13 Aralık 2009 00:00

Kongo’nun‘cadı’çocukları

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde cadılıkla suçlanmalarının ardından birçok çocuk sokaklarda yaşıyor.

Paylaş
Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde cadılıkla suçlanmalarının ardından birçok çocuk sokaklarda yaşıyor. Daha çok kız çocuklarının hedeflendiği söylenirken, cadılıkla etiketlenen bu çocuklara kalacak yer sağlayan bir barınak da var Bukavu’da.Chance Chubaka ve ailesi Kivu Nehri’nin güney kıyılarındaki yoksul kenar mahalle Chimbunda’da yaşıyordu. Ancak zaman içinde 9 yaşındaki Chance, ailesinin yanından ayrılmak zorunda kaldı. 13 yaşına gelen özgüvenli Chance durumu ‘En kolay yaşamın sokaklarda olduğunu düşünüyorum’ diyerek ifade ediyor.Babasının ve büyükbabasının ölümlerinin ardından komşuları onu ölümlere neden olan bir cadı olmakla suçladılar. Söylenenlere katılan amcası, Kongo’da cadılıkla suçlanan çocuklardan günah çıkartmak amacıyla yaygın olarak kullanılan illegal yöntemle Chance’ın ellerini plastiklerle bağladı ve yaktı. Küçük kızın ellerinde birçok yara var. ‘Yenilmiştim, hep eve dönmeyi denedim’ diyen Chance’ın söylediğine göre amcası onu evden de attı. Chance eve dönmeyi beş kez denedi.Bu hikaye bölgede oldukça yaygın.Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre ülkenin başkenti Kinshasa sokaklarında yaşayan binlerce çocuğun çoğu cadı olmakla suçlanıyor.Ve BM Çocuk Hakları Komitesi’nin incelemelerine göre, bu yılın başında cadılıkla suçlanan çocuklara uygulanan şiddette artış gözlendi. Ancak, özel olarak kız çocuklarının durumunu belirleyen bulgular yok. Ülkenin doğusunda ve şüphesiz Bukavu’da durum ciddi olsa da araştırmalar genellikle batıya, özellikle Kinshasa ve Mbuji-Mayi çevresine yönelmiş durumda. DAHA ÇOK KIZ ÇOCUKLARI HEDEFLENİYORKız ve erkek çocuklarının eşit risk altında olduklarının düşülmesine ve erkeklerin de cadılıkla suçlandığı durumların yaygın olmasına rağmen Bukavu’da risk altındaki çocuklar üzerinde çalışan otoriteler, daha çok kızların hedeflendiğini söylüyor.Çocukların korunması, kadın ve kadına karşı cinsel istismardan sorumlu Bukabu polis şefi Maj.Honorie Munyole, kızların geleneksel olarak ev işlerinden sorumlu olması nedeniyle daha sık evde bulunduklarını ve aile üyeleriyle daha fazla ilişki kurduklarını ve bu durumun onları cadılık suçlamalarının hedefi haline daha sık getirdiğini belirtiyor.Geçtiğimiz yıl Munyole’nin departmanı, suçlamayla karşılaşan çocukların sayısıyla ilgili istatistiksel bilgi toplamaya başladı. Munyole’nin açıklamasına göre polis, sokaklarda yaşayan ve çoğu fuhuş sektöründe çalışan, cadılık suçlamasıyla evlerinden atıldıklarını ifade eden kız çocuklarının sayısında artış gözlemledi. Munyole’nin yardımcısı Lt. Paul Murdibuha, bu yılın eylül ayına kadar şehirde 174 vakanın polise bildirildiğini söylüyor.“Bu toplumsal bir sorun” diyen Munyole, ailelerin çocukları, “Geçmişte bir doktor ya da bir papazdım, ancak çocuk cadılığı yüzünden şu an işsizim.” gibi söylemlerle günah keçisi ilan ettiğini ekliyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin 2009’daki bir raporuna göre cadılık suçlamaları önceleri yaşlı kadınlara yöneliyordu. Ancak 1990’ların başından itibaren, giderek özellikle şehirlerde yaşayan çocuklar bu şekilde itham edilmeye başlandı. Bu durum zaten zor koşullarda yaşayan Congolese nüfusunun yüzde ellisinden fazlasını oluşturan 18 yaş altındaki çocuklar için ek bir tehdit oluşturuyor. Save the Children’a (Çocukları Kurtarın) göre Congolese’in beşte biri, beş yaşına gelmeden ölüyor ve öğrenim yaşındaki çocukların yarısından fazlası okula gitmiyor. Cadılıkla suçlanan çocuklara evde ve şeytan kovma ritüelleri gerçekleştiren kiliselerde tüyler ürpertici cezalar uygulanıyor. Yakma, aç bırakma ve dayak bu cezalara örnekler.FAKİRLİK, SUÇLAMALARI ARTIRIYORCadılık ithamları genelde ölümlerin, hastalıkların ya da bunlar gibi açıklanamayan talihsizliklerin ardından geliyor. Suçlamalarla fakirlik arasında da sıkı bir bağ var ki IMF’ye göre Kongo nüfusunun yaklaşık yüzde yetmişi fakirlik sınırının altında yaşıyor. Daha az kişiyi geçindirme fikri, çocukları büyücülükle suçlayarak evden atma düşüncesini yaygınlaştırıyor. BM Çocuk Hakları Komitesi, Kongo hükümetine, çocuklara karşı cadılık suçlamalarını suç sınıfına alması için baskı yapıyor. Ailelerin ölümlerle ve yerinden edilmelerle bölünmesi çocukları daha savunmasız hale getiriyor. Bu durum Kongo’da 1996’dan beri devam eden