06 Ocak 2010 00:00

UZUN MESAFE

Başbakanlığa bağlı bir kurum “Türkiye’de sağlık hizmetlerinde etik” konulu bir çalışma yapmış.

Paylaş

Başbakanlığa bağlı bir kurum “Türkiye’de sağlık hizmetlerinde etik” konulu bir çalışma yapmış. İnsan ilk duyduğunda kulağa hoş geliyor. Nihayet sağlıkta dönüşüm süreci mercek altına mı alınıyor duygusu bile insanı rahatlatıyor.
Sonra bir de bakıyorsunuz basında ön plana çıkan “etik dışı kazanç elde etme” bahsi ile hekimler.
Dönüp hafızanızı yokluyorsunuz ve soruyorsunuz ister istemez:
- Bölgesel asgari ücretten bahseden ilk kimdi diye?
- OHAL uygulamasını kaldırmakla övünen AK Parti hükümeti değil miydi yoksa?
- Ne demişti hükümet OHAL bölgesinde yaşam ucuz derken ve çağrışım geçinebilmekle sınırlımıydı salt?
- Aynı tarihlerde Sağlık Bakanı bölgesel asgari ücret uygulaması ile halkın daha da yoksullaştırılmasının projelendirildiği bölgede hekimlere eski para ile 15 milyonu bulan maaş verildiğini iddia etmiyor muydu?
- Yine aynı sağlık bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarında asgari ücretten hekim alımı için taşeronlara ihaleyi kim açmıştı?
- İlgili tarihlerde hekimler için asgari ücretten 15 milyon liraya uzanan maaş tahayyülünün yani 30 kata yakın maaş uçurumunun dillendiricisi sağlık bakanlığı ne demek istiyor sahi? Hekim meslek örgütü TTB’nin hatırlatması ile “benim memurum işini” bilir devri mi tasarlanıyor?
Sağlık çalışanlarının ücretleri bahsinde sağlık bakanlığının sicili hayli kabarık ve hekimlerle sınırlı değil. Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşlarında taşeron eliyle çalıştırılan emekçilerin maaşının asgari ücrete sabitlenmesi emrini kim vermişti sahi?
Tüm bunları hatırlayınca “Türkiye’de Sağlık Hizmetlerinde Etik” çalışmasında insan sağlıkta dönüşüm projesi ve sağlık bakanlığını mercek altında arıyor. Tahmin edeceğiniz üzere bulana hak getire! Hasılı:
- Aynı ülkede bir bölge halkı için ülkenin geneline nazaran daha düşük asgari ücret öngörüp hekimlere, hakimlere, askerlere diğer bölgelerden daha fazla maaş vaat etmek etik oluyor bu hükümet için.
- Bir taraftan Sosyal Sigortalar ve GSS yasasını yaşama geçirdik diye övünüp milyonlarca sigortasız çalışanı fark edememek etik kılınıyor bu ülke adına.
- SSK devir sürecinde ilgili kurumun Türk-İş’li yönetim kurulu üyesinin anlatımı ile SSK’ya gerçeğin üç katı fatura düzenleyen Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kuruluşlarının usulsüz uygulamalarında kamuoyuna yansıyan hiçbir soruşturma açılmamış olması etik kılınıyor yine bu hükümetçe.
- GSS ile planlaması yapılan sağlık hizmetlerinde katkı, katılım, fark vb derken giderek yoksullaşan halkın cebine el atmayı etik başlığında hatırlamamıza tahammül edilemiyor yönetenler.
- Kamu çalışanı işçi ve memurlara komik de olsa zam tanımlayan hükümetin sağlık işkolunda taşeron eli ile çalışan emekçilere yaşam boyu asgari ücret ve sıfır zam uygulamasını etik bulmamız isteniyor.
Evet, ilgili çalışmanın bana hatırlattıkları böyle. İsterseniz bir de TTB’nin söylediklerine kulak verelim:
“Özel olarak Türkiye gerçeğinde,
1. Sağlıkta Dönüşüm Programı (SDP) ile birlikte sağlığın ticarileştirilmesi, bir kâr alanı haline getirilmesi çok daha hız kazanmıştır.
2. SDP katkı-katılım paylarından fark ücretlerine, performans uygulaması ödeme biçiminden tıbbi cihaz-malzeme politikalarına kadar bu sürecin zeminini oluşturmaktadır.
3. Aslında SDP da dahil olmak üzere hükümetin adaletten, eşitlikten yoksun ve her şeyi ticarileştiren temel icraatı bütün toplumsal dokuda bir çözülme, etik değerlerde yıpranmayı doğurmuştur. ‘Benim memurum işini bilir’le başlayan bu çizgi mevcut hükümetle herkesçe bilinen aşamaya gelmiştir.
Bir meslek örgütü olarak bizim açımızdan ‘etik dışı kazanç elde etmenin’ kabul edilemez olduğu kadar kabul edilemez olan bir konu da ‘hekimlerin etik dışı kazanç halinin’ toplumun diğer kesimlerinden fazla olduğu ‘imajının’ yaratılmasıdır. Bu kasıtlıdır. Hükümetin politikalarının olumsuzlukları hekimler hedef gösterilerek aklanmakta, hekimler suçlu ilan edilmektedir. Bu durumun somut göstergesi hekimlere yönelik şiddette artıştır.
TTB sağlığın ticarileştirilmesi/piyasalaştırılmasının engellenmesini ve yerine eşit, ücretsiz, nitelikli, herkes için ulaşılabilir bir sağlık hizmetinin tesis edilmesini savunmaktadır. Bu savununun gerçekleşmesinin sağlık üzerinden etik dışı kazanç elde eden tıbbi endüstriyel kompleksler, ilaç ve tıbbi teknoloji tekelleri/sermayesi ile bunlarla yakın ilişkisi olan politika
yapıcılar başta olmak üzere herkesi engellemekte en gerçekçi ve geçerli önlem olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz.”
Sağlıcakla kalın!

