31 Aralık 2009 00:00

UMUT VE MUCADELE YILI OLSUN

YENİ yıla ilişkin bir mesaj yayınlayan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, emekçilerin 2010’da mücadele etmekten başka çıkışı olmadığını kaydetti.

Paylaş

YENİ yıla ilişkin bir mesaj yayınlayan Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, emekçilerin 2010’da mücadele etmekten başka çıkışı olmadığını kaydetti. AKP Hükümeti’nin 2009’u bir yandan toparlanma ve krizden çıkış, öte yandan Kürt sorununda açılım ve “demokratik çözüm” yılı ilan ettiğini hatırlatan Tüzel, “2010’a bu iki temel sorunda da tam bir başarısızlığa uğrayarak girilmektedir” dedi.
“Yılın sonunda, kamu emekçilerinin grevi, Ankara’da TEKEL işçilerinin ‘Genel grev genel direniş çağrıları eşliğinde yükselttikleri talepler; AKP Hükümeti’nin emek düşmanlığına karşı emek cephesinin bir yanıtı olarak ortaya çıkmıştır” diyen Tüzel, 2009’da AKP’nin Kürtlerin mücadele eden odaklarını sindirmeyi “Demokratik Açılım”ın hedefi ilan ettiğini hatırlattı.
AKP ABD’NİN HAS MÜTTEFİKİ
Gelinen noktada “Artık ‘açılım’da hükümetin muhatabı, ABD ve Irak hükümetidir. Artık AKP Hükümeti, ABD’nin Ortadoğu’daki en has müttefikidir ve Türkiye 2010’da bölgede ABD’nin pis işlerinin içine çekilmede daha heveslidir” diyen Tüzel, Alevilerin hakları konusunda da hükümetin, “Hızırpaşa operasyonu”yla başlattığı çizgiyi sürdürdüğüne vurgu yaptı.
2009’da hükümetin, Hazine’nin yanı sıra emekçi fonlarını da bankalara, rantiyeye, en büyük patronlara aktarmaya devam ettiğini söyleyen Tüzel, bu politikaların sonucu olarak yoksulluğun daha da derinleştiğini, işsizlerin sayısının da arttığını sözlerine ekledi.
MÜCADELE İMKANLARI GENİŞLEDİ
“Hükümet başta olmak üzere ülkeyi yönetenler, Türkiye’yi büyük sorunlarla baş başa olan bir ülke durumuna getirmişlerdir” diyen Tüzel, ancak halkı sermaye ve en gerici güçlerin saldırıları karşısında mücadeleye çekmek için imkanların genişlediğini de sözlerine ekledi.
KAZANMANIN YOLU
Sorunların çözümünün savaş ve şiddetten beslenen sermaye düzeninde aranmaması gerektiğinin altını çizen EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel, “İşimiz, emeğimiz, haklarımız ve özgürlüklerimizi kazanmanın yolunu birleşen ellerimizde, kendi gücümüzde arayacağız. 2010’un, demokrasi mücadelesinin, emek mücadelesinin yılı olması için üstümüze düşeni layıkıyla yapacağız” dedi.
Tüzel son olarak, işçi sınıfına ve halka birlik ve kardeşliğin güçlendiği bir yeni yıl dileğinde bulundu. (HABER MERKEZİ)

