30 Aralık 2009 00:00
JiTEM hâlâ devlet sırrı!
Aralarında Kayseri Alay Komutanı Cemal Temizöz ile Cizre eski Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamit Atakın da bulunduğu...
Aralarında Kayseri Alay Komutanı Cemal Temizöz ile Cizre eski Belediye Başkanı ve korucubaşı Kamit Atakın da bulunduğu 11 sanıklı JİTEM davası kapsamında, mahkeme Genelkurmay Başkanlığına Genelkurmaya bağlı JİTEM diye bir birim olup olmadığını sordu. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinin gönderdiği yazıya cevap veren Ceza Hukuk İşleri Şube Müdürü Hakim Albay Orhan Önder imzalı yazıda, Bünyemizde kurulmuş JİTEM adında herhangi bir birim mevcut değildir dedi.
O ZAMAN BUNLAR NE?
Genelkurmayın inkar ettiği JİTEMi, kurucusu Arif Doğan ve JİTEM davasının tanığı Hanefi Avcı kabul etmişti. Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, ifadesinde JİTEMin varlığından söz etmiş ve örgütle ilgili açıklamalar yapmıştı.
Ergenekon davası sanığı emekli Albay Arif Doğan da sorgusu sırasında verdiği ifadesinde, JİTEMi 1983 yılında ben kurdum diyerek, JİTEMin kuruluş tarihini açıklamıştı. Doğan, 8 yıl sonra JİTEMin yönetimini, emekli Tuğgeneral Veli Küçüke devrettiğini de açıklamıştı. Arif Doğanın Ergenekon soruşturması kapsamında verdiği ifadeler, Diyarbakırda görülen JİTEM davasının dosyasına mahkemenin başvurusu üzerine eklenmişti.
KENDİ YOK MAAŞ BORDROSU VAR
JİTEM ile ilgili önemli itiraflarda bulunan Abdülkadir Aygan da örgütün varlığını ve işlediği suçları kabul etti. Ayganın ifadesi doğrultusunda yapılan incelemelerde, işlenen cinayetlerle ilgili kanıtlara ulaşıldı. JİTEMin varlığı uzun yıllar yöneticiliğini yapan Veli Küçüke de soruldu. Küçük, JİTEMin varlığını kabul etmedi ve JİTEM adının dosyalara eklenmesinin TSKya saldırı olduğunu iddia etti.
PEKİ BORDROLAR?..
Bu açıklamalar üzerine itirafçı Abdülkadir Aygan, JİTEMde çalıştığı dönemle ile ilgili maaş bordrosunu internette yayımladı. Maaş bordrosunda, Ayganın sınıfı sivil memur, görev yeri JİTEM olarak geçiyor.
İsviçrede yaşayan Aygan, , Demek ki ben dokuz yıl boyunca olmayan bir hayali resmi bir kurumda çalışmışım. JİTEMin kurucuları arasında bulunan ve JİTEM gruplar komutanlığı görevini yürüten bu şahıs, şimdi çıkmış JİTEM diye bir kurum yok diyor. Bu maaş bordrosuna ne diyeceksin bakalım? dedi. Mahkeme heyeti, Ayganın maaş bordrosunun Maliye Bakanlığı ve Diyarbakır Defterdarlığına sorulmasına karar verdi. (Diyarbakır/EVRENSEL)
iDDiANAMEYi HAZIRLAYAN SAVCININ BAŞI DERTTE
JİTEMin yaptığı infaz ve kayıplarla ilgili 1999 yılında dönemin Şırnak İdil İlçesi Başsavcısı olarak dava açan İlhan Cihanerin başı, son dönemde yürüttüğü Gülen ve İsmail Ağa Cemaati soruşturması nedeniyle dertte. Adalet Bakanlığının başvurusu üzerine Tunceli Ağır Ceza Mahkemesi, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihanerin yargılanmasına karar verdi. Dava dosyası, Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderildi.
