ya demokrasi kahramanı vekiller kameralar karşısına geçip, Ben parti kapatmaya karşıyım. Parti kapatarak bir yere varılmaz diye konuşuyor. Meclis Başkanı bile DTPli vekillere ve onun milletvekilliği bile düşürülmüş DTP Genel Başkanına, alay edercesine, Parti kapatılmaların önlenmesi için Mecliste çalışma yapmalıyız diyor.
Basının eyyamcı köşe yazarları, Anayasa Mahkemesinin kararı hukuken doğrudur demeyi ihmal etmeden, DTPnin böyle bir zamanda kapatılması iyi olmamıştır dedikten sonra DTPli vekillerin nasıl davranması gerektiği konusunda akıl vermeyi ihmal etmiyorlar! Yok, DTP içindeki sorumluluk sahibi vekiller, dikkatli konuşmalıymış, herkes bu karardan ders çıkarıp ona göre davranmalıymış, yok yeni kurulacak parti eskisinin hatalarını yapmamalıymış, yok nasıl açıklamalar yaparlarsa iyi olurmuş!...
Sermaye basınının en aklı başında görünenleri ve siyaset erbabı içinde; ne savcıları, yargıçları göreve çağırarak Anayasa Mahkemesine dosyayı gündeme aldıranlara ne de Anayasa Mahkemesinin böyle bir zamanda DTPyi kapatmasına, Bu nasıl iştir bu ne menem bir hukuk-siyaset anlayışı, bu savunulan nasıl bir demokrasidir diyen yok, yok gibi!... DTP suç işlemiştir, kapatılmıştır, ...DTPliler de gerekli dersleri çıkarıp akıllı olmalıdırlar mantık budur!
İnanılır gibi değil ama politik tablo böyle!...
Tabii burada şöyle trajikomik bir durum da var: Hükümet demokratik açılım demiş, Kürt açılımı demiş ama sürecin en kritik aşamasında, Kürtlerin sözcüsü durumundaki parti kapatılmıştır. Çünkü DTP sadece DTPye oy verenlerin değil, AKPye oy veren Kürtler de dahil RTPyi hiç sevmeyen Kürtlerin de sözcüsüydü. Çünkü DTPnin dillendirdiği talepler tüm Kürtlerin talebidir ve bu yüzden de DTP Kürtler adına hükümetle, bakanla, cumhurbaşkanıyla görüşüyor, kamuoyuna görüşlerini söylüyor; böylece herkes Kürtlerin ne istediğini öğreniyordu.
Bu basın ve siyasetin çok bilmişlerinin; Canım DTP 12 milyon Kürdün 2 milyonundan oy alıyor! demesine ya da DTPnin Muhatap biz değiliz Öcalandır demesine rağmen böyleydi.
Bu yüzden de şimdi hükümetin Demokratik açılımı legal alanda muhatapsız kalmıştır. Bunun tersten anlamı ise, hükümet için bu açılımın biraz anlamlı olması için tek yol Öcalanı muhatap alma kalmıştır! Tabii AKP ve Hükümeti Biz zaten açılımla Kürtlerin taleplerini umursadığınızı söylemek istemedik. Asıl olarak MHP ve CHPyi muhatap alarak devletin yeni ezerek çözme politikasını oluşturuyoruz demeyecekse!
DTP dün Diyarbakırda toplandı. Bu yazı yazıldığında henüz bir karar yoktu. Ama barış ve halkların kardeşleşmesi için en doğru kararı alacaklarını umuyoruz. DTP Eş Başkanı Ahmet Türk ise basına veda etti.
Türkün, Ankarada yaptığı veda konuşmasını izleyenler herhalde; Mecliste barışı en içten ifade eden, en çok barışı özleyen, hatta barış sözcüğünü bile Meclise taşıyan parti kapatıldı ama savaş, vuralım, ezelim, diyen, barışı, özgürlüğü bölücülük olarak anlayan partiler kaldı. Ve bundan böyle Mecliste sadece onların sesi çıkacak. diye düşündüler.
Bir bakıma bu haklı bir yargıdır. Ama Türkiye gibi, gerici, ırkçı güçler kadar halkın, demokrasi savunucuların, sağduyunun da dinamik olduğu bir ülkede Mecliste barış diyenlerin sesinin kesilmesi, partisinin kapatılması halkın susturulabileceği anlamına gelmeyecektir.
Kürtüyle, Türküyle Türkiyenin ilerici ve demokrat güçleri, aydınları, demokratları susmayacak; barış, özgürlük ve demokrasi talebini haykırmaya devam edeceklerdir. Dünküne göre daha yüksek bir sesle, Meclisten duyulacak bir yükseklikte ve daha ileri bir mevziden!
İHSAN ÇARALAN