26 Aralık 2009 00:00
Siyah-beyaz fotoğraflarda Neruda
..Yavaş yavaş ölürlerAşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,Hayatlarında bir kez dahi olsun mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.
..Yavaş yavaş ölürler
Aşkta veya işte bedbaht olup yön değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi olsun mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar. Pablo Neruda
Şilili Şair ve Fotoğraf Sanatçısı Pablo Nerudanın siyah-beyaz fotoğrafları Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezinde İzmirlilerin ziyaretine açıldı. Konak Belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleşen sergiye Şilinin Türkiye Büyükelçisi Luis Palma, Şili Kültür Ateşesi Paulino Toledo, Şili Fahri Konsolosu Martin Sandford ve çok sayıda sanatsever katıldı.
Nerudanın Fotoğraf Sanatçısı Luis Poırotun objektifiyle buluştuğu fotoğraf sergisi, dostlarını, ailesini, evini ve şairin özel zevklerini ya da hobilerini de yakaladığı ufak detaylar ile anlatıyor. Masasındaki bir biblo, Pablo en estos dias nos haces fauta porque tenos fuıste yazısının kazınmış olduğu evinin etrafındaki çit, ayakkabısı, Neruda gülerken, dostları ile sohbet ederken, belki Buğdayın Türküsünü kaleme alırken Birden adeta kafanızda Antonio Skarmeta nın kaleme aldığı Nerudanın Postacısı kitabından kareler gözünüzün önüne geliyor.
LATİN AMERİKANIN SICAKLIĞI
Sadece Nerudanın hayatının şahitliğini yapmıyor aslında bu fotoğraflar; aynı zamanda o yılların evlerinin, eşyalarının, giysilerinin görselliği ile dönemini de yansıtıyor. Komünist bir şair olan Neruda, yaşadığı coğrafyanın insanlarının acılarını, mücadelelerini, sevişlerini, umutlarını anlattığı dizeleri ile aslında bütün dünya halklarının yaşamlarının dili olmuş, bugüne izlerini taşıdı. Demir yolu işçisi bir baba ile öğretmen bir annenin çocuğu olan Neruda, toplumsal ve siyasal şiirleriyle Latin Amerika edebiyatına dünyada itibar kazandırdı. Canto General adlı epik şiir dizisiyle kendi kıtasının tarihini ve şimdiki zamanını yansıttı.
İzmirde Toplumcu Şair Pablo Nerudayı misafir etme fırsatı gerçekten memnuniyet verici ancak, bu tarz işlerde daha özenli olunmalı diyerek bir eksikliği de dile getirmek istiyorum. Neruda hayranı birisi olarak her fotoğrafın neyi ve nereyi anlattığının belirtildiği küçük notların altına iliştirilmesini arzu ederdim. Yoksa neresi, kim, ne zaman tahmine, öncesinde şair hakkında bilgisi olanların bulmacayı tamamlamasına kalıyor, olmayanlar
Yine de Luis Poirotun elinden çıkan bu başarılı belgesel nitelikteki fotoğraflar, Latin Amerikanın sıcaklığını taşıyor ve Nerudanın yürekten şiirlerinin havasını estiriyor. Kısa bir vakti Neruda ile paylaşmak sizin içinde keyifli olabilir. 9 Aralıkta açılan serginin tadını almak isteyenler 28ine kadar gezebilecek.
(İzmir/EVRENSEL)
ŞİLİNİN SESİ PABLO NERUDA
Bir makinistin oğlu olarak 1904 yılında Şili nin Parral kentinde doğmuştur. Esas ismi Neftali Ricardo Reyes Basaltodur. Daha sonraları Çek Şair Jan Nerudaya olan büyük sempatisinden dolayı Pablo Neruda ismini seçmiştir. Liseden sonra pedagoji okumuş, sonra çeşitli gazete ve konsolosluk görevlerinden sonra 1934-1936 yılları arasında Şilinin Madrid konsolosu olmuştur. İspanyada cumhuriyet için çabalarından dolayı o zamanın General Franco yönetimi tarafından yurtdışı edilmiş ve oradan 1943 yılına kadar Meksika konsolosluğuna atanmıştır. 1945 yılında Şili Komünist Partisi üyesi olmuş ve daha sonraları 1949-1952 yılları arasında Sovyetler Birliği ve Çinde yaşamıştır. Aynı partiden senatör seçilen Neruda o yıllardaki baskı rejimi tarafından tutuklanacağı için belli bir süre Avrupada sürgün hayatı yaşamış 1952de tekrar Şiliye dönmüştür. 1957 yılında Şili Yazarlar Birliği Başkanlığına seçilmiş 1969 yılında Şili Başkanlığı için Komünist Partisince aday gösterilmiştir. Fransa Başkonsolosluğu da yapan Neruda 1971de Nobel Edebiyat Ödülünün sahibi olmuştur. 1972 yılında tekrar Şiliye dönüşünde coşkulu bir şekilde karşılanmış ama 11 Eylül 1973 tarihinde Salvador Allendenin öldürülüp faşist Pinochet cuntasının hükümeti devirmesiyle Santiagodaki evi yağmalanmış ve bu arada kansere yakalanmış olan Neruda 24 Eylül 1973 tarihinde Santiago hastanesinde hayata veda etmiştir. Cenaze töreni baskıcı cunta rejimine rağmen faşist teröre karşı büyük bir protesto yürüyüşüne dönüşmüştür.
Ayşen Güven