24 Aralık 2009 00:00

Provokatörler serbest

Bayramiç’te yaşanan son olayların kaynaklarını anlamak için yaptığımız görüşmeler sırasında ...

Paylaş

Bayramiç’te yaşanan son olayların kaynaklarını anlamak için yaptığımız görüşmeler sırasında dikkatimizi çeken bir nokta da, evleri sarılarak taşlanan Karslı Kürt vatandaşlarla, onların evlerini taşlayan Bayramiçlilerin şivelerinin ortaklığı oldu. Buna benzerlik bile değil, ancak ortaklık diyebiliriz. Bayramiç’e İstanbul’da doğup büyümüş ve İstanbul Türkçesi ile konuşan biri, Diyarbakırlı bir Kürtle birlikte giderek her iki tarafla da görüştüğünde, muhtemelen şunu öncelikle fark edecektir: Kendilerini ‘Türklüğü’ korumakla görevli sayarak Kürtlere ‘dışarı’ diye slogan atanların Türkçesi, İstanbul Türkçesinden çok, o taşladıkları Kars kökenli Bayramiçlilere benziyor. ‘Kökenli’ diyoruz, çünkü Karslılardan bazıları oraya 30-40 yıl önce gelmiş, yaşı daha genç olanlar ise zaten orada doğup büyümüş. Dolayısıyla günlük yaşam içinde kullandıkları dildeki vurgular, aksanlar, hepsi birbirinin aynı. Diyarbakır’daki Kürt de, bunu kendi Kars’tan gelmiş olan Kürtlerin kullandığı Türkçe üzerinden gözleyecektir. Yıllar önce İstanbul’a gelmiş olan bir Kürdün Türkçeyi kullanırkenki aksanı ile ya da bir Güneydoğulunun Türkçeyi kullanma biçimi ile Bayramiç’teki Kürdün aksanı arasındaki fark da, uzun yıllardır bir arada yaşamaktan gelen bir benzeşmeden kaynaklanıyor.
Ve diğer önemli bir nokta da, Bayramiç’teki evi taşlanan Kürtlerin Kürtlüklerinin, tamamen kökenlerinde saklı pasif bir kimlik durumunda olması. Bugüne kadar Kürt olmaktan kaynaklı hiçbir kimlik talebinde bulunmadıkları gibi buna bağlı politik bir yönelim içinde de olmamışlar. Bunları, buradaki sürecin bütün sosyolojik boyutlarıyla görülebilmesi için çıplak bir nesnel durum bilgisi olarak yazıyoruz. Dahası, onların Kürtlükleri kendilerine saldıranların ‘Kürtler dışarı’ sloganında ifadesini bulmuş. Bu ‘işaret ederek gösterme’ hali dışında Bayramiç’teki Kürtlerin yaşadıklarından bile belki hiç kimsenin haberi dahi olmayacaktı.
GİZLİ FAİLLER!
Bayramiç’teki izlenimlerimiz açısından özellikle üzerinde durulması gereken bir nokta da şu. Burada yaşayanların çoğunluğunu CHP’ye oy vermiş olanlar oluşturuyor, onu MHP takip ediyor. Ve ülke genelinde ‘Kürt açılımına’ dair tartışmalar da, buraya İzmir’de yaşanan sürecin benzeri bir biçimde yansıyor. AKP’ye güvenmeme ve DTP’ye de tepkili yaklaşma eğilimi, Baykal ile Bahçeli’nin ‘açılım’ sürecinin ülkeyi böleceğine dair ajitatif söylemleriyle birleşince, burada 4-5 kişinin ‘kahveleri’ boşaltarak insanları karakolun önüne götürecek, oradan Kürtlerin evine doğru harekete geçirebilecek bir zemini her an hazır hale getiriyor. Dolayısıyla Bayramiç’teki olay her ne kadar Bayramiç’te yaşayanlarca gerçekleştirilmiş olsa da, Kürt sorununu tartışırken siyasi liderleri, ‘kardeşlik’ kültürüne dair hassasiyetleri kolaylıkla bir tarafa bırakabilen kamplaştırıcı söylemleri nedeniyle, buradaki olayın ‘gizli faili’ de sayabiliriz. Bayramiç’in CHP üyesi entelektüelleri bunu kabul etmese de, kendi gözlemimiz olarak bunu paylaşmamız gerekiyor.
Diğer önemli bir nokta ise daha 4 ay önce yine Kürtlere karşı burada bir yürüyüş düzenlenmek istenmesi karşısında Çanakkale’den gelen Çevik Kuvvet bunu engellemiş, ancak bu olaya önayak olanlar cezai bir yaptırım ile karşılaşmamış. Adeta ‘sakin olun’ diyerek kollandığını düşünen bu kişilerin gururlarının ne kadar okşanmış olduğu, bu son linç girişiminde de görülmüş.
PROVOKATÖRLERE YAPTIRIM YOK
Kaldı ki, bu son olayı gerçekleştirenlerin gözaltına alındıktan sonra hemen salıverilmiş olması da, yeni bir provokasyonda başı çekecekleri artık neredeyse herkesin malumu olan bu kişiler için cesaretlendirici bir faktör olarak ortada duruyor. Daha önceki eylemlerinde gerekli yaptırım ile karşılaşmayan ve adeta ‘kahraman’ ilan edilen Yasin Hayal’in, daha sonra Hrant Dink cinayetindeki pozisyonu düşünüldüğünde, bu kişilerin hâlâ Bayramiç’te ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmesi, ciddi bir tehlikenin sokağa salıverilmiş olması anlamına da geliyor.
Görüşlerine başvurduğumuz isimlerden biri de CHP’li Belediye Başkan Yardımcısı Ergün Tüzgen’di. Tüzgen, karakolun önünde kitleyi yatıştıran yetkililerden biri.
Olanların ‘fazla büyütülmemesi’ gerektiği görüşünü dile getirirken, sadece kendisinin değil, MHP ilçe başkanının da kitleyi yatıştırmaya çalıştığını ve bu nedenle de tabanından tepki gördüğünü anlattı. Tüzgen ayrıca, “Hem emniyet müdürümüz hem de olaya müdahale eden komutanımız, olayın büyümemesi için ellerinden geleni yaptılar” görüşünü dile getirdi. Tüzgen, Bayramiç’teki Türklerin ve Kürtlerin “kardeşçe bir arada yaşamaya devam edeceği” konusunda da iyimser.

