10 Ocak 2010 00:00

40 yıllık suskunluk ve Gencer-Gencer

Daha önce bu konuda yazdık (bkz. Gezgin, 2009): 1965’te Endonezya’da 300 bin-1 milyon solcu ya da solcu yakını, ordunun ve İslamcı örgütlerin işbirliğiyle topluca öldürüldü. Konu, Endonezya’da hâlâ özgürce tartışılamıyor.

Paylaş
Daha önce bu konuda yazdık (bkz. Gezgin, 2009): 1965’te Endonezya’da 300 bin-1 milyon solcu ya da solcu yakını, ordunun ve İslamcı örgütlerin işbirliğiyle topluca öldürüldü. Konu, Endonezya’da hâlâ özgürce tartışılamıyor. Bu tabuyu devirmek için çeşitli girişimler var. ‘40 Yıllık Suskunluk: Bir Endonez Ağlatısı’ (40 Years of Silence: An Indonesian Tragedy), Dr. Robert Lemelson’un yönetmenliğini yaptığı, 1965 toplukıyımlarını ele alan 2009 tarihli bir belgesel. İzit (film), 4 ailenin tanıklığına dayanıyor. Bu 4 aile, 1965 öncesindeki yaşamlarını, 1965-1966 arasını ve 1966 sonrasını anlatıyor. Bu aileler, hâlâ baskı görüyor, tehdit ediliyor.10 yılda çekilmiş olan ve 300 saatlik görüşmelere ve 10 bin sayfalık görüşme kayıtlarına dayanan belgeseldeki birinci kişi, Kereta. Kereta’nın babası, kendi akrabalarının ihbar etmesiyle gözlerinin önünde öldürülüyor. İkinci kişi Lanny de, babasının öldürülmesine tanık oluyor. Üçüncü kişi olan Degung, babasının ölümüyle sokağa atılıyor, seks işçileri tarafından büyütülüyor. Şimdi, bir insan hakları eylemcisi. Dördüncü kişi olan Budi, toplu kıyımlardan çok sonra doğmasına karşın, babası eski siyasal hükümlü olduğundan, köylüler tarafından sürekli baskı gören bir çocuk. Onu korumak için, ailesi, onu bir yetimhaneye veriyor. Yetimhanede büyüyen Budi, büyüyüp hesap sormak üzere köye dönüyor.Yine daha önce yazdığımız gibi, toplu kıyımlara gerekçe olarak, ortaklaşmacıların darbe düzenleyip altı generali öldürmesi gösteriliyordu. Princeton Üniversitesi Araştırmacısı Bradley R. Simpson, kitabında (‘Economists with Guns: Authoritarian Development and US-Indonesian Relations, 1960-1968’), ABD ve İngiltere’nin toplu kıyımlar için silah ve para desteğinde bulunduğunu, Ordu ve EKP’nin arasını açmak için çeşitli gizoyunlar (komplo) düzenlediğini gözler önüne seriyor ve darbeyi düzenleyenin EKP olmadığı sonucuna varıyor.‘Ölen öldü ama kalan sağlar’ için yaşam, hiç de kolay olmadı. Hapisten çıkanlara “devlete, bana yapılanlar için dava açmayacağım” diye bir yazı imzalatılıyordu. 1981’de çıkan bir yasayla, siyasal ‘suç’lardan hapse girmiş olanların kimlik kartlarına ‘eski siyasal mahkum’ anlamına gelen bir damga vuruluyordu. Ayrıca, her ay, karakola görünmeleri gerekiyordu. Damgalılar, oy kullanamıyor; öğretmen ya da memur olamıyordu. Bu ‘kalan sağlar’dan biri de, 14 yıl hapiste ve bunun üstüne 13 yıl ev hapsinde tutulmuş olan ve bugün Endonezya’nın en tanınmış yazarı olan Paramudya (1925-2006) idi.