01 Ocak 2010 00:00

‘Yetimin hakkı Bilal’in gemiciğinde’

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü öğrencileri ile buluşan TEKEL işçileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘yetim hakkı yedikleri’ yönündeki suçlamalarına; “Yetimin hakkı Bilal’in gemiciğinde” diye cevap verdiler.

Paylaş

Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü öğrencileri ile buluşan TEKEL işçileri, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘yetim hakkı yedikleri’ yönündeki suçlamalarına; “Yetimin hakkı Bilal’in gemiciğinde” diye cevap verdiler.
TEKEL işçileri, Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü öğrencileri ile buluştu. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dayanışma Derneği ve Eğitim Sen 5 No’lu Şube tarafından düzenlenen etkinlik, TEKEL işçilerinin öğrenciler tarafından kampüs girişinde karşılanması ile başladı. Okulun içine “TEKEL işçisi yalnız değildir”, “Her yer TEKEL her yer direniş”, “TEKEL işçisi direnişin simgesi” sloganlarıyla giren grup, öğrencilere etkinliğe katılım, direnişe destek çağrısı yaptı. Etkinliği yöneten Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülseren Adaklı, işçilerin ancak polis saldırısına uğradığında haber olduklarına dikkat çekerek, “Medya işçileri kurbanlaştırıyor” dedi.
‘BU İŞ SOKAKTA ÇÖZÜLÜR’
Etkinlikte konuşan TEKEL işçileri, zaten kendilerinin olana sahip çıkmaya geldiklerini söylediler. İşçiler, 4-c’nin iş değil kölelik olduğunu ve örgütsüz bir yapı getireceğini vurgulayarak, “Kazanılmış haklarımızı terk etmeyiz” mesajı verdiler. “Bu işin sokakta çözülebileceğine inanıyoruz” diyen işçiler, Türk-İş’in genel grev kararı alması gerektiğini belirttiler. Konunun sadece kendilerini değil, toplumun tamamını ilgilendirdiğinin altını çizen işçiler, toplumun kendilerini desteklediğine inandıklarını kaydettiler.
‘YATARAK PARA KAZANMADIK’
İşçiler, Başbakan Erdoğan’ın kendilerine yönelik suçlayıcı açıklamalarının ardından daha fazla birlik olduklarına dikkat çektiler ve tepkilerini; “Yatarak para kazanmadık. Biz yetim hakkı yemiyoruz. Yetimin hakkı Bilal’in gemiciğinde” diye gösterdiler. Bir an önce genel greve gitmek gerektiğini savunan işçiler, “Pasif eylemler istemiyoruz. Aktif ve vurucu eylemler yapılmalı. Emekçilerin akıllı olması ve mücadeleyi birlikte örmesi gerekiyor” mesajı verdiler.
Öte yandan, Türkiye’de insanların karşı karşıya gelmediğini, getirildiğini ifade eden işçiler, farklı etnik kimliklerden işçilerin ortak mücadelesinin önemine işaret ettiler. Öğrencilerin yoğun ilgi ve katılımı ile gerçekleştirilen etkinliğin ardından, öğrenciler, işçilerle birlikte Türk-İş Genel Merkezi’nin önüne gittiler.
(Ankara-EVRENSEL)

SAĞLIKÇILAR TEKEL İŞÇİLERİYLE BİRLİKTE

ARALARINDA Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türk Eczacıları Birliği (TEB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Sağlık-Sen, Dev Sağlık-İş ve Türk Diş Hekimleri Birliği’nin de bulunduğu 12 sağlık örgütü, TEB’de yapılan toplantının ve ortak basın toplantılarının ardından Türk-İş önünde TEKEL işçilerini ziyaret etti. Ziyarette sağlık örgütleri adına söz alan TTB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, sağlık örgütleri olarak 2009 yılına yönelik bir değerlendirme yapmak ve 2010 yılına ilişkin sağlık alanındaki mücadeleyi ortaklaştırmak üzere bir araya geldiklerini hatırlattı. Bu toplantıda bugün mücadeleden bahseden herkesin TEKEL işçileriyle birlikte olması gerektiğini konuştuklarını ve bunu ifade etmek üzere geldiklerini belirten Bilaloğlu, “Sağlık alanında, hem meslek örgütlerinin, sendikaların, derneklerin örgütlülüklerinin hem de sağlık emekçilerinin haklarının gasp edildiğini, bunların hepsinin temelinde halkın sağlık hakkına saldırının bulunduğunu” söyledi. Bilaloğlu, “mücadele” deyince de TEKEL işçilerinin yanında olmak, onların mücadelesini görmek, hissetmek gerektiğini ifade etti. Bilaloğlu’nun sözleri, “Sağlık haktır satılamaz” sloganı ile karşılandı. Bilaloğlu, 2010 yılında tüm sağlıkçıların, çalışanların, emekçilerin mücadelelerinin birleştirileceği umudunu dile getirdi.
ÖNCEKİ HABER

TEKEL işçileri buzları eritti

SONRAKİ HABER

ÖĞRENCİLERİ ÖĞRETMENE SAHİP ÇIKTI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...