ELE BAŞILARDAN BİRİ OLMAKLA SUÇLANAN ASLAN

Bayramiç’teki olaylarda ‘ele başlardan’ biri olmakla suçlanan ve dizinin ilk gününde Taner Demir’in de bu biçimde suçladığı Bahattin Aslan dün bizi arayarak görüşlerini belirtmek istediğini söyledi. Olay yerine gittiğini kabul eden, ancak insanları ‘yatıştırmaya’ çalıştığını öne süren Aslan şunları söyledi:
Burada senelerce kardeş gibi yaşadığımız insanlar ile hiç bir sorunumuz yoktu bugüne kadar. Hepsiyle arkadaştık. Son üç ay içerisinde yaşanan olaylardan , Bayramiçli olarak tedirginlik duymaya başladık. Daha önce bu arkadaşların akrabası olan Fahrettin Baydo’nun ilçe polis karakolu önünde iki kişiyi bıçaklaması ile bayramdan bir gün önce yine aynı şahısların polise mukavemet gösterip, polise hitaben “Biz Kürt’üz, siz kimsiniz, siz bize bir şey yapamazsınız” diyerek saldırmasından dolayı, Bayramiçli vatandaşlar tepki göstermiş ve yürüyüş gerçekleştirilmiştir. Tabii ki bir Bayramiçli olarak bu demokratik tepki yürüyüşünü saygıyla karşılıyorum. Yalnız evlere taş atılması ve saldırılmasını hiç bir şekilde tasvip etmiyorum. O gece topluluğu sakinleştirmeye çalıştım. Kesinlikle bir Kürt ve ırkçılık sorunu yoktur. Yalnız bu arkadaşların içinden dört aile sürekli Bayramiç’i huzursuz etmektedir. Bunu tüm doğu kökenli vatandaşlarımıza mal etmenin yanlış olduğu düşüncesindeyim. Bu şirin kasabamızda, kardeşlik içerisinde yaşamaktan yanayım. Tekrar böyle olayların olmamasını temenni etmekteyim.
Bir de burada sadece MHP’liler değil çeşitli siyasi düşünceye sahip arkadaşlarımız da vardır, ama MHP’lilere mal edilmesine anlam veremiyorum. Şahsınız ve gazeteniz olarak bize bu fırsatı verdiğiniz için şükranlarımı sunarım.