iŞÇiLER DiRENiŞTE

Neşe Dilek
Ayşen Güven

Kent AŞ işçileri 7 aydır işlerine geri dönebilmek için direniyor. 2009 yılı 1 Mayıs’ında CHP’li Karşıyaka Belediye Başkanı Cevat Durak 276 Kent AŞ işçisini, ailelerini, emeklerini düşünmeksizin kapı önüne koymuştu. Kent AŞ işçileri en başından beri yanlarında olan aileleri ile direnişte geçen 7 ayı, edindikleri deneyimleri gazetemizle paylaştılar.
İşçilerin tabanda her zaman ortaklaşabildiğini söyleyen Bülent Ermeş, “Ama üstte konfederasyon yönetimleri birleşemiyor. Üstte sorun nedir, niçin birleşemezler, ne yapmak istiyorlar, işçi sınıfını ne hale getirmek istiyorlar bilemiyoruz” dedi.
HER ŞEY DEĞİŞTİ
Direnişte arkadaşlık kavramlarının bile farklılaştığını söyleyen Ermeş, “Çadırlarda, direnişte sınıf bilincimiz gelişti. Ailelerimiz de çadırlarda bizimle birlikteydi, büyük fedakarlıkta bulundular. Dağ yamaçlarında akrepler, yılanlar içinde 140 gün yaşadık” dedi. Çocuklarının da psikolojik olarak yıkıma uğradığını belirten Ermeş, Okullarında arkadaşları oyun oynarken, bizim çocuklar slogan atmayı öğrendiler” diye konuştu.
Direniş sürecinde eylem komitesi kurmalarına sendikanın izin vermediğini anlatan Ermeş, “Komite kurulsaydı işçilerin çoğunun bazı şeylerden haberi olacaktı. Ona göre eylem ve etkinlikler düzenlenirdi. Biz her zaman basit ve pasif eylemler yaptık” diyerek Genel İş 5 Nolu Şube’nin tutumunu eleştirdi.
SÖZLER TUTULMADI
Süleyman Doğan ise, en baştan beri kendilerinin sendika ile birlikte hareket ettiğini ancak sendikanın kendilerini yolda bıraktığını ifade ediyor. Doğan, DİSK Genel Bakanı Süleyman Çelebi’nin söz verdiğini ancak arkasında durmadığını ifade etti.
Ergün Sağlam ise, İzmir kamuoyundan yeterli destek alamadıklarını düşünüyor. Sağlam şöyle konuştu: “Mücadelemiz örgütlü bir mücadele olduğu için gerekli her yere, sendikalara, meslek odalarına, derneklere, partilere destek çağrılarımızı ilettik. Sunulan destekler ise, hep sözde kaldı. Özellikle Türk-İş’e bağlı Belediye-İş’ten destek alamamak çok üzücüydü. Genel-İş Şube başkanlarına da sitem ettik, ‘Çok sayıda üyeniz olmasına rağmen neden bize gerekli desteği sunmadınız’ diye… Şube başkanları, bize her türlü desteği sunmaya hazır oldukları halde bu desteğin 5 Nolu Şube Başkanı tarafından engellendiğini ifade ettiler. CHP İl yöneticileri de bize, ‘İlk önce gidin sendikanızdaki çürük yumurtaları temizleyin’ dediler.”
KAZANANA KADAR SÜRECEK
Kazanıncaya kadar direnişlerinin devam edeceğini söyleyen Ata Kaya, “Sakalımızı kestik, ama sözümüz ve mücadelemiz devam ediyor” dedi. “DİSK yöneticileri bu işi yapmayacaklarsa istifa etsinler, gitsinler” diyen Kaya, “Süleyman Çelebi TEKEL işçilerini destekliyor. Desteklesin iyi, ama biz emekçi insan değil miyiz? Bizim çocuklarımız, çocuk değil mi?” diyerek sözlerini tamamladı.
‘TEKEL İŞÇİSİNİN DİRENİŞİ, DİRENİŞİMİZ!’
Son olarak Kent AŞ işçileri eylemleri devam eden TEKEL işçilerine bir selam gönderip direnişlerini kendi direnişleri bildiklerini söylüyorlar. İşçilerden Servet Fırat, Kent AŞ işçileri adına şöyle tamamlıyor sözlerini: “Taşeronlaştırma bir virüstür. İşçi sendikalarının ve konfederasyonların ortak hareket etmesi gerekir. Birçok işyerinde direnişler olması şu an bir dönüm noktasında olduğumuzu gösteriyor. Hepsi birleşirse sokaktaki emeğin kavgası o zaman kazanılır.” (İzmir/EVRENSEL)

