28 Aralık 2009 00:00
Anadoludan Rengahenk Türküler geçidi
Sinema ve müzik yapımevlerinin veya kitap basım ve yayınevlerinin yıllardır yerli yersiz ekonomik krizden bahsetmelerinin bir alışkanlık haline geldiği biliniyor.
Sinema ve müzik yapımevlerinin veya kitap basım ve yayınevlerinin yıllardır yerli yersiz ekonomik krizden bahsetmelerinin bir alışkanlık haline geldiği biliniyor. Bu mazeret daha çok, ürünü düşük fiyata maletmek ve sanatçılara az telif ödemek için bir gerekçe olarak öne sürülür. Ancak son yıllarda bu sektörler ciddi bir kriz içerisinde. Sanatsal değeri olan ürünlere değil popüler olana, tüketicisi hazır, tüketimi kolay olan üretimlere yatırım yapılır oldu. Öyle ki, üretimleriyle ülke müziğine yön vermiş birçok müzisyen geri çekilmek durumunda kaldı. İşte bu koşullarda Artvizyon Müzik, tematik bir proje serisini son derece şık bir sunumla sürdürüyor. 2006 yılından bu yana üç ayrı yapımı dinleyiciyle buluşturan Artvizyon Müzik, Rengahenk Türküler serisi adı altında daha önce iki ayrı kitap-cd albümü yayınladı. Her albümde bir ressamımızın tabloları birçok yorumcunun sesi eşliğinde türkülerle bezendi. İlk albüm Rengahenk Türküler adıyla ve Nuri İyemin resimleriyle 14 sanatçının seslendirdiği 33 türküyle dinleyiciye ulaştı. İkinci albüm Fikret Otyamın resimleri eşliğinde 18 sanatçının yorumlarıyla kanatlanan bir o kadar türkü içeriyordu. Elimizdeki üçüncü kitap-cdyle aynı konsept sürüyor.
ANADOLU İNSANI
DEMEK, OZAN
DEMEKTİR
Albümü dinlediğinizde yazımızın başlığına hak vereceğinizi umuyorum. Seçilen resimler eşliğinde türküler dinlendiğinde her birindeki yaşanmışlıklar adeta hayalinizde yeniden canlanacak. Anadolunun türkülerde gizli duran tarihine tanıklık edeceksiniz. Çünkü Anadoluda her eylem, her durum kolaylıkla türküye dönüşebiliyor. İsmet Zeki Eyüboğlunun vurguladığı gibi, türküyle düşünüp türküyle söyleşilir. Bu durumu Anadolu insanına has bir özellik olarak gören Eyüboğlunun şu saptamalarını da paylaşmak isterim.
Bambaşka bir alınyazısı vardır Anadolunun. Toprağının çoraklığını, insanın çağlar boyunca sürüp giden öksüzlüğünü, kimsesizliğini türkülerle, yaratmalarla, yüreğinin derinliğinden kopup gelen şiirleşen buluşlarla dile getirmek, kendi varlığını öylesine bir yolla ortaya koymak ister gibidir. Nedendir bu yaratıcı çırpınışı, bu doğurucu kıvranışı bilmez kimse, öğrenmek de istemez pek. Şiirle konuşur, şiirle söyleşir Anadolu insanı. Şiirin girmediği bir yer yoktur Anadoluda. Çorabını şiirle örer, yaşmağını şiirle oyalar; kilimini, cecimini, halısını, heybesini, atının kolanını, palanını, eyerini şiirle süsler; sevincini, yakınmalarını, özlemini, acısını döker ortaya; dilekcesini bile şiirle anlatır, sevgilisine şiirle seslenir, yergisini şiirle biçimlendirir. Anadolu insanı demek, ozan demektir. Bu nedenle ozan insan demeli Anadolu insanına.
Rengahenk Türküler serisinin ilk iki albümünde olduğu gibi Karadut-Rengahenk Türküler-III adlı bu çalışma da adeta İsmet Zeki Eyüboğlunun bu tespitini kanıtlar nitelikte. Her üç albümde, yaşamını Anadolu insanını resmetmeye adamış ressam, şair ve yazarlarımızın çalışmalarını türkülü bir şölene dönüştürüyor. Ancak uyarmama izin verin. Şölen sözcüğü sizi yanıltmasın. Hüzün ve mutluluğun da yan yana uzandığı toplumsal hayattan kesitler sizi bekliyor.
Karadut-Rengahenk Türküler-III
Artvizyon Müzik, 2009
A. Galip