TSKNIN KALBiNE GiRiLMEDi
Kamuoyu günlerdir TSKnın kalbine girildiği ve önemli belgelerin incelendiğini konuşuyor. Türkiyede bir ilk yorumu yapılarak önemine dikkat çekilen bu gelişmeyle ilgili çarpıcı bir iddia daha ortaya atıldı. Askere yakınlığıyla bilinen Milliyet Gazetesi Yazarı Fikret Bila, dün köşesinde gündemdeki aramaya dair bilgiler verdi. Bila, arama konusunda kamuoyuna yansıtılan bilgilerin çoğunluğunun abartılı olduğunu ileri sürdü. Yazıda, arama özetle şu şekilde anlatıldı: ...İncelemeyi sürdüren hakim, mesaisini Bölge Başkanlığında yapıyor. Ve bu arama, sadece hakimin incelemeye yetkili olduğu bilgi ve belgelerle sınırlı...
iHBAR NEREDEN?
Her şey Arınça suikast yapılacak. İki subay onun evinin yakınında dolaşıyor ihbarıyla başlamıştı. Peki o ihbarı kim yaptı? Telekom bu bilgiyi araştırdı ve sonuç çok şaşırttı: İhbar yurtdışından!Telefon numarasının belirlenmesi için TİBe gönderilen yazının yanıtı savcılığa ulaştı. İhbarın geldiği telefon numarası Türk Telekom sistemine dahil çıkmadı. TİBin gönderdiği yazıya göre aramanın büyük olasılıkla yurtdışında bir aboneye ait olduğu belirtildi.
RUTİN FAALİYET
Eskişehirde silah ve mühimmatla yakalanan, günlerdir arama yapılan Özel Kuvvetler Komutanlığından (ÖKK) emekli Fikret Emekin evinden, ele geçirilen 914 kişiyle ilgili fişleme dokümanı çıktı. Emek, bu belgeler için ifadesinde Rutin görevim sırasında yaptığım işlemler dedi. 1. Ergenekon iddianamesinin eklerinde bulunan o belgede bazı askerler hakkında, Alevi, Kürt gibi tanımlamalar var. Emekin savunması ise yine bildik: Vatana hizmet için!
SUiKAST DEĞiL DE DARBE Mi SORUŞTURULUYOR?
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınçın oturduğu Çukurambarda iki subayın yakalanmasından sonra yaşananlar, birçok soruyu gündeme getirdi. Ancak bu sorulardan en önemlilerinden birisi, kozmik odalarda ne arandığı. Çünkü odalarda sadece Arınça suikast belgesi aranmadığını düşünenler var. Bu yorumlar, Darbe soruşturması mı başladı sorusunu da gündeme getirdi.
Bütün gelişmeler kamuoyuna yansıdığı kadarıyla, 19 Aralıkta bir ihbarla, Arınçın evinin yakınında iki subayın yakalanmasıyla başladı. Askerlerde kroki bulunduğu iddiasıyla soruşturma suikast ihtimali üzerinde yoğunlaştı.
O AÇIKLAMA
Herkes bu yönde yorumlar yaparken Genelkurmaydan 5 gün sonra açıklama geldi: 2 subay karargahtan bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personeli izliyordu. Ancak yapılan açıklama, Genelkurmay Başkanı Bağbuğun da daha sonra ifade edeceği gibi kimi sorulara cevap veremedi.
NEDEN BÜTÜN KARARGAH ARANIYOR?
Herkes ne olduğuna anlam vermeyle çalışırken Türkiyede bir ilk yaşandı. Özel yetkili savcılar, 25 Aralıkta, yakalanan iki subayın görev yaptığı Seferberlik Bölge Başkanlığına baskın düzenledi. Ancak mahkeme kararı genel nitelikli idi. Yani bu karar sadece suikast iddiasına adı karışan subayların odalarının değil, bütün karargahın aranabileceği anlamına geliyordu. Bu gelişme, Başbakanın Birkaç kişinin yaptığı hataları bütün kuruma mal edemeyiz açıklamasıyla birleşince, O zaman neden sadece subayların odası aranmıyor sorusu da gündeme geldi.