ve 5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan ağır çatışmalarla ilişkili. Ebeveynlerin açlıkla başa çıkmaya çalıştıkları düşünüldüğünde bu vahşi uygulamaların sürüyor olması şaşırtıcı değil. İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2006’daki raporunda, biyolojik anne ve babasıyla yaşayan çocukların bu gibi uygulamalara daha az maruz kaldıklarını belirtiyor. Rapor aynı zamanda yatak ıslatma, agresif davranışlar sergileme, uyurgezerlik, kabus görme gibi “garip” bulunan davranışların cadılık ithamlarına neden olduğunu belirtiyor. Kronik ya da çeşitli zihinsel ve fiziksel hastalıkları olan çocuklar da kimi zaman bu şiddete maruz kalıyor.Problem ciddiyetini korusa da yardım alabilen çocuklar da var. Chance, evden ayrılışının ardından geçen dört yılda, hayatını şehrin mağdur çocuklara barınak sağlayan Katolik piskoposluğuna ait bir evde geçirdi. Yerel bir dil olan Mashice çocuk evi anlamına gelen Ek’Abana, Kivu Gölü’nü tepeden gören engebeli çamur yolun üzerinde bulunan huzurlu bir barınak. Bu düzenli evin içinde her çocuğun özenle katlanmış kıyafetlerini barındıran birer rafı ve temiz, küçük yatağı var. Yeşil avlu çiçekli ağaçlar barındırıyor. Bu evde yaşayan 7-15 yaşları arasındaki, çoğu kız, 31 çocuk ekim ayında okuldan sonraki bir hafta sonu kaynaşma fırsatı buldular. Bazı kızlar bir arada oturarak el bezleri ördü ve çocuklar gün ortasında evin dışındaki tapınakta topluca dua ettikten sonra öğlen yemeği için yemekhaneye götürüldü.DAHA İYİ BİR HAYATEylül ayında evde yaşamaya başlayan 11 yaşındaki Sara Yakokya, “Hayatım burada daha güzel. Benimle ilgilenmeye çalışıyorlar, damgalanmıyorum, küçük düşürülmüyorum” diyor. Ek Abana’da yaşayan çocuklardan yalnızca ikisi erkek.”Ek Abana kapılarını 2002 yılında dokuz çocukla açtı” diyor, evin resepsiyondan ve medya açıklamalarından sorumlu görevlisi Dieudonne Muhanano. Evde yaşayan tüm çocuklar bir miktar din eğitimi alıyor ve rehberlik hizmetlerinden yararlanıyor. Çocukların tamamı okula devam ederken, evden ayrılmalarının ardından da Ek’Abana okul masraflarını karşılamaya devam ediyor.Evi kuran İtalyan Rahibe NatalinaIsella, “100 dolar alırsak, hemen harcıyoruz” diyor ve resmi bir bütçeleri olmadığını ekliyor. Mohanno’ya göre Ek Abana’nın 2008 yılında polisle işbirliği yapmasının ve halkı eğitmek amaçlı yerel kiliselere ziyaretler yapmasının ardından Güney Kivu’da cadılık ithamı vakalarında azalma gözlendi. Program Katolik kiliselerini hedef alıyor; ancak, yine Muhanno’ya göre, diğer mezhepler de farkındalık yaratan bu toplantılara katılmaya sıcak bakıyor. Ek’Abana aynı zamanda evde yaşayan çocuklarla ailelerini bir araya getirmek üzere arabuluculuk yapıyor. Chance’ın umudu ise bu çalışmalarla, en kısa zamanda eve dönebilmek yönünde. Aynı zamanda hafta sonları evdeki durumu kontrol etmek üzere ailesinin yanına gidiyor. Chance durumu “Beni büyücülükle suçlayanlar artık bunu yapmıyor. Her hafta sonu eve gidiyorum ve ailem beni olumlu karşılıyor” diyerek açıklıyor.MERHAMET ARAYIŞLARIChance, Ek’Abana çalışanlarının yardımıyla ailesinin zalim davranışlarını bile affedebileceğini söyledi ve cadılık suçlamaları problemleriyle ilgili kendince bir fikir geliştirdi. Konuyla ilgili düşüncesini “İnsanlara bunun yanlış bir anlayış olduğunu söyleyebilirim. Bu bir çeşit, insanları incitme ve onları haklarından mahrum etme yöntemi” şeklinde ifade etti.Ancak Ek’Abana’ya hâlâ yeni çocuklar katılıyor. Bunlardan bir tanesi tek bacağı sakat olan Sara. 12 yaşına girmek üzere olan Sara, Women’S eNews’le konuştuğunda evde henüz bir ay bulunmuştu. İyileştirilmek üzere hatalı bir operasyon geçiren Sara babasının birkaç yıl önceki ölümünün ardından, önce komşularının ve sonra annesinin kendisini cadılıkla suçladığını söylüyor. Daha sonra, diğer örneklerde de olduğu gibi annesi onu evden attı.Sara annesi için “Onu özlemiyorum, çünkü beni reddetti” diyor. Küçük kız Ek’Abana’da onu kabul eden insanlarla yaşasa da manevi yaraları hâlâ taze. Hikayesini anlatırken durdu, yüzünü ellerine gömerek ağladı. Elinde plastik mavi bir tespihi sıkıca tutuyor ve sürekli onunla oynuyordu. Bir süre sonra “Ben yanlış hiçbir şey yapmadım” dedi.Ek’Abana çalışanları annesine ulaşmış olsalar da Sara’nın söylediğine göre annesi konuşmayı reddetti.
Danielle Shapiro - Women’s eNews / Çeviren: Hazal Hürman
ÖNCEKİ HABER

Pasifik’te bir gezinti... (2)

SONRAKİ HABER

Merhaba

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...