28 Aralık 2009 00:00
EVRİM/DEVRİM
Vatan Vatan da, Millet millet değil, Milliyet.Vatan satılıyor! Millet. Milliyet satılıyor. Ve star TV. Son haberler böyle.Madem satacaktınız, neden adını Vatan koydunuz? Ya da Milliyet? Bu kadar kolay m? Vatan satılır mı? Ve Milliyet? Haydi star neyse
Vatan Vatan da, Millet millet değil, Milliyet.
Vatan satılıyor! Millet. Milliyet satılıyor. Ve star TV. Son haberler böyle.
Madem satacaktınız, neden adını Vatan koydunuz? Ya da Milliyet? Bu kadar kolay m? Vatan satılır mı? Ve Milliyet? Haydi star neyse
Hükümet, Aydın Doğanı sıkıştırmıştı. Hani derler ya, kuyruğundan yakalamıştı. Milyarlarca lira vergi cezası kesmişti. Doğan Grubu yayınları, Avrupa başkentlerinden Washingtona kadar basın özgürlüğü babında eleştirildiğini söylüyordu Türkiyenin. Hükümetin tabii. Sadece Vatanı ve Milliyeti değil, neyini satarsa satsın ödeyemeyecek gibiydi Doğan Grubu. Ama para bu. Vatanı kolayca satmayı kabul ediverdi.
Ama haraç mezat gidiyor gibi Vatan ve Millet ya da Milliyet.
Söylendiğine göre 500 milyon dolar istenmiş. Yok denmiş. Yarısı peşin 400 milyona gidiyor görünüşe göre.
Peki, nasıl olacak? Vergi cezası 4 milyar civarında. Bir kısmı Hazine bonosu, toplamı 400 milyon dişin kovuğuna gitmez. Anlaşma nasıl olacak?
Operasyon, anlaşılıyor ki, hükümetin bilgisi dahilinde yapılıyor. Öyle görünüyor ki, bir geri çekilme ve uzlaşma gerçekleşiyor. Doğan Grubu, Vatan ve Milliyeti öyle önüne gelen birilerine satmıyor. Vatan el değiştiriyor! Erdoğanla arası fevkalade olan İpek Grubu, alıcısı.
Kısacası, o üzerine titrenen Vatan ve Milliyet, yanlarına star TV de katılarak, muhtemelen en azından yarı pes anlamına gelerek rakiplere satılıyor. Ve herhalde geride kalan Amiral Gemisi de artık, ufak tefekler dışında (gerçi Posta pek ufak tefek sayılmaz ya!) başka gemi kalmadığı için elde, Amirallikten düşecek! Ama asıl önemlisi, öyle yüksek perdeden atıp tutamayacak. Amirallik taslayamayacak yani. Ilıman anlaşmalı ya da yarı-anlaşmalı bir hatta çekilerek kalan ödemenin diyeti ödenecek.
Başka türlü 4 milyara 400 milyon çözümünde mantık yoktur.
Peki neden konuşuyoruz? Züğürt tesellisi mi? Zenginin derdi bize mi düştü?
Sorun orada değil. Yaşıyoruz, görüyoruz, sadece vatan ve millet satılmıyor, 7-8 de subay intihar etti! Emekli olsalar bile koca koca komutanlar, en büyükleri hem de, darbe suçundan ifadeye alınıyorlar. Ve S. Kanadoğlu da ifadeye çağrılıyor. İyi ya da kötü bir yana; hükümet, bir yandan bakılınca güç topluyor. Kendine sorun çıkartanları, çıkartmış olanları eliyor, güçsüzleştiriyor. A. Doğan da bunlardan biri.
Ama Erdoğan ve AKP, elitlerle uğraşmakla, iktidar ipinin ucunu sıkıca çekiştirmekle yetinmiyor. Asıl sınıf iktidarının gereği yapılıyor. Kamu emekçileri greve başvurmak zorunda bırakıldılar. Birkaç kuruş zam yeterli görünmüştü onlara çünkü. Grevde çalışmayan demiryolculardan bir kısmı açığa alındı ve demiryolcular iş bırakmayı tekrarladılar. Ve eczacılar... İlaç tekellerinin elde ettikleri sırtlarına yıkılmak istendi, onlar da iş bıraktılar. Şimdi sözleşmeleri feshedildi. Ve itfaiyeciler!.. Deniz Fenerinin eski açık ya da gizli patronları, İstanbul İtfaiyesini alıp itfaiyecilere kapıyı gösterince, onlar da tepki veriyor. TEKEL işçileri ise başlarına tüm halkı toplama eğilimi gösteriyorlar. Muhalifim diyen herkes dikkate alıyor onları. MHP ve CHP bile!..
Ve Kürtler... AKP açılım lafını ortaya attı atalı, en geri noktaya çekildi. Vazgeçmesine geçemez, baltayı enayice ayağına vuramaz, vurmaz. Ama CHP ve MHPnin taarruzunu göğüsleyemeyip Bak biz, sizin dediğiniz gibi hain değiliz diye kanıtlama peşinde, Kürtlerin üzerine varmaya yöneldiler. En aza razı etme tutumu aldılar. Yoksa onlar da biliyorlar ki, ne Kandil boşalır böyle, ne de Mahmur! AKPnin manevra yapmakta olduğu tek sorun Kürt sorunudur. Geri kalanların tümünde işçilere, kamu emekçilerine, eczacılara, itfaiyecilere sınıf tavrı alınmıştır.
Peki, bunca gücü karşısına almak akıllıca mıdır? Herhalde değildir. Tek güvenceleri işçi ve emekçilerin dağınıklığıdır. Onları da derlenip toplanmaya teşvik ediyor.
MUSTAFA YALÇINER