08 Ocak 2010 00:00
Kardeşliğin ne olduğunu gösterdik
Fabrikalarının 31 Ocakta kapatılarak, 4-c statüsüne geçirilmek istenmesine karşı Ankaraya gelen TEKEL işçilerinin mücadelesi 24. gününü doldurdu.
Fabrikalarının 31 Ocakta kapatılarak, 4-c statüsüne geçirilmek istenmesine karşı Ankaraya gelen TEKEL işçilerinin mücadelesi 24. gününü doldurdu. İlk günlerini Abdi İpekçi Parkında geçiren işçiler, daha sonra sendikaların merkez binalarına ve misafirhanelerine dağıtıldılar.
Çoğunluğunu Diyarbakır ve Batmandan gelen işçilerin oluşturduğu 75 kadar işçinin mekanı olan, Tez Koop-İşin Subayevlerindeki eski genel merkez binasındayız. Satışa çıkarılan boş bina, sendika yönetimi tarafından işçilere tahsis edilmiş. Sendika yönetiminin aldığı yatakları masaların üzerine ya da yerlere sererek, dışarıda kalmaktan kurtulan işçiler, arkadaşlarına göre biraz daha şanslılar. İşçilerin yoğun talebi üzerine kaldıkları mekanda sohbet ediyoruz.
Büyük bir salona serdikleri yatakların üzerinde toplanan işçilere, Tez Koop-İş Genel Eğitim Sekreteri Haydar Özdemiroğlu da eşlik ediyor.
HEM KARARLILIK HEM ÖFKE
Bütün olumsuzluklara rağmen işçiler son derece kararlı; bir o kadar da AKP Hükümetine öfkeli...
Diyarbakırlı Abdurrahim Dinç, 1998 yılından beri çalıştıkları fabrikanın günde 60 ton tütün ürettiğini, Başbakan Erdoğanın Yan gelip yatıyorlar söylemine karşı tepkiyle dile getiriyor. İl valisinin fabrikayı ziyaret edip, Sizin burada aldığınız para annenizin ak sütü gibi helaldir dediğini aktarıyor Dinç Bunu söyleyen devletin, Erdoğanın gönderdiği validir diyor.
Önceleri fabrikada 500 kişinin çalıştığını, TEKELin özelleştirilen diğer fabrikalarından gönderilenlerle bine çıkarıldığını aktaran Dinç, Sonra da yatıyorlar diyor. Yatırtma. Devletin Diyarbakırdaki tek fabrikasını da kapatıyor. Ondan sonra kardeşlikmiş, açılımmış, istihdammış, işmiş diyor. Dinç, kimin yatarak para kazandığını, kimin oğluna gemi aldığını çok iyi bildiklerini belirtiyor ve Ölmek var, dönmek yok diyor.
ÖZÜR DİLEDİ
Murat Avar da Şehrimizin ümidi olan fabrika kapatılıyor. Madem kapatacaksınız neden 23 sene boyunca bir fabrika kurmak için uğraşıldı diye soruyor. Fabrikalarının teknoloji açısından dünyanın üç fabrikasından biri olduğunun altını çizen Avar, Bulgaristan ve Brezilyadan sonra üçüncü büyük fabrikanın Diyarbakırda olduğunu söylüyor. Bugün böyle büyük bir fabrikanın kapatılmak istenmesi utanç verici bir durum diyen Avar, kendilerine yöneltilen Yetim hakkı yiyorlar suçlamasına da öfkeli. Asıl yetim hakkı yiyenler kendileri, Meclistekiler diyor ve şöyle sürdürüyor sözlerini: Ekmeğimizin elimizden alınmasına demokratik yollarla karşı duruyoruz. Ama bizi farklı yollara mecbur kılmaya çalışıyorlar.
Seçimlerde belki diyerek AKPye oy verdiğini anlatan Avar, arkadaşlarına dönerek, Hepinizden, bütün Diyarbakır halkından özür diliyorum, seçimlerde AKPye oy verdiğim için diyor.
Faruk Memduh ise yandaş medyadan şikayetçi; Abdi İpekçi Parkındaki saldırıda havuza düşmemizi Bunlar içip içip suya düştüler diye haber yaptılar. Biz ekmeğimizin sarhoşuyuz. Bizim aylık aldığımız maaşı çocuklarına günlük harçlık olarak veriyorlar. Biz ise okula gönderdiğimiz çocuğumuza bir simit parası bile veremiyoruz.
Maaş hesaplarının bloke edildiğini belirten Memduh, Şimdi de biz burada hak arama mücadelemizi sürdürdüğümüz için maaşlarımızı bloke etmişler. Bankaya talimat verilmiş hesaplarımız bloke edilmiş. Bir yıldır açılım diyorlar. Açılımı da katlettiler. Burada Batmandan, Diyarbakırdan, İzmirden, Tokattan Samsundan insanlar var. Biz burada kardeşliğin ne olduğunu gösterdik diyor.
KIZI DOĞARKEN, O ANKARADA
İlk günden beri Ankarada direnenlerden biri de Mehmet Bağcı. Diyarbakırdan gelirken, 17 otobüsün Ankaraya girişine izin verilmediğini belirten Bağcı, bunun da aslında AKPnin açılımdan kastettiği şeyi gösterdiğini, amacın ise Diyarbakır grubunu illegalize etmek olduğunu söylüyor. Görüştüğümüz gün bir kızının doğacağını belirten Bağcı, Kızım doğacak ve ben eşimin yanında olamayacağım. Kızımın ismini de babası eylemde olduğu için Elif Eylem koyacağım diye anlatıyor.
BAKANLAR TALİP
Orhan Yanar ise, AKPnin insanların inançlarını kullanarak iktidara geldiğini, iktidarda kaldıkları 7 sene boyunca da ceplerini doldurduklarını söylüyor. Diyarbakır Tütün İşletmesinin arazisinin çok değerli olduğuna dikkat çeken Yanar, o araziye de Bakan Mehdi Ekerin talip olduğunun altını çiziyor. Yanar, AKP bu şekilde götüreceğini düşünüyor ama TEKEL işçisi şanlı direnişi ile AKPnin iktidarını gömecektir diyor kararlı bir şekilde. Ercan Altıntaş ise ekliyor: Bir başbakan bir bakan nasıl bu kadar despot olabiliyor anlamış değilim. (Ankara/EVRENSEL)
HASTALIĞINA RAĞMEN ANKARADA
Sağlıklı olarak girdiği fabrikada şeker hastalığına yakalandığını anlatan Mustafa Yiğit ise günde iki iğne olmak zorunda kaldığını söylüyor. 7 çocuğum var. Şimdi ben 600 TLye çocuklarıma mı bakayım, sağlığıma mı, ne yapayım diye soruyor.
Abdi İpekçi Parkında saldırı olduğu gün gaz, su ve soğuktan hastalandığını ve beş gün hastanede yatmak zorunda kaldığını hatırlatan Yiğit, şiş ve yaralı ayaklarını göstererek, Vücudumun her yerinde yaralar nüksetti diyor. Şişmiş, kocaman olmuş ayaklarına, vücudundaki yaralara, günde iki iğneye rağmen Ankarada kalmaktaki kararlılığını ifade eden Yiğit, haklarını almadan dönmeyeceğini söylüyor.
Batmandan gelen Nezir Çal ise Haklarımızı almadan dönmeyeceğiz. Buradan ancak tabutlarımız döner diyor. AKPnin bölge milletvekillerinin 22 gündür nerede olduklarını soran Çal, Yarın öbür gün hangi yüzle oy istemeye gelecekler derken, onları ilçelere sokmayacaklarını sözlerine ekliyor.
BURASI ONLARIN
Şimdilik 75 işçinin kaldığını, daha sonra 100e çıkacağını belirten Tez Koop-İş Genel Eğitim Sekreteri Haydar Özdemiroğlu, işçileri sendikalarında misafir olarak kabul etmediklerini belirterek, Buraların sahibi işçiler, işçi sınıfı diyor.
TEKEL işçilerine kapılarını açtıkları ilk günden itibaren binada bir de görevli bulundurduklarını, yataklar aldıklarını aktaran Özdemiroğlu, her gün üyelerinden bu yönde telefonlar aldıklarını ve TEKEL işçileri için ne yapıyorsunuz, destek veriyor musunuz? diye sorduklarını aktarıyor.
Özdemiroğlu, Akşamları gelip biraz da olsa dinleniyorlar. Sabah kahvaltısını yapıp tekrar mücadeleye gidiyorlar. Bu mücadele artık tüm işçi sınıfının mücadelesidir. TEKEL işçileri bu mücadeleyi kazandığında tüm emekçiler kazanacak diyor.
TEKEL işçilerinin mücadelesinin, 8 aydır toplanamayan Türk-İş Başkanlar Kurulunun toplanmasını sağladığını, eylem kararları aldırttığını hatırlatan Özdemiroğlu, Bu eylemler Türkiye işçi sınıfının tarihine altın harflerle kazınacak. Bizler emek örgütleri olarak bu arkadaşlarla dayanışmak zorundayız. Yakında şeker fabrikalarında çalışan işçilerin sorunları da ortaya çıkacak. O yüzden şeker işçilerinin de burada olması, ezilen, sömürülen, hakları gasbedilen, AKP iktidarının gazabına uğrayan herkesin TEKEL işçilerinin yanında olması gerekir diyor.
Sultan ÖzerCemil Oğuz