27 Aralık 2009 00:00

TEKEL işçisi genel grev diyor

Abdi İpekçi Parkı’nda beklemenin nasıl bir duygu olduğuna yabancı değiliz. Soğuğunu, polis baskısını, AKP’nin “Parkı boşaltalım” diye denediği türlü yöntemlerini, hepsini Tüm Köy Sen olarak yaşadık. Diyarbakır’dan gelen Sinan Köylüleri, ağanın hile ile el koyduğu topraklarının geri verilmesi için bir ay boyunca parkta kaldıklarında, köylülerin sendikası olarak bizlerde onlarla Abdi İpekçi’de günlerce kaldık.

Paylaş

Abdi İpekçi Parkı’nda beklemenin nasıl bir duygu olduğuna yabancı değiliz. Soğuğunu, polis baskısını, AKP’nin “Parkı boşaltalım” diye denediği türlü yöntemlerini, hepsini Tüm Köy Sen olarak yaşadık. Diyarbakır’dan gelen Sinan Köylüleri, ağanın hile ile el koyduğu topraklarının geri verilmesi için bir ay boyunca parkta kaldıklarında, köylülerin sendikası olarak bizlerde onlarla Abdi İpekçi’de günlerce kaldık.
Bugün Ankara’daki direnişlerinde 10 günü geride bırakan TEKEL işçilerini, hem ülke tarımına sahip çıkmak, hem de üretici köylüler olarak destek ve dayanışma duygularımızı iletmek üzere ziyaret etmeye karar verdik. Sabahın ışıklarıyla Merzifon, Hatay, Rize Balıkesir derken bir bir toplanmıştı üye ve yöneticilerimiz.
İşçi Türk-İş önünde beklemeye başlamıştı ve biz ilerledikçe ortada koridor açılıyor, hoş geldiniz sözlerini alkışlar takip ederken “TEKEL işçisi yalnız değildir” sloganı gerilerdekileri de uyarıyor, sıkılı ve öfkeyle havaya kalkan yumruklar artıyordu. Lakin ziyaretçi çok olunca selamlamak için sırayı beklemek lazımdı. TEKEL işçileri ile duygularımızı paylaşmayı beklerken önce CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ardından KESK Başkanı Sami Evren’i dinledik. Deniz Baykal 12 bin TEKEL işçisinin gözünün içine baka baka “4-c özelleştirmenin sonucudur. İşte yanlış yapılan özelleştirmelerin sonucu budur. Doğru yapılmayan özelleştirme işçiyi böyle yapar” diyordu. Daha bir ay önce Turhal’da Şeker İş’in fabrikalar satılmasın diye yaptığı mitingde CHP Tokat Milletvekili Orhan Diren’de benzer lafları sıralamıştı. O’da özelleştirmeye hayır diye slogan atan işçilerin karşısında “biz özelleştirmeye değil yanlış yapılana ve yabancıya satılmasına karşıyız diyordu.” Yani CHP halkın malı fabrikaların sadece doğru (nasıl olacaksa) satılmasını ve özellikle yerli sermayeye satılmasını istiyordu. Daha iki ay önce, CHP’li Karşıyaka Belediyesi’nin işten attığı taşeron KENT AŞ işçisi de Ankara’da Abdi İpekçi Parkı’nda işine geri dönmek için eylem yaptı. Sayın Baykal kendi belediyesinden işten atılan işçileri duymamış, görmemişti. Aynı Baykal şimdi TEKEL işçisine “direnişiniz bizi buraya getirdi, gazanız mübarek olsun” diyebiliyordu. “Sizi buradan çıkarmayanlara inat geldim. Sizleri CHP’ye çay içmeye davet ediyorum” sözlerine karşılık işçi nazikçe Baykal’ı alkışlayarak uğurladı.
Sami Evren’in “Ben siyasetçi değilim buraya da nutuk çekmeye gelmedim” sözleri alkışlanırken, “Bir saat iş bırakmakla olmaz tüm sendikaların katılacağı genel grev genel direniş olmalı” sözleri coşkuyu doruğa ulaştırdı. “Cuma günü Türk-İş’in örgütlü olduğu iş yerlerinde biz de bir saat iş bırakacağız” duyurusu alkışlanırken, “neden sadece Türk İş’in örgütlü olduğu yerler”, “Türk İş’in kararı eksiktir; ama KESK’te eksik karar almış” sözleri işçiler arasında konuşuluyordu.
İşçiler her konuşmada daha da coşuyordu. Tek Gıda İş yöneticisinin şimdi aramızda bizi Yörsan’da, TEKEL’de yalnız bırakmayan Tüm Üretici Köylüler Sendikası genel merkez yöneticileri var, hoş geldiniz sözleri yaşasın sınıf dayanışması sloganıyla karşılık bulmuştu. Tüm Köy Sen Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı Abdullah Varlı, sendikamız ve üretici köylüler adına selamladıktan sonra “4 yıl önce Malatya’da yapılan tütün mitinginde de özelleştirme sonucunda köylünün elinden tütünü alınırken size de 4-c dayatılacak demiştik. İşte o gün geldi çattı. Şimdi hep birlikte bunu kabul etmeyeceğimizi göstermek üzere direniyoruz” sözleri sloganlarla kesiliyordu. Varlı, iktidardan muhalefete bir çok siyasetçinin buraya gelmesinin ya da tekel işçilerini konuşmasının nedenini birleşen TEKEL işçisinin başarısı olarak ifade etti.
Biraz önce Baykal’ın özelleştirmeye ilişkin sözlerine de cevap verircesine, Abdullah Varlı’nın “Özelleştirmenin yanlışı doğrusu olmaz özelleştirme işçi için ölümdür, köleliktir. Özelleştirme vatana ihanettir, tüm bunlara karşı ancak işçisi, köylüsü, emek ve demokrasi güçleri olarak birleşerek karşı koyabiliriz. Başkanlar kurulu kararını destekliyoruz ama bu saldırılara ancak genel grev ve genel direnişle karşı koyabiliriz” sözleri artık tek slogana bağlanıyordu; genel grev genel direniş.
Aslında bu gün Baykal’ın öylesine söylediği bir söz vardı o da “Gazanız mübarek olsun” sözüdür. Kendisi pek işçi emekçi arasına girmediği için politikayı sermaye çevreleri içinde onlara hizmet olarak yaptığından direnişle gazayı karıştırdığı açıktır. Bugün yapılanlar direniştir. Abdullah Varlı ve Sami Evren’in de vurguladığı gibi bir genel grev kararı alınsın, o zaman herkes görecektir Gaza’yı. Öyle bir Gaza’ki ne iktidar koyar nede muhalefet.
SATILMIŞ BAŞKAVAK - Tüm Köy Sen Eğitim ve Örgütlenme Uzmanı
ÖNCEKİ HABER

Onurlu bir şehit olmak…

SONRAKİ HABER

ASYA PASİFİK’TE BU HAFTA

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...