26 Aralık 2009 00:00
Operasyonun şifreleri yandaşlarda
BDPye yönelik operasyon hükümete yakınlığı ile bilinen iki gazete tarafından duyurulmuştu.
BDPye yönelik operasyon hükümete yakınlığı ile bilinen iki gazete tarafından duyurulmuştu. Zaman gazetesi, son dönemlerde yayınladığı haberlerle legal Kürt siyasetini hedef tahtasına oturtmayı gelenek haline getirirken, Taraf Gazetesi Yazarı Önder Aytaç ise iki hafta önce köşesine taşıdığı Kürt Ergenekon ve derin Öcalan yazısı ile Kürt siyasetçileri KCK yapılanmasının bir parçası olarak gösterip sokakların sakinleşmesi için bir an önce operasyon yapılmasını önermişti.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının talimatıyla DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, BDPli belediye başkanları ve yöneticiler ile İHD Diyarbakır Şube Başkanı Muharrem Erbeyin de aralarında bulunduğu 80 kişinin gözaltına alındığı operasyon Türkiyedeki gazeteler ve televizyonlar tarafından PKKnın şehir yapılanması KCKya şafak operasyonu olarak verildi. Hükümete yakın gazetelerin operasyondan önce Kürt siyasetçileri hedef gösteren haberleri ise operasyonun kimlerin işaretiyle yapıldığının ipuçlarını veriyor. 14 Nisan operasyonundan kısa bir süre önce gerçekleştirilen 29 Mart yerel seçimlerinin ardından özellikle AKPye yakınlığı ile bilinen Zaman gazetesi, KCK yapılanması DTPnin kazanmasında belirleyici oldu şeklinde haberlere yer vermişti. Hemen akabinde ise DTPye yönelik 51 kişinin tutuklandığı operasyon yapıldı. Son operasyon öncesinde de benzer yayınların yapılması dikkat çekti.
TARAF HEDEF
GÖSTERDİ
Taraf Gazetesi Yazarlarından Önder Aytaç 14 Aralıkta yayınlanan Kürt Ergenekon ve derin Öcalan başlıklı yazısında şunları söylemişti: Belki de bazı DTP milletvekilleri ile KCKnın başını çekenler, gençleri eylemlere yönlendirme konusunda Ergenekonun kucağındaki bir adi ortaklık gibi birlikte çalışıyor. Türkün; Kürtlerin gözü kulağı İmralıdadır, İmralı toplumsal barışın en hassas noktasıdır anlatımı ile Açılım burada bitmiştir diyen Aynanın aynı çizgide bir araya gelmesi, acaba ortak bir yerden tehdit almalarına mı dayanıyor? Baydemirin önderliğinde görüş açıklayan 98 belediye başkanının en az yarısı için de aynı tehdit mi söz konusu? DTP, Türkiyedeki Kürtlerin istatistiklere göre üçte birinden daha az bir oranını temsil ediyorsa, acaba tehditlerle diğer üçte iki de sindirilerek yandaş gibi mi gösteriliyor?
Aytaç, değerlendirmesiyle adeta Kürt siyasetçileri hedef tahtasına oturttu. Kürt sorunu konusunda, adeta konunun en önemli hamisi gibi davranan Taraf gazetesi ise barış için soyunduğu rolü bir kenara bıraktı. Dün, BDP operasyonunun birinci sayfada oldukça küçük puntolarla gören gazete, Açılıma topluca gözaltı dedi.
OPERASYONA EN ÇOK ZAMAN SEVİNDİ!
Nisan ayında yapılan operasyonda tutuklanan DTPlilerin iddianamesinde kimin hazırladığı belli olmayan şemayı yayınlayan ve DTPli siyasetçilerin telefon konuşmalarını şifreliymiş gibi gösterip Fethullah Gülene suikast düzenleyeceklerdi iddialarıyla sütunlarına taşıyan Zaman gazetesi ise dünkü operasyondan sonra yaptığı haber analizde Operasyon Kürt siyasetçileri rahatlatacak yorumuyla memnuniyetini açıkladı.
Gazete, adeta operasyonun amacını gözler önüne seren şu değerlendirmeyi yaptı: Son operasyonda gözaltına alınan isimler son derece önemli. İl ve ilçelerdeki kitleleri yönlendirebilecek isimler. Bazıları sert söylemleriyle öne çıkmıştı. Diyarbakırda toplanarak özerklik talebinde bulunan Demokratik Toplum Kongresinin başkanı Hatip Dicle bunlardan biri. 1991 yılında Leyle Zana ile birlikte Mecliste Kürtçe yemin eden Dicle, DTPli milletvekillerinin de kapatılma kararından sonra Ankarayı protesto ederek Diyarbakıra gelmesini istiyordu. Son dönemlerde gerçekleşen sokak olaylarının, demokratik açılım çabalarını sekteye uğratmayı amaçladığını savunanların sayısı az değil. Olayları başlatan ve yönlendiren ise KCK. Bu yapılanmanın, seçilmiş belediye başkanlarına, hatta milletvekillerine bile baskı yaptığı ileri sürülüyor. Demokratik sürece saygı duymayanlara, sırtını şiddete dayayanlara operasyon yapılması normal karşılansa bile, belediye başkanlarının gözaltına alınmasını eleştiren ciddi bir kitle de var. Ancak bölgeyi yakından takip edenler, ölüm korkusunun ortadan kaldırılması halinde PKK çizgisini benimsemeyen, şiddeti dışlayan Kürtlerin de siyasi arenada yerlerini alabileceğini kaydediyor.
(İstanbul/DİHA)