31 Aralık 2009 00:00

AYDINLARDAN BDP’YE DESTEK ZİYARETİ

BARIŞ ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) yönelik operasyonlara tepki gösteren akademisyen, aydın, yazar, barış meclisi temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri..

Paylaş

BARIŞ ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) yönelik operasyonlara tepki gösteren akademisyen, aydın, yazar, barış meclisi temsilcileri ve siyasi parti temsilcileri, BDP İstanbul İl Başkanlığı’nı ziyaret ederek, Kürt halkının taleplerinin yerine getirilmesi ve barış ve kardeşliğin artık hayata geçirilmesi için çağrıda bulundu. [RTF bookmark end: OLE_LINK1]
BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, ziyaretin Kürt halkını ve onun siyasi iradesini ve temsilcisinin yalnız olmadığı duygusunu güçlendirmesi bakımından çok anlamlı olduğunu dile getirdi. BDP Genel Başkanı Demir Çelik’in Kürt siyasi hareketi üzerindeki gözaltı ve takip sona ermediği için parti genel merkezinde nöbet tutması nedeniyle karşılamaya gelemediğini duyuran Birdal, yeni yıla umut ve barışın gözaltında girdiğini, bu durumun yeni yılda değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yazar Vedat Türkali, Kürt meselesini konuşmaktan artık usanır olduklarını belirterek, sürekli çözümsüzlük üreten siyasetten kurtulmak gerektiğine dikkat çekti. “Yeter, bu deli gömleği bu halklara, bu memlekete dar geliyor, çirkin geliyor. Bunu mutlaka değiştirmek gerekir. Bu fukara memlekette 3 trilyon dolar silah harcamalarına verilmiş. Bu kadar para, bizim Kürdistan bölgelerindeki dağlara, taşlara, köylere, insanlarımıza atılmak için bombalara silahlara kullanılmış. Utanç verici bir manzaradır bu ve bunun hesabını sormak gerekiyor. Yeter, bu işi çözmek lazım” diyen Türkali, Kürtlerin barış ve kardeşlikten yana umutlarının kırılmaya başlandığını ve asıl bu durumun bölünmeyi getireceğini söyledi.
HALK İRADESİ DOĞRU ALGILANMALI
DTP’nin kapatılmasıyla birlikte Türkiye’nin girdiği ortamın siyasi sorunların çözümünün parlamenter sistem içinde yürütülmesi konusundaki yolu tıkadığını belirten TTB Genel Başkanı Gençay Gürsoy, ancak yeni bir formülle parlamenter sistem içinde yeni bir partide siyaseti sürdürme kararının bir yeni yol sağlamış olduğunu dile getirdi.
2009 yılının Türkiye tarihsel süreci açısından önemli dipnotlarla dolu olduğuna değinen KESK Genel Başkanı Sami Evren, bunlardan birinin de DTP’nin kapatılması olduğunu söyledi. “Bu bir siyasi partinin kapatılması, diğerinin açılması gibi basit bir olay değildir. Seçilmişlerin gözaltına alınma, ifadeye zorla götürülme, belediye başkanlarının zorla tutuklandığı bir dönem dolayısıyla siyasetin ikiyüzlü yönünün her yönüyle açığa çıktığı bir dönemdeyiz” diyen Evren, çözümün halk iradesini doğru algılamaktan geçtiğini ifade etti.
DAYANIŞMA GELİŞTİRİLMELİ
Bölgeye yaptıkları ziyaretlerde Kürtlerin ilk kez büyük bir umutsuzluk içinde olduğunu dile getiren Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Hakan Tahmaz, bölgede yaşayan halkın Kürt siyasetini tasfiye etmeye yönelik planı açığa çıkartmaktan ve kendilerini ortaya koymaktan başka yol kalmadığını ifade ettiklerini aktardı. Bu mücadelenin Kürtlerin demokratik siyasi alanda mücadele vermesi çizgisini çoktan geçtiğini belirten Tahmaz, “Bu mücadele, demokrasi ve hukuk isteyenlerin mücadelesi olmalıdır. Barış için Kürt siyasetçilerle dayanışmanın geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Tablonun bu kadar karanlık olmasına rağmen Türkiye’de çözümsüzlüğün önümüzdeki yıl ve yıllarda artık imkansız olduğunu söyleyen Ertuğrul Kürkçü, dünya ve Türkiye’nin koşulları açısından baktığımızda, toplumun çoğunluğunun çözüm aradığını aktardı. Bu nedenle son derece umutlu olduğunu ifade eden Kürkçü, Kürt halkının haklı mücadelesini selamlamaktan başka yapacak bir şey olmadığını dile getirdi. “Ya bunun gereği yapılacaktır ya da Türkiye içinden çürüyecektir. Kimsenin çürümeye razı olmayacağını ümit ediyorum. Aksi takdirde kendi geleceğinden vazgeçmiş olması, Türkiye’yi yönetenlerin çıldırmış olması gerekir. O zaman da onların yeri Meclis değil, tımarhanedir” diyen Kürkçü, bir tımarhanede yaşamak istemediklerini, o yüzden de Kürtlerin yanında olduklarını dile getirdi.
HERKESİN TALEPLERİ İÇİN BDP’Yİ DESTEKLİYORUZ
BDP’nin bir umudu, bir heyecanı ve özgürlüğe ilişkin bir özlemi dile getirdiğini belirten Aydın Çubukçu, BDP ile dayanışmanın aslında Türkiye’de demokratik ve özgür bir toplum isteyen herkesin kendisiyle dayanışması anlamına geldiğini söyledi. “Burada bulunmamızın sebebi, elbette bu mücadeleye destek vermek içindir. Ama unutmamalıyız ki, iyi bir yaşamı hak ettiğini düşünen herkes, buraya destek vermekle kendi özlemlerine, kendi taleplerine destek vermiş olacaktır. Bu yüzden yalnızca bir partiyle dayanışmak için değil, bir halkın özlemleriyle dayanışmak için değil, doğrudan doğruya Türkiye’de yaşayan ve demokrasi isteyen herkesin özlemleri ve talepleri için BDP’yi destekliyoruz” diyen Çubukçu, yeni yılda, yaşanmış olan bütün olumsuzlukların aşılabileceğini ve umut edilen güzel geleceğe bir adım daha yaklaşmayı umut ettiklerini dile getirdi.
BDP’YE ÜYELİK ÇAĞRISI
Bu yapılan haksızlıklara karşı BDP’ye üye olmak için çağrıda bulunduklarını ve kendisinin de BDP’ye üye olduğunu belirten Zeynep Tanbay, “Bu son tutuklamalar karşısında ben İstanbul’da yaşayan bir sanatçı olarak sadece üye olmak değil, parti meclisine girmek istiyorum. Son yaşanan olaylarla birlikte içimde çok büyük bir öfke çıktı. Buradan, Güneydoğu’da yaşayan insanların, yapılan haksızlıklara karşı niçin dağa çıktıklarını daha iyi anlayabiliyorum” dedi.
Kürtler olmadan sorunun çözülmek istendiğini, ancak Türkiye’de en istikrarlı hareketin Kürt hareketi olduğunu söyleyen Yazar Marsis Kürkçügil, “Bundan öncekinden daha beter duruma düşecekler. İnandırıcılıklarını yitirdiler. Açılım dedikleri, sonra Milli Birlik Projesi olan süreci polis akademisinde başlattılar. Gazetecileri dinlediler, şimdi o gazetecilerin neler yazdıklarını yüksek sesle okusunlar” diye konuştu. Tutuklamaların o mesaj dolu fotoğrafla gündeme gelmesinin kabul edilebilir bir yanı olmadığını belirten Yazar Ercan Katırcıoğlu, devlet hegemonyasına karşı olanların yeni bir hegemonya geliştirmesi gerektiğini söyledi. Katırcıoğlu, “Mevcut hegemonik devlet karşısında ezilenler sadece Kütler değil. Hepimiz eziliyoruz. Bu devlet mekanizmasına karşı olanların bir araya gelerek bir hegemonya üretmesi gerekiyor” dedi. “Ben burada Kürt vatandaşlarımla dayanışmak için bulunmuyorum. Kendim için bulunuyorum. Kendi haklarım, kendi özgürlüklerim ve kendi güvencem için bulunuyorum” diyen Prof. Dr. Ayşe Buğra, herhangi birine yapılan haksızlığa karşı çıkmanın kendi hak ve özgürlüklerini de korumak anlamına geldiğini belirtti.
Kürt halkına yapılanlara hukuk çerçevesinden bakıldığında, bugün yaşanan ve yaşatılanların hiçbirini hukuk ve adalet kavramıyla açıklamanın mümkün olmadığını dile getiren Av. Kemal Aytaç, bu yolun çıkmaz bir yol olduğunu dile getirdi.
(İstanbul/EVRENSEL)

