12 Ocak 2010 00:00
HAK-iŞTEN GAZETEMiZE YANIT
HAK-İş Genel Başkanı Salim Uslu dün gazetemizin manşetinde yer alan habere ve Genel Yayın Yönetmenimiz İhsan Çaralanın yazısına yanıt verdi. Cevabı aynen yayınlıyoruz.
HAK-İş Genel Başkanı Salim Uslu dün gazetemizin manşetinde yer alan habere ve Genel Yayın Yönetmenimiz İhsan Çaralanın yazısına yanıt verdi. Cevabı aynen yayınlıyoruz.
Evrensel Gazetesinin 11 Ocak 2010 tarihli nüshasında yayınlanan Hükümetin Sendikacısı başlıklı haberi ve Sendikacılık Ne Hallere Düşürüldü başlıklı köşe yazısını üzülerek okuduğumu belirtmek isterim. Yazınızda demokratik açılım süreci ile ilgili analizlerime katıldığınız halde niyet okuma çabasına inerek çeşitli ithamlarda bulunduğunuzu da üzülerek gördüm.
HAK-İŞ, geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da emekçilerin haklı mücadelesinin yanındadır. Bu destek TEKEL işçilerinin hak arama mücadelesinin son derece meşru olduğuna inanmaktadır ve işçilerin mücadelesini sonuna kadar desteklemektedir. Bu nedenle haberinizin bağlamından ve konseptinden koparılarak yapıldığını ve Konfederasyonumuzun HAK-İŞe ve şahsıma yönelik haksız ithamlarda bulunduğunu düşünmekteyiz.
Dicle Haber Ajansının (DİHA) röportajının tamamına yakını demokratik açılım süreci ile ilgili sorulara ve cevaplara dayanmaktadır. Bununla 25 Kasım 2009dan başlamak üzere artan eylemlilik sürecine dikkat çekilerek çalışma hayatında da açılıma duyulan ihtiyaca dikkat çektikten ve işçilerin mücadelesine verdiğim desteği açıkladıktan sonra eylemler konusunda sendikanın eksiklerine de işaret ettim. Kaldı ki bu eleştirilerimizi 17 Aralık 2009 tarihli basın açıklamamızla da daha önce kamuoyuna açıklamıştık. Dün olduğu gibi bugün de hak aramaya gelen TEKEL işçilerinin devlet adına polisle muhatap olmasını doğru bulmadığımız gibi eylem biçimi ve yeri konusunda da daha insani önlemler almayan sendikanın da sorumlu olduğunu düşünmekteyiz. İşçilerin barınması ve ısınması sağlanarak eylemlerin daha insani bir ortamda gerçekleştirilmemesini bir eksiklik olarak görüyor ve bunun sağlanamaması nedeniyle işçilerin en haklı taleplerini bile medyanın asayiş haberlerine indirgenerek gölgede kalmasını üzüntüyle karşılıyoruz.
Bir kez daha belirtmekte yarar görüyorum ki yaptığım açıklama, TEKEL işçilerini hedef almayı değil, sendikalara ve sendikacılara yönelik bir uyarı niteliğindedir. Sendikaların ve sendikacıların yaptıkları eylemlerde meşruiyet ve haklılık çizgisine son derece dikkat etmeleri gerekir.
Aksi halde geçmişte ortaya çıkan çeşitli günlük ve belgelerde de dile getirildiği gibi sendikalar ve sendikacılar siyasi çıkarları için demokrasi dışı kimi çevrelerin oyuncağı haline gelebilirler. Bu da komplocu bir yaklaşımdan öte yaşanan süreçlerin bir analizinden ibarettir. Ekmeğini savunan işçilerin hedef alınması gibi bir durum asla söz konusu değildir.
Öte yandan, gazetecilerin muhalif olmalarıyla eleştirel olmaları arasında da çok ciddi bir fark olduğunu ve kimi gazetecilerin de eleştiri hakkını kullanırken bu farkı gözetmeden gelen bir tutum izlediğini, kişi ve kurumları adeta hedef haline getirdiğini de üzülerek görmekteyiz.
Evrensel gazetesi gibi çalışma hayatını yakından takip eden bir gazetenin bağlamından ve konseptinden koparılarak kullanılan bir açıklama ile şahsımı hedef göstermesini üzüntüyle karşılıyor ve bu yanlışlığı düzelteceğine inanıyorum.
Saygılarımla
Salim Uslu Genel Başkan