14 Aralık 2009 00:00
6 Coğrafya 6 Film okumaları yapıldı
ULUSLARARASI Kürt Sineması Konferansı kapsamında 6 Coğrafya 6 Film başlığı altında film okumaları gerçekleştirildi.
ULUSLARARASI Kürt Sineması Konferansı kapsamında 6 Coğrafya 6 Film başlığı altında film okumaları gerçekleştirildi. Film okumalarına, yönetmenlerin yanı sıra film eleştirmenleri de katıldı. İzleyicilerin ilgi gösterdiği okumalarda, Kürt sineması önünde ciddi engeller olduğuna işaret edilirken, izleyiciler, Kürt filmlerinin nitelik olarak daha da güçlenmesi gerektiğini belirttiler. Kürt sinemasının kültür olarak kurumsallaşmadığına da dikkat çekilen okumalarda, Kürt filmlerinin yapım aşamasındaki olanaksızlıklara da ayrıca dikkat çekildi.
KILIÇ: YARIM AY BAŞYAPIT
Avrupa Sinemasında gösterimi yapılan Behmenê Gobadînin Nîvê Heyvê (Yarım Ay) filmine ilişkin okumaya, Akademisyen Devrim Kılıç katıldı. Daha önce Gobadînin ilk üç filmi üzerine master tezi de hazırlayan Kılıç, Yarım Ay filminin Gobadînin en başarılı filmi olduğunu söyledi. Kürt filmlerinde yol ve yolculuğun önemli olduğunu vurgulayan Kılıç, şöyle konuştu: Ghobadinin önceki filmlerinde yol bir iç yolculuk şeklinde ele alınır. Ancak bu filmde karakterlerin böyle bir hikayesi yok. Kılıç, filmde karakterlerin Irakın Federal Kürdistan Bölgesine konsere gitmelerindeki amacın, özgür bir ülkeye gitmek olduğunu söyledi.
Öyküde başka alt metinlerin gizlenmiş olduğunu belirten Kılıç, Kürtlük vurgusunun çok öne çıktığını belirterek, baş karakter Mamoya ilişkin şunları söyledi: Mamo öleceğini bilerek çıkıyor yola. Bu da Gobadînin ülkesiyle olan derin bağlarının göstergesi. Mamo ölsem de gideceğim diyor. Bu felsefi göndermenin altında, ölüme karşılık gitme isteğinden vazgeçmeme yatar. Aynı zamanda sınırlar olduğu sürece bundan vazgeçmeyeceğine de vurgu yapıyor. Hatta ölüm, yaşamın bir parçası olarak görülüyor. Kürtlerin en çok müziği ve kadını kullanarak kendilerini ifade ettiğini dile getiren Kılıç, Yarım Ay filminde de benzer kullanımlar olduğunu ifade etti. Kadının şarkı söylemesinin de yasak olduğunu ifade eden Kılıç, Ghobadînin kadına şarkı söyleterek toplumsal bir eleştiride bulunduğunu söyledi. Kılıç, bir bütün olarak Gobadînin batı ve doğu arasında hem düşünsel hem de kültürel bakımdan bir gerilime işaret ettiğini ve bu anlamda siyasal bir tavır takındığını dile getirdi.
HÎSEN HASAN: KÜRT SİNEMASI KURUMSALLAŞMAMIŞ
Herman filminin okumasına katılan filmin yönetmeni Hîsen Hasan da filminin genel değerlendirmesinde bulunarak, izleyicilerin sorularını yanıtladı. Irak Federal Kürdistan Bölgesinde çekilen film, 1988de Enfal katliamını müteakiben iki sevgili, Adar ve Hermanın aşkını ve karşılaştıkları olayları konu alıyor. Adar, Saddamın katliamlarından dolayı Türkiyeye kaçmak zorunda kalırken, Herman onu aramaya koyulur. Töre, savaş, göç ve aşk gibi olguların işlendiği film üzerine izleyiciler, bir dizi eleştirilerde bulundu.
İzleyiciler, filmin kurgusunun ve çekim planlarının iyi olduğu, ancak konu ve oyunculuğun birçok yönüyle eksik ve sorunlu olduğu yönünde yorumlar yaptılar. Hîsen Hasan, kendisinin de filminde eksiklikler bulduğunu belirterek, bu konuda teknik ve olanaklar konusunda yaşadıkları sorunlara işaret etti. Herman filminin felsefi yönden okunması gerektiğini belirten ve politik göndermelere dikkat çeken Hasan, filmin bir sahnesine ilişkin Herman, Saddam rejiminde mağdur olan bir sivil, Pêşmerge de değil, ancak bir yerde PKK gerillasının yarasına elini basarak Kürtlerin bütün parçalarına göndermede bulunuyor şeklinde konuştu. Kürt sineması üzerinde de yorumlarda bulunan Hasan, Federal Kürdistanda çok sayıda yönetmenin kısa ve uzun metrajlı filmler üzerinde çalıştıklarını belirterek şöyle konuştu: Ancak Kürt sineması önünde en büyük engel nedir, sorusuna yanıtım; her şey. Bir kere sinema Kürtler arasında kültür olarak kurumsallaşmamış.
MİN DÎT, KÜÇÜK ÖZGÜRLÜK
Min Dît filmin okumasına da yine filmin yönetmeni Mîraz Bezar katıldı. Cegerxwîn Kültür Merkezinde gösterimi yapılan filmi onlarca kişinin ayakta izlemesi dikkat çekti. Oyuncuların da filmi izlediği gösterimin ardından yapılan okumaya çok sayıda kişi katıldı. Yaklaşık üç saat süren film okumasında, hem genel değerlendirmeler hem de neredeyse bütün sahnelere yönelik okumalar yapıldı. Savaş koşullarında mağdur olan çocukların konu edildiği filme ilişkin izleyiciler, dil ve alt yazının yanı sıra filmin verdiği mesaja dair de farklı yönlerden yorumlar yaptılar.
Birçok izleyici filmi başarılı bulurken, yine bir bölüm izleyici de filmin içeriğinin ve göndermelerinin çok zayıf olduğuna ve dilden kaynaklı olarak filmde kopmalar yaşandığına işaret ettiler. Hatta kimi izleyiciler filmi arabesk buldular. Bezar da filmi evrensel bir dil ile anlatmaya çalıştığını ve panoraması geniş bir şekilde ela aldığını dile getirerek, Film savaşı yaratanların travmasının etkisinde olanları anlatıyor dedi. Bezar, filmin eksiklikleri olabileceğini ve bu konuda tecrübe edindiklerini dile getirdi.
Önceki gün okuması yapılan bir başka film de Yüksel Yavuzun Küçük Özgürlük filmi oldu. Yavuz, katıldığı okumada, film üzerine izleyicilerin sorularını yanıtladı. İzleyiciler filmi birçok yönden başarılı bulurken, gelen eleştiriler, film müziği, filmin verdiği mesaj ve filmin kendi içinde örtüşmediği sahnelere oldu. Yüksel Yavuz da izleyicilerin sorularını kendi gözünde yeniden yorumlayarak, görüşlerini değerlendirdi.
(Diyarbakır/EVRENSEL)
Ali Rıza Kılınç