12 Ocak 2010 00:00
Karşı Sanatta Yemekteyiz
YEMEK tali bir şey değildir. O, bizim yaşama dair bütün faaliyetlerimizin odak noktasıdır. Öteki ile bir olduğumuz anın ifadesi, devamlılığımızın, dış dünyayla bağımızın, bir başka deyişle kolektif bilincimizin tezahürüdür. Ve bütün bunların bir ifadesi olarak resmedilmeyi de hak eder. Diyor Karşı Sanatta Yemek sergisini düzenleyen sanatçılar.
Şu ölümlü dünya da ister zengin, ister fakir olsun yemek deyince akan sular duruyor. Bazen zenginliğin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor, bazen yoksulluğun göstergesi olarak. GDOlusu GDOsuzu, pahalısı ucuzuyla yemek. Yemek üzerine bir sürü söz söylenmiş; Karun kadar zengin ama ağız tadıyla bir yemek yiyemiyor, patates ve sütle besleniyor denir. Bir parça ekmek uğruna, birbirlerini eziyorlar denir. Mücadelemiz, ekmek mücadelesidir. denir. Asgari ücret yiyecekler üzerinden hesaplanır. Yaklaşık 600 lira olan asgari ücret Boğazda dört kişilik mükellef bir yemeğin ücreti olabildiği gibi, zeytin peynir ve soğanla geçinmeye çalışan dört kişilik bir ailenin aylık geliri de olabilir pekala. Sonuç yemek önemlidir.
SANATIN DİLİYLE YEMEK
Karşı Sanat bu defa da yemek meselesine el atıyor. Kalabalık bir sanatçı grubu yemek deyince ne düşündüğünü sanatın diliyle anlatmış. İzleyenlerin mutlaka beğenecekleri çalışmaları görmek mümkün. Açılışında gezdiğim sergide ilk dikkatimi çeken; İrfan Önürmenin Tanrı Misafiri çalışması oldu. İrfanla birlikte işini incelerken Neden Marx? diye sorduğumda; (Yaptığı iş, gazete kağıdı üstünde zeytin, kavun ekmek le üç boyutlu bir çalışma) Tesadüf oldu. dedi. Anlamadım .- Üç boyutlu çalışmayı bitirip altlarına gazete sermem gerekiyordu, gazete yığınları arasından bir sayfa çektim ve serdim. Bir baktım ortada Marx dedi. Sonrada yaptığı çalışmanın önemli bir unsurunun tamamlandığını söyleyerek, Marxın sınıf bilinci meselesini işine yansıttığını anlattı.
Eyüp Özün Yemek adlı yine üç boyutlu çalışması da Nâzım Hikmetin Açların Göz Bebekleri şiirinin anlatımı gibi koca iri gözlerle gözlerimizin içine bakarken bir kedi kıskançlığı ile önündeki kaseyi koruyordu.
Biz derdimizi bu kez ocağa ve tencereye değil, tuvale, çamura, negatife ve saydama döktük Tuzunu, biberini eksiksiz kattık; görkemli yemekler yaptık. Diyen Karşı Sanat izleyicilerini 30 Ocak 2010 tarihine kadar bekliyor.
(İstanbul/EVRENSEL)
Tel: 0.212.245 71 53-54
Özcan Yaman
Evrensel'i Takip Et