14 Aralık 2009 00:00

Bir mirasa nasıl sahip çıkılır?

BAĞLAMANIN gelenekselliğinin önemini vurgulayan çalışmalar, son yıllarda, Okan Murat Öztürk’ün katalizör rolünü üstlendiği “Bengi Bağlama Grubu” sayesinde ...

Paylaş

BAĞLAMANIN gelenekselliğinin önemini vurgulayan çalışmalar, son yıllarda, Okan Murat Öztürk’ün katalizör rolünü üstlendiği “Bengi Bağlama Grubu” sayesinde kitleselleşebilmiştir. Bu yönde yoğunlaşan diğer işlerde, gelenek, dokusu hissedilmeden ele alınırken; “Bengi Bağlama Grubu”, geleneğin arkeolojisine odaklanarak farklı ve özgün yerini sağlamlaştırabilmiştir.
Sağlamlığa doğru ilerlerken çürük noktalara uğranılmamasında, içinde Yücel Paşmakçı’nın da bulunduğu kümenin payı büyüktür. “Bengi Bağlama Grubu” bu kümeden aldığı ilhamla, geleneğin yapısökümüne giden yolu açmıştır. Yapının ete kemiğe bürünmesinde başrolü oynayan TRT’nin bakış açısı, bu yapısökümden fazlasıyla nasiplendirilmiştir.
Bir yapıda sökme, tersyüz etme gibi fiillere girişmeden, yapının nereye, niçin oturduğunu, nasıl oturtulduğunu iyice öğrenmek ve kavramak gerekmektedir. Bu yüzden, “Bengi Bağlama Grubu”nu dinlemekle yetinmeden, bu grubun sırtını dayadığı yerin ve onun ardında duran geniş alanın varlığından haberdar olunmalıdır. Bu varlıktan habersiz olununca, yürütülen çalışmaların koltuk değneği olmadan ilerleyemeyeceği unutulmamalıdır. “Bengi Bağlama Grubu” bu bağlamda; tökezleme riskini hesaba kattığı için kazaya kurban gitmeden, vermeden, kendisini 2009’a kadar getirebilmiştir.
Esenshop’tan 2009’da çıkan “Miras”, kümenin önemini yeniden gündeme getirme amacını taşımaktadır. Albüme imzasını atan Yücel Paşmakçı, 1935 yılında İstanbul’da doğmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ndeki eğitimini müzik tutkusu ağır basınca yarıda bırakmıştır.
İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Topluluğu’nda stajyer saz sanatçısı olarak göreve başlayan Yücel Paşmakçı, sonraki yıllarda Muzaffer Sarısözen, Neriman Altındağ Tüfekçi, Nida Tüfekçi, Talip Özkan gibi isimlerle birlikte anılmaya başlanmıştır.
“Miras” bu isimlere, edinilen birikime, kültüre vefa borcunun bir eseri olarak hazırlanmıştır.
Hisarlı Ahmet gibi “Kaynak Kişiler”in ürünlerine yer veren çalışma, sesini terbiye etme aşamasındaki amatörlere, kaynağa nasıl inilmesi gerektiği konusunu da açmıştır. Albüm sadece solistlerin değil, derleme çalışmalarını kaşla birlikte gözü de yararak yapan acemi mürettebatının da kulaklarını çınlatma derdindedir.
Ritmik dağarcığını zeybekle sınırlandırmayan, Paşmakçı’nın, hayatlarının baharını yaşayanları imrendirecek canlılıktaki sesini de esirgetmeyen “Miras”ı, Bengi Bağlama Grubu’nun ve Okan Murat Öztürk’ün albümleriyle ilişkilendirerek dinleyenler; deformasyon, dejenerasyon sürecine rağmen, bir kültürün, bir geleneğin yirmi birinci yüzyıla, üzerine ölü toprağı istemeyerek bugüne kadar nasıl dipdiri kalabildiğini de anlatmaktan çekinmeyecektir.
Yücel Paşmakçı
“Miras”
“Esenshop”/2009
Mehmet Akif Ertaş
ÖNCEKİ HABER

Güneydoğu Anadolu’dan Gülen Yüzler

SONRAKİ HABER

‘6 Coğrafya 6 Film’ okumaları yapıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...