...


Hekim yakını olmak şans mı?

Çocukların hayatın tercümesini yaptığına inananlardanım. İlkokuldaki kızıma “baban hekim olduğu için şanslısın” demiş sıra arkadaşı. Anaokulundaki oğlum ise servis arkadaşına muzipçe polis olduğumu söylemiş. Yanıt aynı: “Baban polis olduğu için şanslısın.” Babalar neden hekim ya da polis olunca çocuklar kendini güvende hisseder?
Küçücük çocuklar daha bu yaşlarında karakola ve hastaneye düşmenin zor olduğunu kavramışlar baksanıza! Hayatın bu ülkedeki tercümesini ne de yalın ifade ediyorlar yanı başımızda.
Gerçekte o kadar şanslı mı acaba yanı başımızdakiler? Bu soruyu özellikle en yakınlarımız ciddi bir hastalık tanısı alınca daha bir yoğun yaşarız biz sağlıkçılar. Yine sağlık çalışanları arasındaki yaygın bir inanışa göre sağlık çalışanlarının yakınları hasta olunca ameliyatından rutin tıbbi tedaviye aksiliklerin sonu gelmez. Gerçek bu mu yoksa gerçeğin yakınlarımız üzerinden daha bir görünür hale gelmesi midir takdiri sizlere bırakıyorum? Belki de rutin koşuşturmacada özenli davranmak daha sakıncalı, ne dersiniz?
Ama kimi durumlar var ki öznenin kim olduğu fayda etmiyor. Misal kendiniz hekim olabilirsiniz ve hastasınızdır veya aynı ortamı soluduğunuz en yakınınızdır hasta olan ama ne çare! Tanı almada erken davranamayabilirsiniz.
İşte bu tablo sağlık çalışanları için kimi zaman boğucu bir sorumluluk ve zihinlerine ‘acaba’ sorusu yükleyebilir. Bunun tercümesini ise çocuklara bırakmak haksızlık olur. Ne dersiniz?
DR.ZEKİ GÜL
ÖNCEKİ HABER

Djivan Gasparyan: Müziğin sınırları yok

SONRAKİ HABER

Baltayla sakal tıraşı yapıyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...