28 Aralık 2009 00:00
EVRENSELDEN
Türkiye 2009 yılını bir tuhaf açılım süreciyle geride bırakıyor. Bu süreç bir dolu soru işaretini de yeni yıla şimdiden devretmiş bulunuyor. 2010a sayılı günler kaldı.
Türkiye 2009 yılını bir tuhaf açılım süreciyle geride bırakıyor. Bu süreç bir dolu soru işaretini de yeni yıla şimdiden devretmiş bulunuyor.
2010a sayılı günler kaldı.
Hükümet, Kürt açılımı, Ermeni açılımı Alevi açılımı, Roman açılımı gibi, deyim yerindeyse reklam kokan hareketlerle bu yılı idare etti. Kürt açılımı iddiasının revaçta olduğu bu yılı, son seçimlerde AKPyi bölge illerinde yenilgiye uğratan DTPye, bu seçim başarısının burnundan getirtildiği bir yıl olarak geride bıraktık. DTP kapatılırken, son olarak bu partiye üye belediye başkanlarının da aralarında olduğu çok sayıda kişiye yönelik olarak gerçekleştirilen operasyon, AKP Hükümetinin Demokratik Açılımına tüy dikti.
Son olarak TEKEL işçilerine karşı, iktidarın Ankarada polis vahşetini konuşturması da bu açılımın sınıf karakterini çarpıcı bir biçimde ortaya koymuş oldu.
Tanrı 2010da böylesi açılımların benzerlerinden saklasın demekten başka insanın aklına bir şey gelmiyor doğrusu.
Bu tuhaf açılım süreci, dün okurlarımıza ulaştırdığımız yeni yıl almanağımızın da temasını oluşturdu. Almanakta bu açılım sürecine ve bunun dışında Obama açılımı da dahil olmak üzere yurtta açılım, dünyada açılım garabetinin gerçek içeriğine ışık tutmaya çalıştık. Okurlarımızın beğenmiş olmalarını umuyoruz.
Yukarıda sadece birkaçına değindiğimiz gelişmelere bakıldığında, ülkenin ezilen kesimlerinin, dolayısıyla da bizim sesi olmaya çalıştığımız kesimlerinin, yeni yıla eski yıldan sarkan sorunlarla girdiği aşikar.
Ancak durum böyle de olsa, bu umutsuz olmayı gerektirmiyor. TEKEL işçilerinin kararlı mücadelesinin AKP Hükümetini zorda bırakırken Türk-İş Konfederasyonunu da, işçilerin taleplerini tam karşılamasa da kararlar almaya zorladığı görüldü.
Bu eylemden önce de, farklı konfederasyonlara üye kamu emekçilerinin birlikte gerçekleştirdikleri genel grevin emekçiler cephesinde nasıl bir moral etki yaptığı da biliniyor.
Hükümetin tam bir kaosa ve çatışmaya sürüklediği demokratikleşme ve Kürt sorunuyla bağlantılı gündemlerde de 2010un daha olumlu sonuçlara sahne olmasının artık Türk ve Kürt emekçilerin, onların örgütlerinin, demokrasi güçlerinin ortak mücadelesiyle mümkün olabileceği biliniyor. 2009 yılı, demokrasinin, özgürlüklerinin verilen değil, mücadeleyle kazanılan şeyler olduğunu bir kez daha gösterdi. AKP Hükümeti, açılım adı altında, demokratik kazanımları bile geri almak konusunda, askeri yöntemler de dahil olmak üzere her türlü baskı yöntemini devrede tuttu. Umudunu AKPye yükleyen ve emek, demokrasi güçlerini küçümseyen liberallerin, yeni bir yıla pek de umutlu giremediklerini söyleyebiliriz.
Ancak bugüne kadarki tüm kazanımlarının mücadele ile mümkün olduğunu bilen kesimler için ise 2009, karamsarlıkların değil deneyimlerin ve alınan derslerin yılıdır.
Evrensel emekçileri olarak biz 2010 yılına bu bilinçle giriyoruz. Yeni yılda okurlarımıza, hedeflerini daha fazla hayata geçirmiş, daha iyi, daha dolu bir gazete ulaştırmayı önümüze hedef olarak koyduk.
Okurlarımıza sömürüsüz, özgür ve barış içinde bir geleceğin, üretenlerin, emeğin, emekçilerin kollarında olduğu inancı ve bilinciyle umut dolu, sağlık dolu, mutluluk dolu bir yıl diliyoruz.
Açılım bezirganlarının yalan düşleri kendilerinin olsun.
Ama 2010 yılına girerken umudunuz açık olsun!