15 Aralık 2009 00:00
GÜNCEL
Anayasa Mahkemesi, DTP kararını açıklamadan önce Batasuna kararı örnek alınarak DTPnin de kapatılabileceği üzerine kamuoyu oluşturulmaya başlandı.
Anayasa Mahkemesi, DTP kararını açıklamadan önce Batasuna kararı örnek alınarak DTPnin de kapatılabileceği üzerine kamuoyu oluşturulmaya başlandı. Önce Cemil Çiçek ve birkaç AKPli bu kararı hatırlattı, daha sonra medyanın bir kısmı, köşe yazarları ve haberleri ile bu fikri, kararın açıklanmasına kadar işlediler. Gerçi koca koca gazeteler ve televizyonların hiçbiri Batasuna kararının çevirisini yapıp okuyucusu ve izleyicisine iletmemişti ama olsundu, Batasuna kararında İspanya da bir partiyi kapatmıştı ve AİHM de bu kararı haklı bulmuştu.
Batasuna kararı hakkında iki şey söylediler. Birincisi, ETA örgütü ile Batasuna arasında organik bağ vardı. İkincisi, Batasuna terörü kınamıyor, hatta teşvik ediyordu. DTP de Batasunaya benziyordu.
Anayasa Mahkemesi elbette kendi kararı ile Batasuna kararı arasındaki benzerlikler hakkında gazetelerden daha ciddi gerekçeler bulacaktır. Bekleyeceğiz. Belki o zamana kadar birileri Batasuna kararının Türkçe tercümesini de yayınlamayı akıl edecektir. Ama basının iki kararı benzeştirme çabası konusunda bir iki söz etmek, Anayasa Mahkemesi kararını beklemeden de gereklidir.
Medyaya göre Batasuna ile ETA arasında organik bağ vardır. Hatta Batasuna, ETAnın sözcüsü, legal temsilcisi durumundadır. Oysa, DTPnin böyle bir pozisyonu yoktur. DTP, Batasunanın aksine PKK ile devlet arasında tarafsız olduğunu, PKK adına konuşamayacağını, bu iki güç arasında arabuluculuk yapabileceğini, devletin kendisini değil PKKyi muhatap alması gerektiğini vb. açıklamıştır. Anayasa Mahkemesinin de kararında böyle bir ilişki gerekçesi çok kuvvetli görülmemektedir. Çünkü öyle olsa, milletvekillerinden sadece Ahmet Türk ve Aysel Tuğluka siyasi yasak getirilmezdi. En azından DTP GYKsı ve diğer yöneticilerinden pek çoğuna yasak getirilirdi. Zaten böyle bir bağ, ilişki için dosyada kanıt da yoktur. Milletvekilleri ya da yöneticilerin çoğu, Abdullah Öcalana Sayın Öcalan demeleri vs. nedeniyle PKK örgütünü övmek suçundan cezalandırılmışlar ya da haklarında soruşturma açılmıştır. Yani, DTP yöneticilerinden veya milletvekillerinden PKK üyesi olmak gerekçesi ile ceza alan yoktur.
DTPnin terörü teşvik etmesi ya da övmesi konusunda ise delil bulabilmek daha da zordur. Çünkü, DTP yöneticileri bütün açıklamalarında, demokratik yol ve yöntemlerle taleplerini savunacaklarını belirtmişler, böyle de davranmışlardır. Ayrıca, her terör eylemini de kınamışlardır. Buna PKKnin üstlendikleri de dahildir.
Sonuç olarak, Cemil Çiçek ve medyanın Batasuna/DTP benzetmesi bizi pek tatmin etmedi. Onlarınki daha ziyade Batasuna da partidir, DTP de partidir. O halde ikisi de aynıdır, suçludur önermesine benziyor. Bakalım Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararında nasıl bir benzerlik kuracak?
KAMİL TEKİN SÜREK