26 Aralık 2009 00:00

EKONOMİK PERSPEKTİF

2009 dokuz doğurarak gidiyor.

Paylaş

2009 dokuz doğurarak gidiyor. Bir yanda derinleştikçe ayrı bir derinliğe ulaşan devletin kendi iç döngüsü ya da içe döngüsü, öte yanda demokrasi kılıfında ırkçılığın ve şovenizmin şahlandırılması ve elbette on milyonların temel sorunu; mutfakta kaynayan tencerenin içindekilerin her geçen gün hızla azalması…
“Geniş halk kesimleri için, daha fazla yoksulluk, işsizlik ve umutsuzluk taşıyan 2008’den 2009’a baktığımızda; bir taraftan kriz koşullarının daha da ağırlaşacağını ama beraberinde krizi yaratan üretim ilişkilerinin daha fazla sorgulanacağını söyleyebiliriz” diye bitirmişim geçen yıl bugünlerde yazdığım yazıyı.
Gelinen aşama, daha birkaç yıl öncesine kadar ismi neredeyse unutulan “genel grev” aracının işçi sınıfının ve emekçilerin -bağlı oldukları konfederasyonları da aşkın biçimde- gündeminde ilk sıraya yerleşmekte olduğunu gösteriyor. İşte size gerçek gündem!
Günlük politikada “ekonomizm” kötü bir hastalıktır. Ancak, içinden geçtiğimiz süreç politik olanın da ekonomik talep üzerinde yükselebileceği olanaklar sunuyor. Bunu görmeden geçip gidenler, hayatın kendisinden de geçip gidenlerdir.
Oysa son bir yıl o kadar çok şeyin, o kadar çok ama belki tek tek ele alındığında küçük şeylerin bir araya geldiğinde taşı delen gücü meydana getirdiğini gösterdi.
Bir yılı aşkın süredir işe dönüş mücadelesi veren Sinter Metal işçileri, kararlılıkla kazanacağını bilen ve başaran demiryolcular, itfaiyeciler, konfederasyonlarına “kampanyacılığı” -kısmen de olsa- bıraktırtan TEKEL işçileri ve irili ufaklı onlarca direniş hikayesi.
Ama gerçek bir hikaye: Ekmek kadar gerçek…
Gerçek yalındır, basittir.
Basit olanı anlatmak, bıkmadan usanmadan her gün yeniden anlatmak ise zordur.
Her zamda pazara, hani halkın olduğu yere yeniden çıkıp “Kanıksamıyoruz her birine karşıyız” diyenler, bu zorun aynı zamanda umudun kaynağı olduğunu da bilirler.
Gerek kapitalist krizin ve gerekse ona karşı direnç adımlarının hatırlattığı bir şey daha var: Tarih tekerrürden ibaret değildir! Tarihi toplum kendisi yazar. Bıkmadan usanmadan yazar.
Öyleyse, yeni bir yılda tarihin tüm dünya halkları için güzel ve onurlu satırlarla yazılmasını dileyerek bitirelim yazıyı, yeniden yazmak üzere!
Dostlukla…
SİNAN ALÇIN
ÖNCEKİ HABER

BAŞYAZI

SONRAKİ HABER

ANKARA’DA DİSK VE KESK’TEN DESTEK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa