24 Aralık 2009 00:00

Sevdanın çok sesli şarkıcılarına mektup


Merhaba Mustafa Köz ve Adil Salih!
Yazıtlar elime geçti geçeli nasıl anlatacağımı düşünüyorum. Bir şair ve bir ressamın imzaları yan yana. Böyle kitap çok belki. Ama bu kez imzaların yan yana oluşu rastlantı değil. Mustafa şiirleri yazmış, sonra Adil Salih kimi şiirler için resimler yapmış. Sözün rengi ile rengin çınlayışını birleştirmişsiniz kısacası. Sormasam da kitap kendiliğinden açıklıyor bunu.
İş birliğinizi mi övsem, ortak çalışmada verdiğiniz örneği mi? Bence en önemlisi, sanatın neredeyse olmazsa olmazı, “Ben önde görülmeyim”i yenmeniz.
Aşk olsun! Aşk olsun! Ve bir kez daha gönülden aşk olsun!
Eskimez konuları seçmek:Aşk, ayrılık, ölüm, yalnızlık.... Ve bitmez özlemleri: Barış ve özgürlük... zor değil gibi görünüyor. Ama bir şairin bu konularda yazdıklarını okuduktan sonra esinlediklerini özgürce çizip boyamak, karşılıklı sayfalarda olmayı kabullenmek, bir ressam için nice zor bilirim. Şair için de yazdıklarının bir de boyanmasını kabullenmek kolay değildir. Bir duyguyu iki ayrı sanat dalıyla anlatmayı denemek, iki ayrı açıdan anlatmaktan farklı elbet. Her sanatçının biricikliği düşünülünce iki yazarın, iki ressamın birlikte çalışması bile kolay iş değil. Birbirlerinin sınırlarına saygı gerektirir.
Birlikteliği övmekten işlerinizin inceliklerine değinemedim. Önce sözden başlamalıyım; Mustafa Köz, sevdanın ve “gençlere cömert ölüm”ün şiirlerini öyle yalın yazmış ki, yüreğimizin kaynayıvermesini tanıdıklık duygusundan sanıyoruz. Hayyam’a, Karacaoğlan’a, belki Nedim’e söz attığını sanıyoruz ama aşk bugünün aşkı... söz bugünün. Ölüm acısı da öyle taze. Ustaların işlerini iyi bilen yeni bir ustanın yeni deyişleri bunlar... Sevda sarmış gövdeleri, örümcek ağı gibi ince, alımlı ve açıklamaya kalkışıldığında dağılıveren bir biçimde nasıl anlatırdı yoksa?..
Özgürlük ve barış eskimez özlemi insanlığın, “gülden boyunduruk” gibi taşımakla övündüğümüz takı.
Renklerin seçicisi Adil Salih’i bu kitapla tanıdım. Renklerin ağırlığını bilen bir genç usta belli. Yazıtlar için boyadıkları nasıl üçüncü boyutu kazanırdı yoksa?.. Ve nasıl engelleyebilirdi fırçasını, bütün şiirler için bir resim yapmaktan?..
Burada alçak gönüllü bir başka çalışmadan da söz etmeliyim. Esma Taylan şiirleri Fransızcaya çevirmiş. Bir “aşk olsun!” da ona. Aşk olsun! Bilim Sanat Galerisi’ne elbet, bu kitabı yayınladığı için. Ve bu kitaba, Yazıtlar’a emek veren herkese yürekten bir merhaba!..
Sennur Sezer

Evrensel'i Takip Et