Bayramiç hedef seçilmiş olabilir

Servet Atadinç (Çanakkale Olay Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni)

Bayramiç’teki olayı ilk duyduğunuzda, ilçeyi yakından bilen bir gazeteci olarak neler düşündünüz?
Olayın bayram arifesinde olması bizim gazetecilik performansımızı olumsuz etkiledi. Çünkü biliyorsunuz, biz yerel basın olarak sadece bayramlarda tatil yapabiliyoruz. O nedenle ilk duyduğumuzda orada ilişki halinde olduğumuz arkadaşları arayarak ne olduğunu anlamaya çalıştık. Ulusal basına ilk yansıyan bilgiler, bizim Bayramiç halkına dair beklentilerimiz ve bilgilerimizle çelişen bir konumdaydı. İlk haberler 2 bin 500 kişilik Bayramiç halkının Kürtlerin evlerini sardığı ve Kürtlerin Bayramiç’i terk etmesini istediği noktasındaydı. Bizi ürküten de bu oldu. Ancak ilişkiye geçtiğimiz yerel basından ve halktan edindiğimiz bilgilerle bu 2 bin 500 sayısının doğru olmadığını gördük. Dolayısıyla Bayramiç halkı böyle bir provokasyona alet olmadı. Bu önemlidir. Ama sonuçta bir gerçek de ortaya çıktı. Kürt halkı üzerinden gerçekleştirilmek istenen provokasyonlarla her türlü gerici amaç ya da farklı amaçlar örtülebilmektedir. Bayramiç’teki olayda; basit, günlük sosyal hayatın getirmiş olduğu bir sorun karşısında gelişen bir durumu, birilerinin farklı noktalara taşıma konusundaki tutumu etkili olmuştur.

Peki siz bundan sonra da Bayramiç’te bu tür olaylar olabileceğine ihtimal veriyor musunuz?
Tabii onu irdelemek lazım. ‘Neden Bayramiç’ sorusunu irdelemek gerekiyor. Bayramiç ilerici olarak bilinen, belli bir mücadele deneyimi de olan bir ilçemizdir. Dolayısıyla toplumsal sorunlara ilginin yüksek olduğu bir yerleşim birimimizdir. En büyük tehlike de zaten burada kendisini gösteriyor. Çünkü buna benzer birtakım olaylar daha önceden de şekillendirilmeye çalışıldı. Birlikte hareket etme geleneği olan bir yerleşim yeri olduğu için burada birtakım provokasyonların daha ciddi sonuçlar doğurabileceği düşüncesinden hareketle, birtakım güçlerin burayı hedef seçmesi söz konusu olabilir. Ve benzer olaylar olmuştur. Örneğin sanırım 15 yıl kadar önce Roman vatandaşlara yönelik birtakım olaylar olmuştur ve Roman vatandaşlar ilçe dışına çıkarılmak zorunda kalınmıştır. Buna bağlı olarak Bayramiç, halkın ortak hareket etme kültürünü kullanmak ve buna bağlı olarak provokasyonlar gerçekleştirmek üzere hedef bir yerleşim birimi olarak seçilmiş olabilir.

Ülkedeki gelişmelerin bir yansıması

İbrahim Saydam
(Çanakkale
Haber Yazarı-
Emekli Öğretmen)

İbrahim Bey, nasıl değerlendiriyorsunuz Bayramiç’te gerçekleşen bu son olayı?
Ülkede yaşananların bir yansıması da Bayramiç’e düştü. Maalesef Bayramiç bu konuda hassas bir ilçemiz. Geçmişte de benzer olaylar yaşandı. Ben olayın nasıl geliştiğini bilmiyorum. Duyduğum kadarıyla iki genç arasında pazaryerinde herhalde kız meselesinden bir tartışma olmuş. Ondan sonra kızın babasına Kürt kökenli bir gencimiz bir laf mı atmış, artık ne yapmışsa, polis o genci almaya çalışmış. Genç de gitmek istememiş, direnmiş. Polisin de hatalı davranarak, ona ‘Gel arabaya bin’ dediği söyleniyor. Meselenin detaylarını ben tam bilmiyorum. Ama genç gözaltına alındıktan sonra vatandaşlar karakolun önünde toplanıyorlar. Orada belediye başkan yardımcımız Ergün Tüzgen ile kaymakam bey olayları yatıştırmaya çalışıyor.

Peki insanların böyle bir olay karşısında hemen toplu olarak harekete geçmesi, burada belli bir zeminin oluştuğunu mu gösteriyor?
Hayır, Bayramiç öyle bir yer değil. Çağdaş bir yer. Ülkedeki olayların yansıması buraya geliyor. Mesela burada Dersim isyanından gönderilen insanlarımız var. Benim de arkadaşlarımdır. Kızları benim kızlarımın arkadaşıdır. Onların evine taş atan yok.