İŞÇİ EŞLERİ: CANIMIZLA KANIMIZLA ORADAYDIK

Saadet Erol: Üç çocuğum var benim. Kızım Atatürk Mahallesi’ndeki bir okula gidiyordu. Eşim işten atıldığı için bu yıl okula yollayamadık. İş arıyor, çalışmak zorunda. 38 yaşımdayım. Şimdiye kadar hiç polisle karşı karşıya gelmedim. Ben polislerden cop yedim. Çocuğumun ekmeği için cop yedim. Pazara çıkıp çamaşır satmaya başladım. Bu hafta akşama kadar pazarda durdum, 15 lira kazandım. Getirdim çocuğumun aidat parasını verdim, su parasını verdim. Eşim 49 yaşında, ne iş yapacak bu yaştan sonra?
Selma Doğan: Çocuklarımızla birlikte canımızla kanımızla oradaydık. Çünkü insanın ekmeği demek, onuru, gururu demek… Biz öyle gördük, öyle biliyoruz. Bugüne kadar bir sendikal toplulukta yer almadık. Böyle bir işten atılma olayı yaşamadık. Ama biz anneler için en zoru çocukların aç kalması, okula gidememesi; biz bunları yaşadık.
Fadime Kuş: Ben de TEKEL işçisiyim, bizi 4-c’ye alıp köle etmek istiyorlar. Biz de mücadele ediyoruz, kabul etmiyoruz 4-c’yi. Yedi aydır eşim işsiz, onun stresi yetiyordu zaten. Çok sıkıntı yaşıyoruz, geceleri uyuyamıyoruz. ‘Eşim işten atıldı, ama benim bir işim var’ diyerek ona destek çıkıyordum. Üzülmemesini söylüyordum. Şimdi benim de destek olacak gücüm kalmadı.
Şükriye Çeşme: Önceleri televizyonda işten atılan ya da grev yapan işçilerle ilgili haberler olduğu zaman çok da ilgilenmiyorduk. Ta ki kendimiz yaşayana kadar… Hayatımda karakola girmiş bir insan değilim. Ama direniş sırasında Çevik Kuvvet’le karşı karşıya geldik. Yaşadıklarımızı unutmamız mümkün değil. Şu anda evimiz kira, çocuğuma 1 lira harçlık veremiyorum, çok zor… Bunun tek sebebi de Cevat Durak.

Sinter’de ikinci yılbaşı

İnan Dursun

ÜMRANİYE Dudullu Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Sinter Metal’de sendikalaşma mücadelesi veren işçiler, ikinci yılbaşlarını da direnişte karşılıyorlar. Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye olduktan sonra işten atılan 350 işçi, bir yılı aşkın süredir saldırılara, işlemeyen yasalara, yaşadıkları ekonomik sorunlara rağmen, 2010 için umutlu. TEKEL işçilerinin direnişi, itfaiye işçilerinin mücadelesi ve yılın son günlerinde yükselişe geçen emek mücadelesi, onların 2010’dan umutlu olmalarını, mücadele isteklerinin devam etmesini sağlıyor.
BİRAZ BURUKLUK BİRAZ SEVİNÇ
Yeni yılın ilk günlerinde baba olmaya hazırlanan Ümit Aydın, iyi umutlarla yeni yıla ailesiyle birlikte gireceğini söylüyor. 2009’da birçok şey öğrendiklerini belirten Aydın, 2009’dan öğrendikleriyle 2010’a daha bilinçli girdiklerini ifade ediyor. Yaşadıkları zorluklar ve verdikleri mücadeleyle yeni yılı hem buruk hem de sevinçle karşıladığını ifade eden Aydın, Türkiye’nin her tarafında işçilerin saldırılara karşı mücadele ettiğini, bu mücadelelerin birleşmesi halinde kazanma şanslarının daha da artacağını dile getirdi. Aydın, bunun için sendikalara önemli görevler düştüğünü söyledi.
‘CEBİMİZ DELİK GİRİYORUZ’
Konuşmasına “Yeni yılı cebimiz delik karşılayacağız” diye başlayan Mustafa Çakır, 2010 yılından hem umutlu hem de umutsuz. İşçilerin birçok saldırıyla karşı karşıya olduğunu belirten Çakır, “2010’da saldırılar daha da artacak. Biz, TEKEL işçileri, eczacılar, diğer direnen işçiler mücadeleyi yükseltirsek, 2010 işçilerin yılı olur” diye konuştu. Çakır, verilen mücadelelerin geleceğe umutla bakmalarına neden olduğunu da dile getirdi.
Direnişe başladıktan sonra nişanlanan Muharrem Okutucu, yeni yılı nişanlısı ve ailesiyle geçirecek. Bir yılı aşkın süredir direnişlerinin devam ettiğini hatırlatan Okutucu da devam eden direnişlerin kendisini umutlandırdığını ifade ediyor. Okutucu, her şeye rağmen mutlu olduklarını belirterek, sonuna kadar direneceklerini söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)