ARTIK SANDIK ÇAREDİR

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da yeni yılda yeni bir parti, yeni bir siyaset, yeni bir hayat, eşit özgür yurttaşlar ile adaletli, kelepçesiz bir demokrasi umutlarının daha da güçlendiğini söyledi. “Biz bundan sonra daha güçlü Türkiye’de demokrasi güçleri ile, aydınlarla, barışseverlerle dışlanan, fişlenen, ezilen tüm yurttaşlarımızla birlikte yürüdüğümüz sürece, iktidar olma şansımız çok büyük. Bundan korktular. Bu umut ve güçle Türkiye’de siyasi parti kapatmanın çözüm olmadığını herkes biliyor. Yeni bir ruhla demokrasiyi ve barışı tesis etmek mümkün oluyor. Meclis sorunlara çare olamıyor. Artık sandık çaredir” diyen Kaplan, gazetecilerin “Erken seçim çağrısı mı yapıyorsunuz” sorusu üzerine “Bütün liderler dargınsa, liderimizin üyeliği düşürülüyorsa, bu Meclis neyi çözecek? Gladio’yı çözemedik. Çeteleri çözemedik. Parti kapatmaları çözemedik. Yüzde 10 barajını düşüremedik. Yeni anaysa yapamadık. TEKEl işçilerini dövüyoruz, tabipleri dövüyoruz, aydınları dövüyoruz. 91 yıldır böyle gidiyor, bunu değiştirmek için çare sandıktır” dedi. Erken seçimin kapıda olduğunu dile getiren Kaplan, partinin buna hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti.

ÖNCEKİ HABER

ÖZGÜRLÜKLER

SONRAKİ HABER

2010 mücadele yılı olacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...