‘40 Yıllık Suskunluk’, konuyla ilgili ilk izit değil. Uzun süre hapis yatmış solcu Endonez Yazar Putu Oka, daha önce belgeseller çekti. Yine de, yabancı bir yönetmenin iziti, her zaman daha çok ilgi çekiyor. Bu kırk yıllık suskunluğu kırmak açısından bir diğer önemli gelişme, Endonezya dışında gerçekleşti: Singapur’da Haziran 2009’da ‘1965-1966 Endonez Öldürümleri Yeniden’ (The 1965-1966 Indonesian Killings Revisited) adıyla bir toplantı düzenlendi.Suharto döneminde, bu toplu kıyımlar üstüne konuşmak ve öldürülenleri anmak yasaktı. (Durum, İran’da solcu öğrencilerin mezarlarının talan edilmesine benziyor.) Bu toplu kıyımları yoksaymanın ötesinde, ‘haklı saymak’ için, daha önce, Suharto yanlısı izitler yapılmıştı. Ders kitaplarında 1965 toplu kıyımına elbette yer verilmiyor. Bu kitaplarda ortaklaşmacılar, ‘şeytan’ olarak gösteriliyor. İnsan hakları eylemcileri tüm bunlara karşı, bir gerçek ve uzlaşma kurulunun oluşturulmasını istiyorlar.‘40 Yıllık Suskunluk’ belgeselinin dikkat çekici bir özelliği, belgesel müziğinin 40 yıllık yasaklı olan bir şarkı olması. Parçanın adı, ‘Gencer-Gencer’. Gencer, Endonezya’da yaygın olan bir ot. Bu ot, varlık zamanında hayvanlara yem olarak verilen, yokluk zamanında yoksulların yediği bir ot. Gencer, Japon işgali sırasındaki darlıkta temel yiyecekti. Bu şarkı, bu açıdan, yoksulluğu ve savaş dönemindeki zorlukları çağrıştırıyor. Ancak, sözlerinde, yasaklanmayı gerektirecek bir neden bulabilene madalya takmalı. İşte şarkının sözleri:Gencer, gencer, dağılmış, tarladaTopluyor onları bir kadınBir sepeti dolduruyor gencerle, eve gidiyor sonraPazara götürülüyor gencerler şafak vaktiSıkıca bağlandılar ve sunuldular.Çokça alıyor Cebeng AnaPişirmek için hazır şimdi.Muhammed Arif, bu parçayı 1943’te besteliyor. Daha sonraki yıllarda Endonezya Komünist Partisi’ne katılıyor. Parça, Suharto öncesinde öyle sevilgen (popüler) oluyor ki kimi kukla gösterilerinin sonunda Gencer çalıyor. Parçayı, EKP, seçim kampanyalarında kullanıyor. 1965’te Suharto bir darbeyle başa geçince, Arif’in evi ateşe veriliyor; besteci yakalanıyor ve ondan bir daha haber alınamıyor. Suharto döneminde, gencer yemeyi bırakanlar bile oluyor.Ya şimdi? Şimdi genelağ (İnternet) var artık. Genelağ, yasak masak dinlemiyor. Gencer, Endonezya’da seyrek olarak da olsa yeniden çalınmaya başlandıkça, ülkenin kanlı geçmişiyle yüzleşmesinde yeni bir adım daha atılmış oluyor. İlgilisine KaynakGezgin, U. B. (2009). Asya-Pasifik’te Bu Hafta (79): Endonezya ve tarihyazımı. Evrensel Hayat eki, sayı 238, 25 Ocak 2009. http://evrensel.net/ekhaber.php?haber_id=44300 Belgeselin ağsayfası: http://www.40yearsofsilence.com/ Gencer-Gencer şarkısını dinlemek için: http://www.youtube.com/watch?v=9mX7kKVLwlQ
Dr. Ulaş Başar Gezgin
ÖNCEKİ HABER

Sömürüyü anlatıyordu çoban

SONRAKİ HABER

G.Saray Türkiye’dir!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...