CEVAP BEKLEYEN SORULAR
Bir başka önemli soru ise; savcılık, iki askerin görev emri gibi belgeleri arıyorsa, bunu TSKdan yazıyla neden istemedi ve neden diğer belgeleri de inceliyor? Bu da, soruşturmanın Arınça suikast iddiasıyla sınırlı tutulmadığını gösteren başka bir önemli nokta.
Neden özel yetkili savcı?.. Başka bir soru da bu. Bu durum, Arınça yönelik suikast hazırlığı iddiasının yargı tarafından en başından bu yana, cebir ve şiddet kullanılarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak algılandığını gösteriyor. Bu da darbe soruşturması yapıldığı iddiasını güçlendiriyor.
ÖZEL KUVVETLERDE 4. DALGA
BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınça suikast girişimi iddiasının ardından Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında 4. kez arama yapıldı. İlk aramanın ardından gözaltına alınan 8 askeri personel Merkez Komutanlığından Ankara Adliye Sarayına getirildi. Askerlerin ifadeleri dön öğleden sonra alınmaya başlandı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısı ile arama kararını veren yedek yargıç, Kirazlıdere mevkindeki askeri bölgeye saat 10.45te geldi. Buradaki 3. arama dün sabaha karşı saat 02.25te sona ermişti.
DELİLLER KARATILDI İDDİASI
Hakim Kadir Kayan tarafından 4 gündür devam eden aramalarda sonradan düzenlenmiş belgelere rastlandığı iddia edildi. Kayanın 170 sayfalık notları arasında son bir yılın tarihini taşıyan evraklar ile şüpheli gördüğü evraklara notları arasında yer verdiği bildirildi. Kayan tarafından yapılan incelemede çok sayıda sahte resmi belge üretildiğinin belirlendiği öne sürüldü. İki subayın gözaltına alındığı 19 Aralıktan sonra soruşturmayı yanıltmak amacıyla bu subayların askeri personeli izlediğini yönelik belgeler düzenlendiği iddia ediliyor. Burbaşka iddia ise bu belgelerin altında Seferberlik Tetkik Kurulu Bölge Başkanı Kurmay Albay Y.Anın da imzasının bulunduğu.
Öte yandan iki subayın ofislerinde kullandıkları bilgisayar harddisklerinin silindiği ileri sürülüyor.
TSK: Genelkurmay Başkanlığı, aramalarla ilgili suskunluğunu dün bozdu. Açıklamada Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığındaki aramanın bir süre daha devam edeceğini bildirildi.
MİT: Aramanın başlamasına neden olduğu iddia edilmen telefon dinlemesi ve soruşturmanın hiçbir evresinde kurumumuz yer alınmamıştır. (Ankara/EVRENSEL)
Suçlar devlet sırrı kavramıyla gizlenmesin
EMEK Partisi Genel Başkanı Levent Tüzel, Devlet sırrı kavramına sığınılarak suçlar gizlenmesin dedi. Tüzel, dün yaptığı yazılı açıklamayla birkaç gündür Seferberlik Tetkik Kurulunda gizli dosyaların saklandığı yerde devam eden hakim incelemesine dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınça yönelik suikast iddiasıyla başlatılan soruşturmanın, devletin gözlerden uzak bölümünün yeniden konuşulmasına yol açtığını belirten Tüzel, açıklamasına şöyle devam etti: Devlet iktidarı ve güç kullananların egemenlik çatışmaları ve pazarlıklarıyla yüklü bu günlerde bir çok gizli tertibin planlayıcısı ve uygulayıcısı kontrgerilla diye adlandırılan özel harp biriminin halka karşı işlenmiş suçlarının ortaya çıkması Türkiyenin demokrasi problemlerinden biridir ve aynı zamanda halkın talebidir. Bunlar gizlenerek sürdürülecek bir iktidar, bütün demokrasi söylemlerinin boşluğundan öte, tarihi insanlık suçlarının ortaklığı sorumluluğundan ve halka hesap vermekten kurtulmayacaktır. (İstanbul/