Peki politik bir grup mu öncülük ediyor olaylara?
Tabii politik insanlar var içlerinde. MHP’li insanlar var, CHP’li de var. Ben de CHP’liyim ama bu olayları belli bir politik grupla açıklamak doğru olmaz diye düşünüyorum. Ülkedeki olayların bir yansıması daha çok. Şimdi ben, MHP’li öğretmen arkadaşlarım var, onlara ‘Siz de bağırdınız mı’ diye sordum açıkçası. Yatıştırmaya çalıştık, bağırdık gibi açıklamalar geldi. Ben de ‘Ya siz Bahçeli’yi de mi dinlemiyorsunuz?’ dedim. Eğer bu ülkede Türkler, Kürtler bir arada yaşayacak isek, bu tür olayların olmaması gerektiğini söyledim. Yazımda da zaten vurgulamıştım. Hem ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ diyeceksiniz, hem de ‘Kürtler dışarı’ diyeceksiniz. Böyle bir sloganın olamayacağını burada yazımda da belirttim. Ben o ‘Ya Allah bismillah allahüekber’ sloganını da çok abes buluyorum. Ülkemizde son 25 yıldır yaratılmaya çalışılan bir Türk-Kürt çatışması var. Buna maalesef en çok Kürtler hizmet ediyor.

Çatışma sürecinden ötürü mü bunu söylüyorsunuz?
Hayır. Ülkede yaşanan genel olayları söylüyorum. Örneğin son sokak olayları herkeste tedirginlik yaratıyor açıkçası. Bu son Tokat’ta yaşanan askerlerin şehit olması olayı da bütün insanlarda bir duyarlılık yarattı.

Bayramiç’teki son olay, Tokat’ta askerlerin öldürülmesinden önce olmuştu...
Evet, önce oldu. Ama şunu söyleyebilirim size. Burada Dersim’den gelen bir Kürt Hüseyin ağabeyimiz vardı. Yıllarca CHP’nin ilçe başkanlığını yaptı. Herkes ona tapıyordu. Herkes ona şaka yapar, gider takılırlar. İçki masalarında beraber olurlar. Bayramiç’te böyle bir durum yoktu. Son süreçte ülkedeki süreç buraya da yansıdı. Örneğin ne AKP’nin ne de DTP’nin, kendilerini halkı ikna edecek biçimde ortaya koyamaması...

CHP Genel Başkanı Baykal’ın bu konuda yaptığı hararetli konuşmalar da etkili olmuş olamaz mı?
Hayır, yok yok. Baykal’ın kaygıları başka. Ben de birçoğuna katılmasam da, şimdi Öcalan’ın kafasında bir özerk yönetim var. Anadilde eğitim olayı var. Anadilde eğitim bizi böler.

Kaç yıldır buradasınız?
1978’den beri. Burada bir Hacı dayı var. Ağrılı. Oğlu burada inşaat filan yapıyor. Dünyanın en tatlı insanı. Şimdi bu insanları terör ile ilişkilendirmek, Kürtlerin hepsi suçludur demek gibi bir mantık olamaz. Benim ailemde iki tane Kürt eniştem var.

‘Kardeşçe bir arada yaşamak gerekir’ diye düşünen öğretmenler olarak, evleri taşlanan yurttaşları ziyaret ederek ‘Geçmiş olsun’ demeyi, bir kardeşlik mesajı vermeyi düşündünüz mü?
Gidebiliriz tabii. Parti olarak da gidebiliriz.

Peki bunu bugüne kadar düşündünüz mü?
Düşünmedik doğrusu. Siz uyardığınız için teşekkür ederim. Tabii biz parti olarak gidebilir, bu insanları ziyaret edebiliriz.

Bayramiç’in geleceğine dair neler söylersiniz?
Şimdi Bayramiç’te Kürtlerle ilgili büyütülecek bir mesele yok. Ama birilerini dışarıdan getirip..

Şimdi İbrahim Bey, buraya kimse dışarıdan adam getirmedi...
Ama bir de şu var yani. Mesela İzmir’de göbeği açık kız bilmem ne yaptı... Tabii o da yanlış. Ama Ahmet Türk’ün PKK’nın şeyleriyle öyle gezmemesi lazım. O da insanları tahrik ediyor. DTP’nin kapatılmasını da yanlış bulduğumu belirtmek istiyorum. Bir kere yanlış insanlara ceza verildi. Şimdi Ahmet Türk ve Aysel Tuğluk gibi isimlere ceza verildi, öte taraftan Emine Ayna gibi sertlik yanlıları ceza almadı.

Yani o alsaydı daha doğru olurdu mu diyorsunuz?
Hayır öyle bakmıyorum. Bundan sonrası için “Halay da bizim, zeybek de bizim, horon da bizim” diye düşünüyorum.
YARIN: Emek Partisi
Çanakkale İl Başkanı Kenan Erkul ile Olay Gazetesi
Yazarı ve İHD eski Başkanı Ensar İlyasoğlu, Bayramiç’te yaşananları
değerlendiriyor.

HAZIRLAYAN: Fatih Polat
ÖNCEKİ HABER

SİNTER DİRENİŞİ 1 YAŞINDA

SONRAKİ HABER

BİR KEZ DAHA SAĞIR KULAKLARA

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa