11 Ocak 2010 00:00
EVRENSELDEN
1961 yılında gazetecilerin haklarında iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazete yayımlamama kararı aldı.
1961 yılında gazetecilerin haklarında iyileştirmeler getiren 212 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazete yayımlamama kararı aldı. Bunun üzerine gazeteciler, 10 Ocak 1961 günü haklarına ve basın özgürlüğüne sahip çıkmak için sendika binası önünde toplanarak yürüyüş yaptı. Gazeteciler, patronların boykot kararı karşısında ise basın adıyla kendi gazetelerini 11-12-13 Ocak tarihlerinde yayımladı. O tarihten sonra 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Bayramı olarak kutlandı. 12 Mart 1971 Muhtırasından sonra ise çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak, 10 Ocak bayram olmaktan çıkarıldı ve Çalışan Gazeteciler Günü olarak anılmaya başlandı.
Gazeteciler bugün de hem basın özgürlüğü hem diğer hakları açısından en sıkıntılı dönemlerinden birini yaşıyorlar. 4 yılda tutuklu gazeteci sayısı 4 kat arttı. 37 gazetecinin tutuklu olduğunu söyleyen Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Ercan İpekçi, Gazeteciler üzerindeki baskı artıyor dedi. Gazeteciler Platformu tarafından yapılan açıklamada, 2010 10 Ocakının da yine işsizliğin, güvencesizliğin, sendikasızlığın, iktidarı eleştirince akreditasyon duvarına çarpmanın, yolsuzlukları yazınca vurulup dövülmenin kıskacında geçirildiği belirtildi.
TGS ve TGCnin 10 Ocak vesilesiyle yaptıkları açıklamalar da, içinden geçilen süreçte gazetecilerin bayramlık bir durumda olmadığını, o nedenle bu 10 Ocakın da buruk kutlandığını ortaya koyan nitelikteydi.
10 Ocaktan iki gün önce de, gazetemizin muhabiri Metin Göktepenin katledilişinin 14. yılıydı. Ailesi, gazetecilik meslek örgütü yöneticileri, avukatları, aydın örgütleri ve Metinin yoldaşlarıyla birlikte mezarı başında gerçekleştirilen anmada dile getirilen Gazeteci cinayetleri aydınlatılsın sloganı bile, Türkiyedeki gazeteci gerçeğini ortaya koyar niteliktedir. Sendikalaşmaları engellenen, kazanılmış hakları gasp edilen, haber peşinde dövülen, gözaltına alınan, yazdığı haberlerden ötürü tutuklanan, soruşturma furyası ile yüz yüze bırakılan gazeteciler, katledilmiş olan meslektaşlarının katillerinin ısrarla ortaya çıkarılmaması ve üzerinin iktidarlar tarafından örtülmesi gerçeğiyle de yüz yüzeler.
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin 10 Ocak vesilesiyle yaptığı açıklamada, gazetecilerin yasalar tarafından korunmadığına vurgu yaptıktan sonra, Yayın organlarının iç sorunlarını gazetecileri işten çıkararak çözme alışkanlığı da, ne yazık ki çözülmemiştir vurgusu da, bir başka önemli gerçeğe işaret etmektedir.
Bugün TEKEL işçileri karşısında ve hakları için direnin başka işçiler karşısında saldırgan ve vurdumduymaz bir tutum takınan AKP iktidarının, basın emekçileri karşısında da benzer bir tutum takınması şaşırtıcı olmuyor. İktidarını pekiştirmek için medya ortamındaki mülkiyet dengesini kendi lehine değiştirmeye yönelik adımlarla anılan bir iktidardan daha başka ne beklenebilir ki?!
Bu koşulların değişmesinin tıpkı diğer kesimler için olduğu gibi basın emekçileri ve onların örgütleri için de ciddi bir mücadeleyi gerektirdiği açıktır. Bu bilinçle, basın emekçileri için 10 Ocakları bir bayram havasında kutlayabilecekleri bir gelecek diliyoruz.
İyi haftalar!..