11 Ocak 2010 00:00
YAŞAMA KÜLTÜRÜ
Muğladayım.TMMOB Mimarlar Odasının Muğla Şubesinin yeni yerinin açılışı için geldim buraya.
Muğladayım.
TMMOB Mimarlar Odasının Muğla Şubesinin yeni yerinin açılışı için geldim buraya.
Muğlalı mimarların yeni yapısı yüz elli yaşında eski bir ev. Yüz elli bin liraya satın alınmış. İki yüz elli bin liraya da onarılmış... Görenin Bu ne güzel ev! dediği bir yer olup çıkmış...
Ama bundan da önemlisi, onarım sözcüğünün anlamını anlatabilmek için tam bir örnek olmuş...
Bir yapı ya onarılır ya da yenilenir.
İkisi birbirinden ayrı şeylerdir...
Bir evi yıkıp yerine tıpkısını yeniden yaparsanız bu bir yenilemedir. Bu düpedüz aldatmacadır. Eski evin kültür izlerini tümüyle yok etmiş olursunuz.
Böyle yapmanın yanlışlığını yıllardır söylüyorum.
Ama her yerde sürdürülüyor bu yanlış tutum... Yeni yapı tarihsel yapı değil, yaptığınız günün yapısıdır artık...
İkinci büyük savaşta Batılılar neredeyse tümüyle yok ettikleri kentlerini, eski resimlerden çizimlerden yararlanarak böyle yenilediler. Varşova ile Frankfurt bunun en belirgin örnekleridir. Bunların tarihsel yapılar olduğunu sanırsınız... Oysa yalnızca kopya dırlar... Ancak, İşte biz geçmişte buna benziyorduk demektedirler.
Onarım başka bir şeydir... Yapının çürümüş, bozulmuş, yıkılmış yerleri, yalnız o yerleri, gerekirse yeni parçalarla, gereçlerle onarılır. Eski ile yeni ekleneni hemen ayrımsarsınız...
İşte Muğladaki ev de böyle...
Örneğin ana kapısının çürümüş düşmüş silmesinin yerinde kalabilmiş parçası yeni parçayla tamamlanmış...
Bu bir uzmanlık işidir... Yüz elli yıl önceki gereçle, işçilikle bilgileri de edinmiş olmanız gerekir onarım yapabilmek için...
Bu yüzden her önüne gelen onarım yapamaz... Yapmamalıdır... Yaparsa kültürümüzün izlerini silebilir... Son yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü bunun örneklerini veriyor durmadan... Kültürümüz yalnız biçimlerden oluşmaz... Yaşama kültürümüz bir bütündür.
Mimarlar Odasının Muğla Şubesinin yeni yapısı doğru dürüst, yalana düşmeden onarılmış bir ev... Böyle olmasında da Mimar Ertuğrul Aladağın emeği var...
Bu yapı, onarımın ne olduğunun örneği olacak bundan sonra... Girip çıkan mimarlara, işverenlere bunu anlatacak...
Bunun ilk örneğini yıllarca önce ben vermiştim Saburhane Mahallesindeki bir evde... Değerini yalnızca bilen bilmişti...
Ama şimdi Mimarlar Odası veriyor doğru onarımın örneğini...
Bu örneğin Muğlada verilmiş olması rastlantı değil...
Daha buralara Anıtlar Kurulu filan ulaşmamışken, daha kesin söylemem gerekirse, ondan üç yıl önce, o günlerin belediye başkanı Erman Şahin, güzel kentinde bu tohumları atmıştı, her şeyi göze alarak... Bir kentin yaşama kültürünün onun bunun elinde çarçur olmaması sağlanmışsa, bu çizginin başında gözü kara Erman Şahin vardır kısacası...
Mimarlar Odasının Muğla Şubesinin yeni yerinin açılışında bütün konuşanların hemen arkalarında, yapının her köşesinde bir Erman Şahin görüyordum.
CENGİZ BEKTAŞ