EŞİYLE BİRLİKTE DİRENİŞTE

Canan Yalçın, Sinter’de direnişte olan İbrahim Yalçın’ın eşi. Yalçın, eşiyle birlikte direniş yerinde. Direniş süresince eşiyle birlikte birçok zorluğa göğüs gerdiklerini anlatan Yalçın, bu nedenle yeni yılı diğer günlerdeki gibi karşılayacaklarını anlatıyor. İbrahim Yalçın ise, 2010’da tüm işçileri Sinter işçilerine destek vermeye çağırdı. Eşinin desteğinden mmnun olan Yalçın, “2010’un insanların insanca yaşadığı, sömürülmediği güzel günlere vesile olmasını diliyorum” dedi. Yalçın, kazanana kadar mücadaleyi sürdüreceklerini ifade etti.



Belediye işçileri: Mücadeleye devam!

135 gündür direnişte olan Esenyurt Belediyesi işçileri, yeni yıla da direnişte giriyor. Sendikalaştıkları için işten atılan belediye işçileri, direnişleri boyunca iki bayram yaşadılar. Yeni yılın işçi sınıfı için birlik yılı olmasını isteyen işçiler, sendikal hakları için mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirttiler.
İşçiler, “Gördük ki mücadele etmeden haklarımıza sahip çıkamıyoruz” diyerek, yeni yılın işçi sınıfı için ortak mücadele zeminlerinin örüldüğü bir yıl olmasını dilediler. Kimsenin açlıkla yüz yüze kalmaması, işsiz kalmaması için yeni yılda işçi sınıfının birliğinin şart olduğuna değinen işçiler, başta TEKEL olmak üzere direnişteki tüm sınıf kardeşlerinin de yeni yılını kutladılar.
Bu arada yeni yıl öncesinde belediye işçilerine sevindirici bir haber mahkemeden geldi.
BELEDİYEYE ÇAĞRI
İşe iade için açtıkları davada 7 arkadaşlarının işe iadesine karar verilmesi, işçiler içerisinde sevinçle karşılandı. Atılan diğer işçilerin davası ise sürüyor.
Konuyla ilgili Belediye-İş 2 No’lu Şube adına açıklama yapan Şube Yöneticisi Ercan Gürün, belediyenin mahkeme kararına uyarak işçilere işbaşı yaptırmasını istedi. “Biz mahkeme kararının uygulanmasını istiyoruz. Böyle bir tutum, belediyenin bugüne kadar yaptığı yanlıştan az da olsa dönmesi anlamına geliyor” diyen Gürün, “Biz kararın böyle olacağını biliyorduk. Çünkü haklıyız. Diğer işçi arkadaşlarımızın kararları da bu yönde olacaktır. Biz mücadele etmekten geri durmadık ve durmayacağız. Şimdi belediye daha fazla usulsüzlük yapmamalı ve mahkeme kararına uymalıdır” dedi.
Esenyurt halkına da kendilerine verdiği destekten dolayı teşekkür eden Gürün, bütün işçiler işbaşı yapana kadar mücadelelerinin süreceğini belirtti.
Diğer taraftan direnişlerini sürdüren Esenyurt Belediyesi işçilerini, ÖDP Genel Başkanı Alper Taş da partililerle birlikte ziyaret ederek destek verdi.
(İstanbul/EVRENSEL)
ÖNCEKİ HABER

HAYATIN İÇİNDEN

SONRAKİ HABER

UFUK

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...