20 Aralık 2009 00:00
Kadın Yazarlar Derneği bir yaşında
Kadın Yazarlar Derneği kuruldu haberini ilk gören arkadaşımın tepkisi, Nedir bu, şaka mı? oldu. Kadın Yazarlar Derneğinin bir başka yazar örgütüne mektubunu okuyan bir başkası, Nereden çıktı bu, piyangodan mı?
Kadın Yazarlar Derneği kuruldu haberini ilk gören arkadaşımın tepkisi, Nedir bu, şaka mı? oldu. Kadın Yazarlar Derneğinin bir başka yazar örgütüne mektubunu okuyan bir başkası, Nereden çıktı bu, piyangodan mı? diye bastı kahkahayı. Bu iki erkek yazar da görünüşte kadın yazarlar için bir örgütlenme başlatanlardan daha az cinsiyetçiydiler, ama ben de, siz de gerçeğin böyle olmadığını biliyorsunuz. Kadın yazar nitelemesi, bir paranteze hapsetmektir yazarların bir bölümünü, doğru. Hatta, kadın şairlerin, yazarların en önde gelenidir biçimindeki tanımlarla, kadının, yazarlardan ayrı tutulması ve bir bakıma aşağılanması da sağlanır. Ne var ki, eğitim olanağını yüzyıllardır bulamayan kadınların (tüm dünyada) kendini yazılı olarak ifadede bocaladığı da bir gerçektir. Bu engeli aşmak için gereken eğitim olanağı da ancak eğitimle sağlanır. Bu eğitim yalnız edebiyat alanında değil, kadınların konuşulamayan gerçeklikleri için de gereklidir. İşte bu yüzden İzmirde üç yıl önce farklı alanlarda yazan kadınların oluşturduğu Kadın Yazarlar Platformu, geçen yıl verimli çalışabilmek amacıyla dernek çatısı altında birleşmeye karar verip Kadın Yazarlar Derneğini (KYD) kurdu. 27 kadın yazarın bir araya gelerek oluşturduğu dernek, yeni bir dilin oluşması için emek veren; ırkçılık, sömürü ve savaşa karşı çıkan kadınların buluşacağı bir nokta olmayı amaçlıyor.Merkezi İzmirde bulunan derneğin 27 Ekimde gerçekleştirilen açılış kokteylinde, Gönül Çatalcalının okuduğu kuruluş bildirgesinde, Kadının kurtuluşu, insanlığın kurtuluşunun bir öyküsü ve işareti olacaktır görüşü vurgulandı. Bu örgütlenmenin yeni bir dilin oluşmasında emek veren kadınların buluşması noktası olması dileği yinelendi: KYD, edebiyat, kültür sanat dalında yazılar yazıp yayımlayan kadınların ırkçılık, savaş, emek sömürüsüne başkaldırışıdır. Pozitif ayrımcılığı yaşam felsefesi edinen kadınların başkaldırışı, kadının kalemi eline alıp kendisini dile getirmesi, kendi adını kendinin koyması, simge olmaktan çıkıp simgeleyene dönüşmeye kalkışması, egemen sistemin iktidar ilişkilerini sorgulayarak ataerkil zinciri kırması, geleneksel kadın-erkek ilişkilerini tersyüz etmek, egemen ideolojinin kadına yönelik ayrımcılığını ortadan kaldırmak demektir.Kadın Yazarlar Derneği, kurulduğundan bu yana çeşitli projeler üretti. Bence bunlardan en önemlisi 12 Eylülü unutmama çalışmasıydı. 12 Eylülü yaşayan kadınlardan anılarını yazmaları istendi: Toplumsal belleğimize sahip çıkma, kadınların toplumu yeniden inşa etmedeki gücü ve etkisini bilerek ve gözeterek, KYD olarak tarihe bir de bizim gözümüzden bir kayıt düşürmek istedik. Bu amaçla çıkılan yolda, göle atılan taşın genişleyen halkalarıyız hepimiz. Bunu unutmadan ve birlikte dayanışarak üretmenin de hazzını paylaşmak amacıyla bu çağrı hepimizedir. Ve son başvuru tarihi iki kez uzatıldı. Şimdi 12 Eylülün kadın gözünden anlatımı kitaplaşacak.Kadın Yazarlar Derneği, 27 kadınla İzmirde başladığı yolculuğunu yeni üyeler ve yeni projelerle sürdürüyor. Nice yıllara!..
Sennur Sezer
Sennur Sezer